Murat Kalender


Harun ve Karun Yan Yana

Harun ve Karun Yan Yana


Siyasetin altın kuralı döneklik...

Dün ki Harunlar bugün Karunlarla yan yana. Sormak gerek; Harunlar mı Karun oldu, Karunlar mı Harun.

Cevap verebilirler mi acaba.Cevap siyasetin koltuğunda gizli. Çünkü siyasetin koltuğu ceylan derisi.

Harun olarak oturulan ceylan derisi koltukta hemen Karunluğa uzanan bir yol. Basit! Mağdurluklarla yürüyen anlayışta ki son nokta Karunluk.

Üzüntümü duymak gerekiyor yok sa yeni üreyen Karunların koltuğunun altına girmek mi? Bu koltuk altında siyaset arayıp ticarete açılan yola yelken açmak mı?

Hep soru hep soru... Cevap vermek herkesin hakkı. Ama bu hakkı kullanırken nerden bakmak gerekiyor. Hatta bir yerden bakmaya dahi gerek yok. Ortada olan cevabı aramaya da gerek yok. Mağdurluk edebiyatıyla yürüyen bir yoldaki sahte düşmanlar, dün aynı koltukta pişpirik oynayıp sistemi linç edenlerin bugün güç yarışı haline gelen düzen. Sistem benim kavgası...

Pişpirik oynarken paralel fikirlerle ülkeyi ellerindeki kağıtlarla yönetenler bugün karşı karşıya gelip ellerindeki kartları bir bir açıyorlar. Kimin üzerinden oyun oynuyorlar!

Hedefteki hep aynı... Vatandaş... Vatandaş odaklı bir pişpirik...

Ortaya açılan her kâğıdın bir karşılığı ve uzandığı nokta var. Karunlaşanların oynadığı oyunun tek hedefi para para para.

Ülkede hiç kimsenin güvendiği bir devlet kurumu kalmamış. Hiç bir devlet kurumunun güvendiği bir vatandaş kalmamış. Bak işe....

Devlet kurumu vatandaşa niye güvenmesin diyeceksiniz ama öyle. Vatandaşa güvenmiyor. Niye mi?

Çünkü artık vatandaş parçalı bulutlu. Kimi paralel, kimi ergenekoncu, kimi İrancı, kimi bilmem neci...

Vatandaş güvenmiyorsa kurumlarına, o kurumun da hakkı değilmi vatandaşa güvenmemek.

Yıllardır hukuktaki hukuksuzluk tüm ülkenin gözlerinin önüne serildi. Acaba hakim karşısına çıkanların hangisi kalben güveniyor verilen karara. Artık mahkemelerde Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma... kalmadı. Artık mahkemelerde de dikkat ve önem arz eden öncelikler var. Başta koltuk, sonrasında kartvizit, sonrasında siyaset, sonrasında para....

Evet...

Karmakarışık bir gündemler ülkesi haline gelen Türkiye`de bizlere düşen bu oyunları izlemek. Harun olarak gelenlerin Karun olarak yönettikleri ülkede yaşamaya çalışmak. Bölünmüş ülkenin yandaş medyalarını ayrı ayrı takip edip özünü çözmeye çalışmak.

Benden olan yaşasın olmayanın ipini çekin mantığının yerleştiği koca Türkiye`de elbette düşünen insanlar bu yozlaşmış anlayışları yok edecektir. Elbette milliyetçilik duygusuyla insanlar ülkesine devletine sahip çıkacak, elbette o dünkü Harunlara bugünkü Karunluklarının hesabı sorulacaktır. Kimsenin ahı kimsede kalmaz. Dününü yalanlayanlar bugün devlet yönetmeye aday olamaz. Devlet yönetemez.

Büyük üstad Sezai Karakoç ne diyor... "Tarihte her hareket tek bir kişinin ayağa kalkması ile başlar"

O yüzden Harun ve Karun edebiyatıyla ajitasyondan vazgeçilmeli. Edebiyatçıları da artık bu ülkenin siyasetinden silinmeli. Devlet mekanizmaları üzerinde pişpirik oynayanlar artık oyunlarını siyasette değil kahve köşelerinde oynamalı.

YAZARLAR