Ahmet Kemal


Göçmüş SİVAS!


" Üç göç , bir yangına bedeldir " Türk ata sözü.

Aslında bu söz göçün maliyetini ve zorluğunu anlatır.Üç göçten sonra eşya kullanılmaz olup yangın geçirmiş gibidir.

İlginçtir , bunu göç yaşayan şehrin sakini olarak bize dendiğini de anlarım. Bu sözü sürekli göçen Sivas´ın kendisi için yani göçenler değil kalan için irdeleyelim. Zira , toplumsal - sistemli - cebr´en göçler terkedileni azaltır acıtır .

Başlığımız göçmüş Sivas´ta yakın tarihinde - son yüzyılda- önce Ermeni sonradan Alevi yurttaşlarımızın göçüyle hem nicelik hem de nitelik olarak daralmış , büzüşmüşdür.

Rakamlar yazının duygusunu , ahengini bozsada maddi tespit anlamında değinmek gerekir

Sivas 1970 lerde toplam 1 milyona yakın nüfusuyla ülkenin yaklaşık % 2.5 ine tekabül ederken şu an da 630 bin olup genel nüfusun % 0.75 dir.

TÜİK 2023 planında ülke nüfusunun % 0,5 ine düşecektir . Bu da sadece 40 yılda beşten (5) bir´e (1) düşeceğimizi göstermektedir.

Bu azalma da değildir , adeta YOK OLUŞ ...

Büyük çöküşü onlarca madde ile izah edebiliriz. Siyasi davranışlardan seksenlerde dünyada oluşan kamu-özel değişiminden , kışından , kabalığından vs.vs. ...

Ama bizim için soyut kavramlar yerine mahallemde, okulumda, çarşım da yaşayan komşularımın , arkadaşlarımın göçü gerçekçi ve acıtıcı olmuştur.

Osmanlı dönemi - yanılmıyorsam - İstanbul dan sonra ikinci belediye teşkilatı Sivas da kuruldu ise bir yüz yılda bu zenginlikden - büyüklükden nasıl bu hale geldik ? El cevap ; FARKLILIKLARIMIZI KAYBETMEKDEN ...

" Farklılık zenginliğimizdir " Bu güzel söz artık slogan olup hamasetin mezesidir. Manası derindir lakin , söyleyenlerin sığ yorumu - algısıyla " biz"den olanın farklarıdır yani nüans ...

Halbuki farklılık ; şimdi tam da ötekileştirdiğimiz , dinimiz - mezhebimiz ve meşrebimizden olmayanlardır .

Farklılık ; ortak coğrafyayı - beldeyi paylaşanların birlikte yaşamayı sağlarken sahip oldukları " zenginlikleri " , yetenekleri paylaşması ve öğrenmesidir .Kabaca , taklid ederek imrenerek almasıdır .

İddialı olacak ama ; yaşayan gören olarak , biz birlikde yaşarken sanatı / zenaatı - üretim ve karlılığı Ermeni yurttaşlarımızdan öğrendik. Sadakat , dürüstlük , güvenilir olmak , disiplinli çalışmak ve okumayı da Alevi hemşerilerimiz de gözlemledik.

Dünyanın ortak değeri olmuş Aşık Veysel´i mizin onlarca dostluk, birlik , paylaşmak mesajları mum dibine Işık vermediğinden mi başka uzak coğrafyalarda yerini buldu ?

Bir MAYRİG ( ana ) türküsünün dilini bilmesek de tam anlamışcasına kalbimizi acıtıyorsa bu topraklar da neşet etmesindendir.

Hülasa´sı ; dıştan kışkırtmalı , içten uyumlu göçlerin akabinde yönetenlerinde bunu okuyup anlamamaları sayesinde artık bizden de , zengin - yetenekli - cesur olanların göçüyle ; TEK TİP - BİAT EDEN - İANEYE ALIŞTIRILMIŞ sadık " kul" lardan müteşekkil bir şehir / topluluk olduk . Allah sonumuzu hayr´eylesin .

Not : Yerim dardı bu yüzden sorumlu siyasi ve yöneticileri münhasıran müstakil bir yazıda ele dolayacağım.

YAZARLAR