Murat Kalender


Gerçekten SİVAS´ta KİMSE YOKMU?


 

Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan 17-25 Aralık sonrası açık bir şekilde bunlarla olan tüm ilişkilerinizi bitirin demişti. 

Varsayalım muhalefet yapanlar sırf muhalefet olsun diye FETÖ´yü koruyup kollama sinyalleri yayıyorlardı.

Diyelim ki buna eyvallah. 

Bunun adını da ana muhalefet vs koyalım da; 

Sözüm ona AK partili olanlara ne isim takalım?

Onların FETÖ eğilimlerine ne ad koyalım?

Birileri tüm imkânlarını borçlu olduğu AK partiye ve özellikle 15 Temmuz´da bizzat hedef alınan öldürülmesi için her türlü girişim yapılan Recep Tayyip Erdoğan´a inanmayıp; Erdoğan bu işi fazla büyütüyor. Paralelin olduğuna inanmıyorum gibi hayati bir lakırdı yapanları, paralelcileri hala devlete taşıyanları, paralele yapılan operasyonları durduranlara ve fetöcü olduğunu bile bile belediye meclisine taşıyanlara ne demeli?

Pek iyide;  neresinden bakarsanız bakın, dibine kadar iç içe girdiğiniz ve kolladığınız FETÖ yandaşlarına olan bu ilgi niye?  

Çorap söküğü gibi söküldüğünde ucu size mi değecek?

Bence endişeniz yersizde değil. Evet, ucu size mutlaka değecek. O yüzden telaşlısınız. 

Tutuklanıp itirafçı olanların ifadelerinde adınızın geçmemesi için gereken hamleleri yapıyorsunuz. Bugün şunu yem edelim, yarın bunu yem edelim... Hesaplar tamam...

Ama tüm bu arkadan çevirdiğiniz filmleri artık kimse seyretmeyecek. 

İstanbul milletvekili Külünk açık bir şekilde televizyon ekranından Sivas´ı bizzat telaffuz ederek içeri alınan fetöcülerin yeniden dışarıya çıkmasını sağlamakla beraber; girecek olanlara da engel olunduğunu dile getiriyor. Hatta Sivas´ta gözaltına alınan avukatlarla alakalı gözaltı listesinde olduğu halde bir vekile yakınlığı sebebiyle ile ifadeye dahi çağırılamayan avukatların olduğu beyan ederek o vekile çek elini hukuk bürosundan ibarelerini de devletin kanalından yani TRT´den beyan etti.

Bu gerçeklerin farkında olan birinin varlığı bizi biraz da olsa rahatlattı mı eh... Bakalım görelim...

Bu demektir ki ey FETÖ nün koruyucu kollayıcı şefkatli kolları! En kısa zamanda sizin de kolunuz kanadınız kırılacak. 

İninize kadar gireceğiz diye boşa denmedi.

Bu arada bir vekil sayın bakanın bilgisi doğrultusunda bu FETÖ operasyonuna müdahil oluyoruz. Bakanın vekâleti bende der gibi ifadeler ettiği iddia edilirken; yüz aklığından emin olduğumuz bakanımızın bu vekâleti verip vermediği ile ilgili de bir açıklama yapması tüm bu dedikoduların önünü kapatacaktır. Belki bir vekâleti  söz konusu ise! Hani Önümüzde kurban var ya belki onun vekâletini vermiştir. Onun dışında Bakanın vekâletini birine vereceğine asla inanmam. 

Diğer yandan duyulur mu bilmem ama ben yine de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´a sesleniyorum. Hiç kusuruma bakmayın! Tüm bunlar ortada ilken ve bunlar ilimizde kimlerin fetöcü kimlerin her ne olduğunu belirleyen komisyon üyeleri iseler; FETÖ ile mücadele ediliyor lafına asla inanmam. 

İlker Başbuğ un dediği gibi hala tek başına bu FETÖ terör örgütü ile sadece Cumhurbaşkanı yani Tayyip Erdoğan mücadele veriyorsa; millet olarak meydanlarda nöbete devam edilmeli. 

Ancak; sizin siyasetçilerinizin müdahaleleri işin doğrusunu yapanların ayaklarına pranga vuruyor. 

Kuvvetle muhtemel FETÖ üyesi olanlar girdikleri gibi arka kapıdan salını veriliyorlar.

Bu öyle bir tehlikeli noktaya geldi ki; bu süreç hem AK partiyi dahası Tayyip Erdoğan´ı bitiriyor. 

Nasıl mı? 

Sonuna kadar FETÖ yü savunanlar dışarda gezerken; sırf sendika üyesi diye görevinden alınan saftirik öğretmenler mi dersiniz; sadece ilimizde değil Örneğin İstanbul´da Van´da bir şikâyet üzerine görevinden uzaklaştırılan; ne okullarında okumuş, ne yurtlarında kalmış ne de bankalarında bir kuruş parası olmayan öğretim görevlilerinin içeriye alınması mı dersiniz! 

Tüm bu yanlışlıklar geri dönüp Akpartiye ve yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´a dolayısıyla da millete zarar vermeye başladı. 

Asıl darbeyi yapanlara destek sizin kurduğunuz AK partide milletvekilliği, belediye başkanlığı yapanlar tarafından veriliyorsa;  FETÖ elebaşları hala korunup kolluyorlarsa. Bu demektir ki;15 Temmuzda millete yapılan FETÖ darbesini fiili olarak devam ettiriyorlar. Risk hala devam ediyor.

Bir yandan da fetöden kalma yanlış istihbarat bilgileri ile günahsız insanları da fişleyerek olayı iyice tabana yayıp sulandırıyorlar. 

Velhasıl; Başı ihanet, ortası ticaret sonu ise ibadet diye nitelenen Fetö mensuplarının en alt tabakasında yani ibadet kısmında temizlik yapılmaya çalışılıyor. 

Bu kesim en hassas ve inançlı insanların kandırılıp hipnotize edildiği kısmı oluşturuyor ki; bu ibadet kısmı herkesin bir şekilde iç içe girdiği  Komplike bir yapı. 

Sırf Müslüman olduğuna inandıkları için tabiri caizse bir ibadet aşkıyla sorgusuzca bağlandıkları ´sözüm ona bu hizmet cemaatinin´ kurbanı olmuş insanlarla dolu. 

Erdoğan´ı yani Cumhurbaşkanını kandırıp devletin ve siyasetin en hassas sinir uçlarıda dahil olmak üzere dibine kadar sızan bu haşhaşiler normal bir insanı kandıramaz  mı? 

Devletin tüm istihbarat sistemini aşarak hatta ele geçirerek yıllarca sinsice ve sabırla sızdıkları devlet kurumlarında yuvalanarak her alanda etkin olan asıl FETÖ üyeleri hala yerlerinde duruyorlar. 

AK partili kılığına bürünmüş fetönün militanları hala iş başında. 

Bunu Nasıl görmezsiniz hafızam almıyor? 

Bakın Sivas´tan çok basit bir kaç örnekle anlatacağım. 

Ta 17-25 Aralık öncesi eşşekle protesto yapan birini partinin başına getirenlere soruyorum. Sizin hiç mi Tayyip Erdoğan´a saygınız yoktu?

Adam mı kalmadı bu memlekette? Sivas´ta Merkez İlçe Başkanı yapacak bir başka adam bulamadınız mı? 

Kaldı ki Sivaslı bir Genel Başkanı olan bir partinin il başkanıyken; sırf iktidar partisidir. Nimetlerinden faydalanayım diye orayı satıp AK partiye koşarak gelen bir eşşekçi adam ne kadar güven vericidir?

Eyvallah; partiye insanları transfer edin. 

Bu siyaseten doğru bir oy avcılığı olabilir de. 

Bu muhterem yanında eşşek eşliğinde hükümetin önünde başına bir bez parçası geçirerek dönemin Başbakanına şimdinin Cumhurbaşkanına hakaret etmedi mi? 

Bunu nasıl yağlayıp ballayarak AK partinin üst kademesinde ki saflara bunu iteleyip yutturarak Merkez İlçe Başkanı yaptırdınız. 

Olmadı; ilkokul, ortaokul, lise ve dershanesine giden ve sonrasında FETÖ operasyonları kapsamında YÖK tarafından kapatılan Fatih üniversitesinden mezun olan; yani daha 6-7 yaşında bunların içine girip 25 yaşına kadar içinde kalan bir genci nasıl olurda 17 Aralık sonrası Gençlik Kolları Başkanı yaparsınız? 

Nasıl böyle bir riski ve riskli adamları AK partiye taşırsınız?

Tövbe; Aklıma yukardakilerle ilgili laflar da söylemek geliyor da ne ise. 

O konu daha derin ve bizi aşacak daha vahim bir durum. 

Şimdi bu örneklere bakarak işi makaraya alıp valla bizde böyle bir yol bulsak da bizi de İl-İlçe Başkanı yapsalar diyenlerle dolu. 

 Oysa işin doğrusu oldukça basit ve kolaydı!

Mesela köşede fırsat kollayan yedi ceddini bildiğiniz partinizin gençliğinden yetişmiş Topgül´ü ya da tek başına bir zamanlar AK parti adına silahşör gibi herkesle mücadele eden; AK partinin Sivas´ta ki gençliğine hâkim, iş bitirici, teşkilatı iyi bilen Toraman´ı getirin İl yada İlçe Başkanı yapın. 

Kaldı ki Bakan bey gençlik kollarından ayrılırken Toraman´a atfen 

´Ben bu dünyada da öbür dünyada da Allah için şahitlik yapacağım bir kardeşimdir´ yüz akı ile başkanlığı bıraktığına ben şahidim. Dediğini bilmeyen yoktur. 

Gerek Topgül´ü gerekse Toraman´ı çok eleştirdiğimizi de bilen bilir. Biz çok sevemedik ama yiğidi öldürsen de hakkını teslim etmek lazım. 

Onlar dura dura bir eşşekçiye ve fetönün okullarında okumuş bir gence parti teslim edilmezdi. 

İlle bir yanlış arıyorsanız? İşte size iki basit örnek.

Hesaplaşmak gerekiyorsa bunları buraya taşıyan her kimse onlarla hesaplaşmak gerekmez mi? 

Daha bitmedi durun! 

Bu eşşekçiyi yanından bir dakika ayırmayan milletvekili ve encümende görev veren belediye Başkan´ına ne demeli! Şimdilerde onu daha da öne çıkarmak için daha fazla arkasında duramayacağı Meclis üyesini eşşekçinin üzerinden AK partiden ve Belediye Meclisinden istifa ettirerek kahraman etmeye çalışacaklarıda kulaktan kulağa yayılmaya başladı. 

Şimdi diyeceksiniz ki bu eşekçinin FETÖ ile ilgisi ne? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dediğinizi duyar gibiyim. 

Haksızda sayılmazsınız. 

Lakin bu örnek bize gelecekle ilgili ipuçları vermiş de anlamamışız. 

Nasıl mı? 

Tayyip Erdoğan´a hakaret edeni başa oturtturanlar şimdi de fetönün mensuplarını koruyup kolluyor da o yüzden eşşekçi örneğini verdim. 

Asıl anlatmam gereken yazımında başlığını oluşturan birşey var ki! İnsana pes dedirtecek cinsten. 

Hani 17 aralık sonrası Erdoğan´ın bunlarla ilişkilerinizi kesin dediği süreçten sonra bakın neler yapmış bizim belediye başkanı? 

Tayyip Erdoğan´ın bu talimatından bizim ki ne anlamış? Bir kaç tanesini sıralayalım. 

Yerel seçimlerde göz göre göre İl, İlçe, Gençlik Kolları, Kadın Kolları ve Milletvekillerinden oluşan komisyonda belediye Meclis üyeleri belirlenirken ulu orta bugün Meclis üyesi olan İ.B yi sırf paralelci diye meclise öneriyor ve yazdırıyor. 

Bu arada hazır fırsat bulmuşken milletvekili bir başka paralelci olan Av. E.C nı parti yönetimine kaydırıyor. 

Yani aynı cemin bülbülleri olan Milletvekili ve Belediye Başkanı; ´al takkeyi ver külahı´ oynuyorlar.

Bitmedi. Şimdi geldik asıl bombaya. 

Sen kalkacaksın açık bir şekilde sadece belediyenin çalışmalarının yayınlandığı belediyenin önünde ki billboarddan ´kimse yok mu? Derneğinin reklamını vererek FETÖ kuruluşu olan ´kimse yok mu? Derneğine kurban derisi toplayacaksın. Allah bilir ya Belediyenin hayrına dernekten reklam karşılığı bilboard parası da almamışsındır.

Demek ki kendi kurduğun Hayat Ağacı Derneği kurban toplarken senin için daha hatırlı bu derneğe yardım etmeyi doğru buluyormuşsun.

(Not: eminim Belediye Başkanı bu yazıyı görür görmez bundan zinhar benim haberim yok diyerek savunmaya geçmekle kalmaz. Beni sattılar diye bir kaç gariban memurun canını da yakarsa hiç mi hiç şaşırmam). Ancak belediye makamının önünde dağ gibi duran Kocaman bilboardı görmemesi de imkân dâhilinde değildir. 

Sayın Tayyip Erdoğan 40 yıldır devletin içine sızarak, sinerek, yuvalanarak ve hatta bulundukları bölgeleri ele geçirerek bizzati öncelik şahsınızı yok etmek maksadıyla 15 Temmuz gecesi yaşanan kalkışma, darbe girişimi ardında ki kirli siyonist yapılanmanın temizlenme süreci artık o tankların önünde duran, kurşunlara aldırmadan hedef olan, bombalarla şahadete yürüyen bu milletin bu asil halkın vicdanını yaralar hale gelmekte.

Eğer bu ülkede her Milletvekili her Belediye Başkanı böyle ise suçluyu dışarda arama. İşte tüm çıplaklığı ile ortada olan bu zatı muhteremlere karşı bir tedbir alın. 

Bunlar orada makamlarını güçlerini koruyabilmek için ne sizi ne de kimseyi; ne duyar ne işitir ne de görürler.

Sonuç olarak soruyorum. Bu memlekette bırakın bunu bir ihbar, bir bilgi olarak görüp bir araştıralım diyen bir savcı yok mu? Neden üzerine gidilemez? 

"´Ha sahi bu memlekette

´KİMSE YOK MU? Cidden endişeliyiz´. (Millet)"

YAZARLAR