VURGUN 58 PLUS KAYIP MİLYONLAR

VURGUN 58 PLUS KAYIP MİLYONLAR

Cengiz Han, Alaeddin Harezmşah’a karşı tarihe geçecek şu sözü söylemişti. "Savaşı sen seçtin. Ne olacaksa olacaktır. Ne olacağını biz bilemeyiz. Tanrı bilir."

Her gelenin muhakkak gideni arattığı bir kurum haline gelen bir yapı… İçler acıdır kendini bir iki talebe satıp gerek üniversite içerisinde gazetecilik yaptığını sanan şaklabanlar gerekse şehirde geçmişlerini bu şehrin çok iyi bildiği dalkavukların kirli ilişkilere meze olmaları yine her dönem olduğu gibi sahnelenen bir skeçten öte gitmiyor. 

Değerli okuyucularımız, Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde HAFTANIN USULSÜZLÜĞÜ köşemizde bu hafta da sizlerleyiz.

Bu hafta sizlere tarihin tozlu sayfalarına giderek Orta Asya’dan sesleniyoruz. 1218 yılında Orta Asya’da, Maveraünnehir bölgesinde hüküm süren Alaeddin Harzemşah’ın ülkesinde; liyakatsiz devlet adamları valilik ve emirlik rütbelerine yükseltilmiş, şehirlerin yönetiminde adaletsizlik ve başına buyrukluk hüküm sürmüş, emirler haksız kazanç ile zenginleşmenin peşine düşmüş, devlet yönetimi yozlaşmaya başlamıştı. Nitekim, Otrar valisi ve Alâeddin Harezmşah'ın amcası olan İnalcık, Moğol kervanlarına baskınlar düzenlemiş, Moğol elçileri Harzemşahlar tarafından katledilmişti. Devam eden süreçte liyakatsiz emirlerce, Moğol şehirlerine yapılan baskınlardan sonra Cengiz Han, Alaeddin Harezmşah’a karşı tarihe geçecek şu sözü söylemişti. 

"Savaşı sen seçtin. Ne olacaksa olacaktır. Ne olacağını biz bilemeyiz. Tanrı bilir." 

Bu sözden sonra akıbetin ne olduğunu soracak olursanız, Cengiz Han’ın orduları Harezmşahlar ülkesini baştan sona tarumar etmiş, taş üstünde taş bırakmamıştır. Yalnız getirdiği adalet, hem dönemin yaşayan halkı, hem de tarihçiler açısından takdir edilmiştir. Alaeddin Muhammed Harezmşah ise, Hazar denizinde bir adaya kaçıp saklanarak burada vefat etmiştir.
Bu hasbihalimizin ardından sizlere haftanın usulsüzlüğünü sunmaya başlayalım…
Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde 2017 ve 2018 yılı Sayıştay raporlarında, üniversiteye ait kafe ve kantinlerin taşınmaz kiralamalarının, üniversite tarafından Sivas Cumhuriyet Üniversitesi vakfına, oradan da daha yüksek bir bedelle 3.şahıslara kiralanması usulsüzlüğüne değinilmiştir.
Bahse konu metin, “Cumhuriyet Üniversitesi taşınmazların kiralanması sonucu elde ettiği gelirlerini 600.3.6.1.99-Diğer Taşınmaz Kira Gelirleri alt detay kodunda takip etmektedir. 2014 yılında bu kodun bakiyesi 613.267,75.-TL, 2015 yılında 491.854,89.-TL ve 2016 yılında 408.267,08 TL olarak gerçekleşmiştir. Enflasyon rakamları dikkate alındığında yıllar içinde artması gereken taşınmaz kira gelirlerinin nominal olarak dahi azalması dikkat çekicidir.” şeklindedir.

2016 yılından sonra göreve gelen Rektör Alim Yıldız döneminde ise; bahsi geçen bu konunun kendilerinden önceki yönetimi ilgilendirdiği, 09.10.2018 tarihli Rektörlük duyurusunda (https://www.cumhuriyet.edu.tr/duyuru/18595-kamuoyu-duyurusu) belirtilmiş ve bu tarihten sonra kendileri tarafından önceki usulsüzlüğü aratır nitelikte başka bir usulsüzlük yöntemi kullanılmıştır.

Bu yöntem ise, taşınmaz kiralama ihalelerinin Avukat Bahadır Kır rehberliğinde İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı tarafından kılıfına uydurularak yürütülmesi suretiyle olmuştur. Kiralamaya esas taşınmazların metrekare rayiç bedellerinin (muhammen bedelin) düşük gösterilmesi suretiyle sözleşme tutarları düşük hesaplanarak ilgili kiralamalar evrak üzerinde kanuna uygun hale getirilmiştir. Gerçek kiralama tutarları ise sözleşmelerde belirtilen tutardan çok daha fazlasıdır. Burada sormamız gereken soru şudur; gerçek kiralama tutarı ile sözleşmelerde yazan tutar arasındaki fark bedel, hava parası adı altında kiralayan işletmelerden mi tahsil edilmiştir. Bu hava parası tutarları kiracı işletmeler tarafından, üniversitenin bütçesine değil; kendilerine yakın olan mobilyacı-fidancı-çiçekçi vb. esnafların banka hesaplarına mı aktarılmıştır. Bu sürecin kesinlikle adli makamlarca tenzip edilmesi gerekmektedir.

Görülen o ki, şehrimizde 2008 yılında yapılan Vurgun58 operasyonundan sonra Vurgun58 Plus olarak başlatılması gereken yeni bir mali operasyon bulunmaktadır. Usulüne uygun ihale yöntemleri kullanılarak kamu bütçesine dahil edilmesi gereken milyonlarca lira, bir takım kişilerin şahsi hesaplarına mı devşirilmiştir? Konunun takipçisi olacağımızı, bir takım zümrelerce milletimizin ve devletimizin hakkına el konulmasına müsaade etmeyeceğimizi, koşullar ve şartlar ne olursa olsun kararlı bir şekilde sonuna kadar mücadele edeceğimizi tüm okuyucularımıza arz ederiz.

Haftanın cevaplanmayan ve cevaplanamayan sorular köşesinde, üniversite yönetimine aşağıdaki sorularımızı yöneltiyoruz.

Üniversitenizde bulunan taşınmazların kiralamalarına ilişkin, kiracı işletmelerden hava parası adı altında bir ödeme alınmakta mıdır? 

Farklı tarihlerde kiralama yapan birbirinden farklı kiracı işletmelerin, kiralama sözleşmelerini imzaladıkları tarihlere yakın tarihlerde ….Mobilya, …Fidancılık firmalarına aynı şekilde ödeme yapması normal midir?
İşletmelerden bu firmalara yapılan ödemelere karşılık, işletmeler fatura almış mıdır? Alınan bu faturalar naylon fatura niteliği mi taşımaktadır? Fatura tutar ve miktarları gerçek ürün adet ve tutarları ile uyuşmakta mıdır?

Kiralama işlemlerinin kilit ismi Çok Muhterem Önemli Çok Meşhur Avukat Bahadır Kır mıdır? 

Farklı tarihlerde Genel Sekreterlik Makamlarına bakan Kadir Özköse ve Hakan Yekbaş, taşınmaz kiralamalarının hukuka ve usule uygun olarak yapıldığı yönünde Avukat Bahadır Kır tarafından kandırılmış mıdır? Yoksa yapılan usulsüzlükler hakkında bilgileri var mıdır?

Üniversitenize ait taşınmaz kiralamalarının, 2886 sayılı kanunda belirtilen şekilde ihale ilanı yapılarak, açık veya kapalı teklif usulü suretiyle gerçekleştirilmesi gerekirken neden 51-g pazarlık usulü yöntemi ile ihale edilmektedir?

Kalan soruları adli makamlara bırakıp, sizlere Çok Muhterem Önemli Çok Meşhur Avukat Bahadır Kır’ın gazetemiz haberlerine yönelik olarak yaptığı, “Bu haberleri yapanları bulacağım, yıkacağım buraları” benzerinden kulağımıza gelen ifadelerine ilişkin olarak; Çok Güzel Hareketler Bunlar adlı komedi programındaki “Neyi yıkacan Ahmet, sandalyeyi mi devirecen mesela. Masayı mı devirecen Ahmet” repliği ile yanıt veriyoruz. Sahneyi merak edenler için (Bakınız, Youtube: “ Neyi yıkacan Ahmet, Sandalyeyi mi devirecen”)

Rektör Alim Yıldız ve kadrosu, gerek taşınmaz kiralamaları ile ilgili mali konularda yapılan usulsüzlükler, gerek personel atamaları ile ilgili yapılan liyakatsizlikler, gerekse kurum çalışanlarına yönelik mobbing faaliyetleri ile, adaleti ilke edinmiş insanlara karşı savaşı tercih etmiştir.

Bazı tarihçiler savaşlar nedeniyle Cengiz Han ve ordusuna zalim - gaddar gibi yakıştırmalar yapmaktadır. Fakat bilinmelidir ki, gerçek gaddarlık; adaletsizliktir. Cengiz Han’ın, kurultayın birinde halkına söylediği “Yasanın gücü ile büyük bir imparatorluk kazandım. Kanunlara uyarak yaşayın” sözü ile, önümüzdeki hafta tekrar buluşmak üzere aranızdan ayrılıyoruz.

Cumhuriyetteki liyakatsizlik, haksızlık, mobingler, yolsuzlukların oluşturduğu geçekler içerisinde dikkatlerden kaçmayan olaylar yer bulmaya devam edecek…

Bunların önemli olanlarından bir tanesi muhakkakki 38 Profesörüyle dışardan dekan atanan MÜHENDİSLİK FAKÜLTESi… Kim atanıyor, hangi bölümden atanıyor, peki atanan bu vatandaşın başka hangi görevleri var… Takdire şayan çalışma azmi ile Mühendislik fakültesi çağ atlayacak mı?



Anahtar Kelimeler: VURGUN KAYIP MİLYONLAR
..bgx
6.01.2024 16:24:36
E bu kadar giderin üstüne Alim beyin sözüm ona korumasının Kolombia marka üstlerinin ve takım elbisesinin Sağlık Kültür Daire Başkanlığından alındığını da araştırır veya yazarsanız