Yerel Seçimler Doludizgin

Seçimler ne hikmetse cemiyet hayatında alt üst oluşların habercisi oluyor. Geçmişte yaşanan seçim atmosferlerini hatırlayınca bu görüşü güçlü bir şekilde destekliyor. En küçük mezradan başlayıp, sırasıyla köy, şehir ve ülke genelinde varsa yoksa seçim, her şey alacakaranlık, hayatın olağan akışına ters bir pozisyon olmasını karşın biz yine de kendi tenkitlerimizi saklı tutmak kaydıyla, Sivas politik haritasına kısa bir göz gezdirelim diye düşündüm.
Anadolu halkı gibi, Sivaslı, her seçim dönemi bir umut içerisine sürüklenir. Oysaki seçim biter, toplumsal dertler kaldığı yerden devam eder. Uzun yıllar Sivas CHP’Lİ Belediye başkanı önderliğinde yaşadı. 70-80 sene sürdü, bu durum, Sivaslı bekler, bekler, nafile yere, sorunları çözülmez. 
Sivas’ta 12 Eylül ihtilalı, çok sayıda marksisit-komünist örgüt mensuplarını zindana atar, ama CHP’li Süleyman ÇANKA’ya ses çıkartmaz görevden almazda, bundaki hikmet, başarıdan ziyade komuta kademesiyle arasının iyi olmasıdır bizce. Hizmet Evren yönetimin umurunda olacak en son kriterdi. Kısmen seksen üç yılı yarı asker sivil Özal’a devreder.
Sivaslı seçmenler, sol belediye başkanlığına son vererek ANAP’tan Bekir Timurboğa adına mazbatayı teslim ederler. O gün bu gün milliyetçi-muhafazakâr seçmen oyu egemen oldu. Sivas için büyük makas değişimi, 
O günden bu güne değişen bir şey yok. Sivaslının talihi aynı talih, tek düze hayat tarzı, yarı zamanlı kasaba kültürü, uykudan uyanınca şehirli, dışarı çıkınca köylü yanı ağır basar daima. 
O günden bu güne, aynı zihniyetin farklı versiyonları Sivas’ı yönettiler. Sivas’a hangi katma değeri kazandırdı belediye başkanları ve çalışma ekipleri,, kültürel, sanayi, ekonomik  olarak hangi katma değeri kazandırdı,sıfıra sıfır elde var yine sıfır elde bir yok maalesef. Gerçek bu kadar berraktır. Kümülatif olarak hepsinin ortak yanı üç tane park, dört tane cafe, bir tane yarı zamanlı aksu projesi. Yandaş kişilere pay edilen, peşkeş çekilen mekânlar. Batı cephesinde değişen bir şey yok, aynı şehir, aynı sokak ve aynı caddeler yerli yerinde duruyorlar. 
Belediye başkan ve yardımcıları şehrin imar ve hizmet işlerinden ziyade kişisel çıkar ve sahte politikayla ilgilenir oldular. Hatta içlerinden mafya özentili, sahte kabadayılar türettiler. Caddelerde araç park mekânları, düzen değil, düzensizlik kaynağı haline geldi. 1990- 2024 arası bir dönem (BBP) devri hariç ki o da kısmen aynı çeşmenin pınarından suyu içenlerden, politik rozeti farklıydı. Refah, Fazilet, Ak Parti gibi birbirlerinden farklı tonları olmayan zihniyet yönetti. Ve Sivaslı bunaldı, Sivaslıyı bunalttılar, aynı yüzler, aynı sözler, aynı kadro, değişmeyen tek şey, değişim. 
Önümüzde yerel seçimler olacak, AKP tek kale maç yapacağını görüyoruz. Oysaki belediye seçimlerinde AKP ve türevlerinin alternatifi milliyetçi partilerdi. BBP ve MHP dişe diş yaşadığı seçimleri unutmuşa benziyor. Taban ise çaresiz. Ne yapacağını, nasıl bir istikamet tayin edeceğini bilmiyor. Çünkü alternatifleri yok,yerel önder, öncü ve sözcülerinden yoksunlar. 
Ben olsam seçimlerde, oyumu bir milliyetçi-ülkücü olarak, bir, iki, üç, dört başlılığa bakmadan bir partiye verirdim. Aynı yere, aynı merkeze, aynı partiye, BBP güçlü olsaydı ona derdim, BBP ülkücülerin verdiği politik krediyi bitirdi ve ikiye bölündü. Milli Yol, zayıf ve sıska kaldı. Zafer ve İYİ parti ha keza iç sorunları artarak devam eden bir pozisyondalar. Geriye MHP kalıyor, evet, MHP genel merkezine ve cumhur işbirliği için şerhim var. İttifakı asla desteklemiyorum. İcraatları halkı bunaltıyor, kabul, ancak ben olsam AKP’ye karşı milliyetçilerin bu seçim için, sadece bu seçim için, MHP adres olabilir diye düşünüyorum. AKP kazanacak muhakkak, olur ya göle çalınan maya belki tutar diye.  Tabi ki bizden söylemsi, karar her milliyetçi- ülkücü ferde aittir. Kalın sağlıcakla.