Mehmet BAŞKAN


Danışmanım Hasan Hulusi


DANIŞMANIM  HASAN HULUSİ?

Belediye başkanının ulaştırmadan sorumlu danışmanı hakkında, uzun zamandır enteresan şeyler duyuyordum. Anlatılanları dinleyince, eskilerden efsane danışman Hasan Hulusi olayını hatırladım.

?Teşbihte hata olmaz? ve ?Kıssadan, hisse olur? diyerek,  hikâyeye başlayalım.

Sayın belediye başkanının ilk dönemi. Yer, Abdi Başara (Abdi Ağa) konağı. Sivas´ın dışından geldiği belli olan, bir muhterem konağı gezmektedir.Adı Hasan Hulusi Döner, otuzlu yaşlarında, kravatlı, takım elbiseli, bürokrat havalı.Kendi ifadesiyle,Cumhurbaşkanlığına bağlı Avrupa Birliği Sekreterliğin de çalışır, Ankara´da yaşar, yetkili ve etkili bir kişidir.

Döneminbelediye başkan yardımcısı ile market zinciri sahibi olan birişadamı,  o sırada aynı konakta sohbet halindedir.Hasan Hulusi gezerken,  işadamı muhteremi tanır. Çocukluk döneminde aynı okulda okumuşlardır. İşadamına tanışlık verir, okulun ve öğretmenin adı hariç pek bir şey hatırlamaz işadamı, ayıp olmasın diye de bozmaz ve hatırlamış gibi yapar.Hasan Hulusi,Belediye için büyük projeler ve hibe kredilerden bahsetmeye başlayınca, sohbet uzar. Başkan yardımcısı?Hasan Hulusi bey, seni çok sevdim, valla bırakmam. Akşam yemeğini konakta birlikte yiyeceğiz? diye, ısrar eder. Ardından da, heyecanla belediye başkanını arar. ?Başkanım, acil konağa gelmelisin, burada bir arkadaşımız var, mutlaka tanışmalısın? der. Başkan konağa gelir. Hasan Hulusi´nin anlattıklarından,  o da etkilenir. Adam, Ankara´da bulunan, bakan, milletvekili, bürokrat ne kadar siyasi varsa, herkesi tanımaktadır. Başkan,?tam adamımı buldum? diye, içinden geçirir.Hasan Hulusi´ye?Benim danışmanım ol? der. Hasan Hulusi 4 gün Ankara´da, 3 gün Sivas´ta çalışmaya başlar. Ankara-Sivas arası gelip giderken,  Sivas Belediyesi adına ?Kardinal Üzümü Yetiştiriciliği?adı altında, Avrupa Birliğinden hibe kredisi bile alır. Başkan, artık Hasan Hulusi´yiyanından ayırmak istemez. ?Hasan Hulusibey, bu iş böyle olmaz, şu danışmanlık işini resmileştirelim ?der. O da, başkanı kıramaz tabii ki. Hasan Hulusi için belediye meclisinden, meclis kararı çıkarılır, kallavi bir maaş bağlanır ve resmi olarakbaşkan danışmanı sıfatı verilir. Hasan Hulusi artık her gün belediyede, kartviziti cebinde, forsu yerindedir.Sadece belediye personeli değil, dönemin vali yardımcıları, hâkimler,savcılar,Hasan Hulusi´nin etki ve çekim alanına çoktan girmiştir. Dönemin kültür bakanını bile,Sivas´a gelmeyeikna eder. Bakanı konakta ağırlayacaktır. Hatta sayın bakana ?efendim yatağınız ortopedik mi olsun, yün döşek mi olsun? ?Diye,soracak kadar samimidir. Hasan Hulusi´nin, bu tür telefon konuşmalarına şahit olanların,hayranlıklarıdaha da artar.

Günler günleri, aylar ayları kovalamış,  Hasan Hulusi´nin Belediyede ki çalışma süresi,  neredeyse bir yılı doldurmuş ve müthiş bir çevre yapmıştır.

Kahrolası,o telefona kadar.

Arayan kişi, ısrar etmekte, başkan ile görüşmek istemektedir.Özel kalem müdürü Tahir ile görüştürülür.Arayan bir kadındır ve telefonda feryat figan etmektedir.?Ben Hasan Hulusi´nin eşiyim, iki çocukla bizi bıraktı kaçtıadi herif, o sahtekârıdanışman olarak işe almışsınız?der. Tahir şoka girer, ama durumu,kimseyeanlatmaz. Hasan Hulusi, aynı zamanda Tahir´inen yakın arkadaşıdır.Ankara´ya, çok kez beraber gitmişler ve çok acayip projelerin (!) peşinde birlikte koşmuşlardır. Eğer telefondaki kadın,Hasan Hulusi´nin eşi ise Sivas´ta,eşim diye tanıştırdığı kadın ve çocuk kimdir?Tahir´in aklına binlerce soru gelir, telaşlanır,  heyecanlanır. Personel müdürlüğündenHasan Hulusi´ninişe girişte düzenlenen, özlük dosyasını ister. Hasan Hulusi, Cumhurbaşkanlığında çalışıyorum demişti ya, hemen orayı arar. Karşıdan?hayır beyefendi, burada böyle birisi hiç çalışmadı, Cumhurbaşkanlığı Avrupa Birliği Sekreterliği diye, bir kurum ise hiç olmadı?derler. Dosyada bulunanHacettepe Üniversitesi Fizik bölümü diploması gözüne çarpar.?Lanbuda mı sahte, yoksa?? Diye, içinden geçirir. Hemen orayı da arar. Aynen düşündüğü gibi çıkar, her şey sahtedir.Burada ki karısı bile imam nikahlı ikinci eşidir.

Tahir, Hasan Hulusi´yi belediye başkanı ile tanıştıranbaşkan yardımcısınadurumu anlatır, o da şoka girer. Birlikte, Hasan Hulusi ile tanışmalarına vesile olan market sahibi işadamını ararlar. İşadamı ?Valla,biz ilkokulda aynı sınıfta okumuşuz, ayıp olmasın diye hatırlamış gibi yaptım, tanımam bilmem? der. Buradan bir suçlu çıkaramazlar,boyunları bükük bir şekilde,  durumu Başkana anlatırlar. Başkan şaka zanneder. 

O günden sonra, Hasan Hulusiortadan kaybolur.Bu yazıyı hazırlarken Hasan Hulusi´yi internetten araştırdım.2016 yılında,Dünya Ehlibeyt vakfı genel sekreteri sıfatı ile Adnan Oktar´ın A9 televizyonundabir röportajını gördüm.İnstagram sayfası, devlet büyükleri ile el ele, kol kola çekilmiş resimlerle süslü.

Konuya, hikâye diye başladım ama bu anlattıklarımıntamamı gerçek ve yaşanmış birolaydır.Kahramanların hepsi de hayattadır. Zaten bilen, biliyor.

Vah Sivas´ım vah? Sivas´ımın danışmanına bak. Vah ki, vah?

 Son yıllarda, belediye başkan danışmanları, milletvekili danışmanları, rektör danışmanları, bilumum devlet kurumlarının sayısız danışmanları derken?

Zannedersin,?DANIŞMANA, DANIŞMADAN, İŞ YAPMAYAN BİR ÜLKE? olduk.

 Bu olayı yazmamın diğer bir sebebiise,danışman Hasan Hulusi gibilerin, yıllar geçse de arkasının kesilmemesidir. Danışmanlık müessesinin,  torpilli, eş-dost, akraba, partili, sendikacı,  mürit vs. gibilerinibesleme müessesine dönüşmesidir.

Vah ülkem vah?

Ancak gerçek anlamda danışman sıfatını liyakatle taşıyan, çok değerli insanlar da var, elbette onları tenzih ediyorum.

NOT: Hasan Hulusi´nin soyadı ve özel kalem müdürünün adı değiştirilerek yazılmıştır.

Mehmet BAŞKAN

YAZARLAR