Yusuf Agâh


Fincan Altlığı Bakır mı? Gümüş mü? Kahveden Bi Haber Beyler!


Fincan Altlığı Bakır mı? Gümüş mü? Kahveden Bi Haber Beyler!

Birilerinin gündemini fazlasıyla meşgul eden eski Numune hastanesi binasının yıkılsın mı ? Yıkılmasın mı? Tartışmaları. Numune hastanesi İlk etapta 50 yataklı olan hastane Cerrahi 30 yatak, dahiliye 20 yatak, nisaiye10, kulak burun boğaz 10, ve intaniye 10 yatak olmak üzere, 80 yataklı hale getirilmiş.Hastanenin, cilt, göz, röntgen ve bakteriyoloji laboratuarı bulunduğu kaydedilmiştir. 1952 yılında şuan ki A-Blok binasında hizmet verilmiş, 1965-1970 yılları arasında eğitim hastanesi olarak mayıs 2003 yılından bu tarafa 400 yataklı Numune Hastanesi, 100 yataklı Göğüs Hastalıkları Hastanesi ve 100 Yataklı Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesi birleştirilerek 900 yataklı Sivas NUMUNE Hastanesi olarak hizmet vermiş olan hastane kampüsü haline dönüştürülmüş.Yeni Numune hastanesi hizmete girdikten sonra burası nı şehir içerisinde kaldığı için binalar eski ve hizmet edemez halde olduğu için yıkılmış.Şu an kalan sadece 1952 yapılmış olan tartışılan bina kalmıştır.(Yazının konusu olmasada şimdi şehir hastaneleri projesi olarak yapılan binalarımız bir çok sorun yaşamaktadır.

Tüm hastaların bir araya toplanması sonucu bir salgın oluşsa ve hastane karantinaya alınsa hastalar nereye gidecekler.Doğal afet yaşansa deprem olsa vb.ne yapılabilir.Asıl söylemek istediğim riskler tek bir yere toplanmamalı bölünmelidir.Kamu Hastaneleri başına getirilen Dr.Mesut Acöz ün ilk açıklaması eski ssk binası yıkılacaktır açıklaması olmuştur.Hastane konusu olunca burda böyle bir düşünceyi paylaşmak istedim.) Sivas tarihi binalar ve bunların restorasyonu, değerlendirilmesi konusunda çok canı yanmış bir şehirdir.

Bu binaların başında Sahip Ata mederesesi(Gök Medrese) gelmektedirVakıflar Bölge Müdürlüğü´nce 1997 yılından itibaren başlatılan restorasyon çalışmaları yıllar boyunca ağır aksak ilerledi. Yakılan ve tahrip olan bölümlerin yenilenmesi, yeniden dizayn edilen medrese duvar taşlarının örülmesi, çevre çalışmaları, çini süslemeleri ile kapsamlı olarak ela alınan eser, zaman zaman yüklenici firmalar, zaman zaman da uygulanan restorasyon yöntemindeki yanlışlar nedeni ile tamamlanamadı. 2014´ten itibaren Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü, eserin restorasyonun tamamlanması için yeni bir çalışma başlattı. Bu kapsamda eserin restorasyon çalışmaları hızlandı. Eserin restorasyon çalışmaları sırasında, önceki yıllarda restorasyonda beton kullanıldığı da ortaya çıktı. Sağlamlaştırma amacı ile gerçekleştirilen ancak eserin aslına uygun düşmeyen uygulamalar kaldırıldı. Yenilenen restorasyon çalışmaları kapsamında binanın taş duvarlarının inşasında horasan harcı tercih edilerek aslına dönüldü. Eserin restorasyonu için şu ana kadar 7 milyon lira civarında harcama yapıldı.Şu an hali hazırda bitmiş değil devam etmektedir.Bakalım daha ne kadar para harcanacaktır. Şifaiye Medresesi (Sivas Darüşşifası) restorasyonu altı yıl sürmüştür.Bir çok mütahit tahüdünü yerine getiremeyerek işi bırakmış ve burasınıda devletimiz yine büyük bir maddi harcamayla restore ettirmiştir.Yine bu restorasyon neticesinde bir çok tarihi yazı, simge ,motif, çini zarar görmüş ve hatta taç kapısına polyesterden taş görünümü verilerek ,motif yerleştirilmiştir.

Türbe konusuna hiç değinmeyeyim çünkü İzeettin Keykavus Türklerin Anadolu´yu vatan edinmesini sağlayan sultan. Medrese içerisine girdiğinizde ticari faaliyetler sayesinde insanlarımız türbenin farkına bile varamamaktadırlar. Şemsettin Muhammed Cüveyni Mederesesi(Çifte Minara Medresesi) iç avlusunu çay ocağı olarak kiraya verilmesi ve yaz aylarında Pazar çadırları gibi çadırların açılması .Bu tarihi mekanların yapısına ne kadar uygundur. Buruciye Medresesi nin de restorasyona alınacağı söylenmekte kaç yıl sürecek diye düşündürmektedir. Acaba gereken özen gösterilerek itizlikle tamamlanabilecek mi? Kongre binası restorasyonuna ne kadar para harcanmıştır.Bu müzeyi gezen misafirler burasının tarihi bir mekan olduğunu hissedebilmekte midirler?Sivas ta ihale edilen işlerin maliyetleri gerçekten bu kadar yüksek midir?Bu yapılan harcamalar ciddi bir şekilde kontrol edilmiş midir? Yıldız Dağ kayak merkezi ne kadar sempozyum düzenlense de ,toplantılar yapılsada harcanan para ve durumu ortadadır.Vizyon,Ulaşım,Reklam. Fuar ve Kongre merkezi olarak düşünülen fakat yarım kalan akıbetinin ne olduğu belli olmayan bu alan seneler geçmesine rağmen neden bir çalışma yapılmamıştır? Sağlık sendikalarına sormak lazım.Hastanelerimizin içerisinde bulunduğu sorunlar.Doktor açığı .Hastanelerimizin borçları.Fiziki durumları. Şehrin Kamu hastaneleri başkanı basına açıklama yapmış Mr. Cihazı ka zan dırılacak mış?Yıl 2018.Sağlık sendikaları ,bizim adamımız olsun şuraya atansın bize hizmet etsin,biz sadece onlara hizmet edelim .Sendikacılık ta güzel iş.İşin yoğunluğundan mesai bile yapamıyorlar gerçi ne diyelim onlara.

Diğer bir konu ise restore edilen konaklar:Bu konaklar devletin parasıyla restore edilmesi ve daha sonra bir kuruma veya derneğe verilmesi ne kadar doğrudur?Kültürel ve sosyal amaçlı toplumun herkesimine hizmetine sunulması gereken bu binaları belirli birkaç zümreye tahsis etmek ne kadar doğrudur.Hüsnü Zan ne kadar önemli bir kavram öyle değilmi ama maalesef yapılan işler ortada.Birde şu söz vardır.Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

Gel gelelim eski Numune Hastanesi yıkılsın mı? Yıkılmasın mı? tartışmasına.Üst kısımda değindiğim ve Anadolu´nun mührü konumunda olan bu tarihi mekanların bu durumda olmaları ve çektikleri bu işkenceler stk ,Sağlık sendikaları ,kent konseyi,kültür yaşatma dernekleri şimdiye kadar en ufak bir açıklama neden yapmamışlardır?Bu yaşanılan şeylerin Sivas´la alakası yoktur herhalde?Sivas´ın en önemli meselesi bu mudur?Şimdiye kadar Sivil toplum kuruluşları ciddi istihdamlar konusunda neden büyük projeler oluşturarak talep etmemişlerdir? Bir iki Avrupa projesi hariç ne yapmışlardır? Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz.

Aynı fikirde olmasanız da, neden ortak bir proje ortaya koyamamaktasınız?Samimi değilsiniz. Rekabet , çelişki olmamasını istemek hem fiziksel hem de toplumsal realiteye aykırı olan bir şeyi istemek demektir.Fakat burada ki sıkıntı her iki taraf da neden bu bina ve camii arasında tartışmayı götürmektedir ?Dini bir simge olan şeyi tartışmanın ortasına koymak sağlıklı bir düşünce değildir.İş cığrından çıkarak birbirlerini farklı şekilde itham edebilirler.Buradaki proje neden bir bütün olarak anlatılmamakta ele alınıp değerlendirilmemektedir?Bu sorduğum sorular tabiki bu konu hakkında basında yer alan her iki tarafında sivil toplum örgütleri içindir.

Karnesinde zayıflar olan öğrenci misali siz stk lar başarı notunuz zayıf.Şehrin gelişmesi ve güzelleşmesi adına şimdiya kadar bir şey ortaya koymadınız.Öyle tahmin ediyorum ki bu tartışmadan bile rant elde etmeye çalışanlar vardır. Sütun var kemer yok ,kemer var kubbe yok.Çatısız binanın fikirsiz ortada konuşanı çok. Bu konuyu değerlendirecek uzmanlar vardır.Onların görüş ve düşünceleri önemlidir.

YAZARLAR