En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,
Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?
(En ummadığın senin içyüzünü keşfeder,
Sen herkesi kör, halkı sersem mi sanıyorsun?)
Ziya Paşa.
Fırsat buldukça Sivas´ın diğer yerel gazetelerini de okumaya çalışıyorum.Bu hafta alper duran ,ismiyle yazılan bir köşe yazısı gözüme takıldı.Yazısına sonra değineceğim ama önce alper duran kimdir isterseniz onu tanımaya çalışalım. Alper duran 2001yılında Sivas İl Müftülüğünde göreve başlamış,o tarihten kısa bir süre sonrası 2005 yılında Sivas valiliğine tayin olmuş,özel kalemde görev yapmış 2010 yılında ise özel kalem müdürlüğü görevine atanmış.Tabiki kendileri edebiyatla içli dışlı oldukları için sohbet ortamlarından uzak kalamamış ve aynı zamanda Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Sivas Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olmuş.Bildiğim kadarıyla Buruciye a.ş nin yönetiminde de görev almış(huzur hakkı adı altında görevinden dolayı ayrı ücret almak)Sivas Valisi Davut Gül´ün göreve başlamsıyla bu görevlerine son verilmiş ve kendisi bunun üzerine Türk Dil edebiyat derneğindeki başkanlığında ve özel kalemde geliştirdiği dostluklar neticesinde Sayın Rektör Alim Yıldız´ın Cumhuriyet Ünüversitesine atanması ile yüksek bilgi ve birikimlerinden istifade edilmek için!Cumhuriyet Üniversitesi kadrolarına dahil edilmiştir.Üniversitede ihtiyaç var mıdır?Yok mudur? Oraya nasıl geçti?Gibi sorular beni ilgilendirmez menfaatin yolu birileri için düz olabilir fakat bir çok insan ?´Menfaat, her türlü faziletleri ve ahlaksızlıkları harekete geçirir.´´sözüne inanarak önce liyakat esas alınmalıdır ilkesini savunmaktadırlar.Şimdi belirtilen yazıda öyle ifadeler vardı ki en çok dikkatimi çekenle başlayalım isterseniz.A.duran yazısında ´´bu devlet islam devleti ?´bu ifadesi çok dikkatimi çekti bu ifadeyi ne için kullandığını biliyorum çünkü hep bu söylemler birileri için önemli geçim kaynağı olmuştur.Fakat Demokrasi ve bilimin en üst düzeyde olması ,milli ve manevi değerlere bağlı ,ülkemizin önünü açacak düşünceler geliştirmesi gereken üniversitelerimiz de ki personellerin akademisyenlerin ifadeleri çok önemlidir.Bunun farkında olup olmadıklarını tabiki kendilerine sormak gerekir.
Biliniz ki Anayasamızda belirtildiği gibi BİRİNCİ KISIM Genel Esaslar
I. Devletin şekli MADDE
1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı ?İstiklal Marşı?dır. Başkenti Ankara´dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler .
Evet Anayasamızda belirtildiği gibi yukardaki ifadenizi Türkiye Cumhuriyeti devleti dünyada İslam gücünün hala ayakta kaldığını gösteren bir devlettir şeklinde izah etseniz anlarım fakat hep ikircikli ifadeler.
Birileri darül harp diyormuş ,fakat su akar yatağını bulurmuş ,bunlar açık ve ne söylemek istediğini açıkca ifade etmeyen muğlak cümleler .
Bu millet Kurtuluş harbinde,Çanakkale´de,15 temmuzda ve hala devam eden saldırılar karşısında vatanının yanında yer almış devletini ve milletini bölmek isteyen din tüccarlarının vatana ihanet eden hainlerin terör örgütlerinin karşısında olması gerektiği gibi dik durmuş ve her zamanda dik duracaktır.Valilikte özel kalemde görev yaptığınız dönemlerde cemaatle ilişkili bazı insanlarla çok iyi diyaloglar geliştirdiğinizi gördük Osman Ağa konağı ikinci adresinizdi.Şimdi kalkmış öyle ifadeler kullanıyorsunuz ki neymiş efendim. ´´ Ne yazık ki, dün onları muhafaza edenlerin çoğu bugünün en büyük çığırtkanlığını yapmaktadır. Unutmayın, kim ki bir şeyi ısrarla gündeme getirip her ortamda fetö veya buna benzer bir mesele üzerinde hassasiyetle durduğunu ifade ediyorsa geçmişte az veya çok bağlantısı vardır.´´diyorsunuz. Böyle ifade kullanacaksınız sonrasında samimi mücadele eden yurdum insanı istisna diyeceksiniz.Samimi olup olmadığını nasıl analiz edebiliyorsunuz biliyorum ki birçok meziyetiniz var fakat; ŞU AN BU MÜCADELEYİ GEREK HÜKÜMET,ADALET BAKANLIĞI,TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ YÜRÜTMEKTEDİR HASSASİYETLE ÜZERİNDE DURMAKTADIR.VATANDAŞTA SAMİMİ OLARAK DESTEĞİNİ SÜRDÜRMEKTEDİR.
Sizin bu sarf ettiğinizi zannettiğiniz düşünceler ne anlama gelmektedir? Geçmişten bu güne kadar Sayın Cumhurbaşkanımız bu paralel terör yapılanma sı ile mücadele başlatmadan önce önce yönümüz belli,Duruşumuz dik,Söylemlerimiz netti ve her zaman bu yapılanma ve benzerlerinin devlete ve millete zarar verdiği yönünde bilgilendirmelerimiz ve söylemlerimiz olmuştur ve devam edecektir.
Bu ve bunun gibi faaliyet göstermeye çalışan terör ve bölücü örgütlere karşı hassasiyetle durmaktayız bu tip yapılanmalara karşı toplumu her zaman uyarmak bilgilendirmenin gerekli olduğuna inanıyoruz. Şimdi kalkmış bu yapılanmayı gündeme getirenleri çığırtkanlık yaptıklarını ve bağlantılı olduklarını iddia ediyorsunuz.Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü bir devlettir.Kimlerin ne yaptığını da çok iyi analiz ettiğine inanmaktayım.Şimdi Alper bey biz ısrarla yazıyoruz ve her ortamda dile getiriyoruz getirmeye de devam edeceğiz.Kimin az veya çok bağlantısı varsa devlet bilir kim çığırtkan kim gerçek ve samimi. Sayın Kayseri Milletvekili Özhaseki´nin ; "Hiç kimse kendini geriye çekip de ?Bizim bunlarla merhabamız yoktu´ demesin. Ancak ne zaman ki yaptıkları açığa çıktı, bunlarla temasta olmak en büyük suç. O tarihe kadar bunlarla temasta olanlara ceza verilecekse Türkiye etrafını tel örgü ile çevireceksiniz 81 milyonu hapishaneye atacaksınız" Söylemini kabul etmiyorum ve rehberi sadece Kuranı Kerim ve Peygamber sünetti olan aklını kiraya vermeyen ,ve yaptıkları ile sabit bu terör örgütüyle bağlantılı olmayan kendini geriye çeken ta geçmişten bugüne milyonlarca samimi dindarlar ve vatandaşlarımız vardır 81 milyon ifadesi yanlış ve üzücü bir ifadedir.
Şu an çok önemli olan bir sözle yazıma son vermek istiyorum.Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
