Sezai Kara


ENGİN GEÇTAN


“Hiçbir deli kendi menfaatini düşünemeyecek kadar deli değildir.”

“Hiçbir psikiyatrist,kendi yakınlarını tedavi edemez”

“Bu toplumun çoğu anormal davranışlar içinde”

“Her rahibenin altında bir fahişe yatar.”

“İki üç kişinin olduğu yerde bile,birisi doğal lider olur.”

Işıklı,dingin,güven ve huzur veren simasıyla,bilgelere yaraşır duruşuyla; Psikiyatrist Pr.Dr. Engin GEÇTAN.

Yukarıdaki sözler,Sevgili Hocamızın sınıfta çeşitli konularda ders işlerken,aklımda yer eden ve unutamadığım söz ve düşüncelerinden bazıları.

Hocamız ülkemizdeki en büyük psikiyatristlerinden biriydi ve biz bunu bilirdik.Kendisini derslerimizde,bir kere bile överken-aranan-zor ulaşılan bir tıp adamı olduğundan bahsederken görmedik.Son derece mütevazi-alçakgönüllü bir kişiliğe sahipti.Kendine özgü her zaman şık,tertemiz bir kıyafet olurdu üzerinde.

Hocamızı öylesine sever ve can kulağıyla dinlerdik ki,hatta derse biraz gecikse odasına kadar gider sınıfımıza beraberce gelirdik.Bazen Okul dışından bir arkadaşımın-yakınımın sınıfta dersini dinlemesi için Hocama rica ederdim,O’da hiç kırmaz izin verirdi.

Biz farkında olmadan sevgili Engin Hocamızın derslerinde terapi olurduk.Hocamızın derslerini iple çekerdik.

Çocuk ve Gençlik Psikolojisi Hocamız ve aynı zamanda Çocuk Psikoloğu olan Pr.Dr.Gülseren GÜNÇE’nin eşi talihsiz bir uçak kazasıyla hayatını kaybettiği zaman, O’nu hiç yalnız bırakmamış moralli tutmaya çalışmıştı.

Engin GEÇTAN Hocamdan,insan psikolojisine dair o kadar çok şeyler öğrendim ki,bugün de o düşünceler bana ışık tutuyor...

Bir gün derste yine insan psikolojisini işliyoruz.Abartılı inançların,abartılı ideoloji savunmalarının anormalliklerini anlatıyor Hocamız..”Her rahibenin altında bir fahişe yatar.” diyerek konuya giriş yaptı.Bütün aşırı davranış içindeki insanların tam tersini yapabileceklerini vurguladı ve örnekleyerek anlattı...

Ben kendi yaşamımda bu durumu gözlemledim;aşırı dindarlığı savunanların normal inancının-ibadetinin gereklerini yerine getirmesi gerekirken,her türlü rezaleti yapabileceklerini ya da aşırı sol kişiliklerini-kimliklerini dikkat çekici bir biçimde öne çıkaranların,hiç de öyle paylaşımcı olmadıklarını bir çayı bile arkadaşlarıyla-başkalarıyla-emekçilerle paylaşmadıklarını,aksine para-pul,mal mülk peşinde koştuklarını gördüm ve görüyorum da...

Yine Hocamızdan duyduğum bir söz; ”Hiçbir psikiyatrist,kendi yakınlarını tedavi edemez.” Bütün dünyadaki psikiyatristler için de böyle olduğunu söylemişti.Sebebini de;”Çünkü insanın yakınları,akrabaları duygusal yaklaşır,duygusal tepki verirler” diye açıklamıştı.Yani,”Kimse kendi köyünden peygamber çıkmaz.” Bu benim de çok iyi bildiğim ve yaşayarak öğrendiğim bir gerçek.Ben yıllar önce bu durumu kendimce; “Yakınlar-akrabalar kendi beyinleriyle benim beynimi aynı sanıyorlar-karıştırıyorlar.” diye düşünmüştüm.Yıllar sonra Engin GEÇTAN Hocamın okuduğum bir kitabında,daha da ileriye gitmiş yakınlar-akrabalar vücutlarını da karıştırırlar demiş.

Liderlik üzerine ele aldığı konudaki düşüncelerini de hiç unutmam. “İki ya da üç kişinin olduğu yerde bile bir kişi doğal liderdir,aksi halde uyumsuzluk ve huzursuzluk olur.”diye örneklerle anlatmıştı.Takım oyunlarında bile takımın bir kaptanı yani bir lideri vardır.Siyasette-partilerde,okullarda,derneklerde,bütün sivil toplum kuruluşlarında,çeşitli vesilelerle bir araya gelişlerde hep bir lider olur ve bu doğaldır.Lider bütün tartışmalardan-düşüncelerden sonra en son sözü söyleyen kişidir.Ne yazık ki bizlerde hemen herkes her konuda kendini lider gördüğü için kaos eksik olmaz.Bu da bizlere has anormallikler olsa gerek.

Mezuniyetimizin son dersinde Engin Hocamız bizlere; “Sizlerle ilk sınıflardan bu yana yıllarca dersinize girdim,benden ne öğrendiniz” diye sordu.Hemen herkes,alanla ilgili çok şeyler öğrenildiğinden söz etti.Ben de; “Hocam,Sizin aynı zamanda bizleri çok iyi dinlediğinizi farkettim”dedim.Engin Hocamız da; “Evet,ama ben meslekten gelen dinlemenin ötesinde anlamaya çalışırım” dedi.Bizlerin iletişimi öyle mi acaba!..herkes kendi anlatacaklarının-konuştuklarının peşindedir,karşı tarafa pek kulak vermez,dolayısıyla kıymet de vermez,yani anlamaya çalışmaz.Engin Hocamız bu tür iletişime diyalog değil monolog derdi.

Sevgili Hocam Engin GEÇTAN’ı sevgi,saygı ve rahmetle anıyorum.

YAZARLAR