ÜNİVERSİTE NEREYE GİDİYOR?

ÜNİVERSİTE NEREYE GİDİYOR?

ÜNİVERSİTE NEREYE GİDİYOR?

Sivas?ın, gelişimini tamamlayamamış bir şehir olduğu aşikâr. Bu geri kalmışlığın giderilmesi hususunda Üniversite?den hep büyük adımlar beklenmiştir. Bugüne kadar üniversitenin, şehrin gelişiminde devasa inisiyatifler alamadığını üzülerek belirtmek isterim.

Kadim uygarlıklar otağı olan Sivas?ın, bu nekahetinde en büyük pay maalesef üniversitenindir.

***

Cumhuriyet Üniversitesi, son gelinen nokta itibariyle, kendi içinde daralan bir görüntü vermekte. Elbette var olan statüko yeni değil. Uzun zamandır devam eden ve her rektörlük seçiminde aşılması ümit edilen statüko, daha da büyümekte.

Sorunlar yumağına çözüm üretmesi iktiza eden üniversitenin, hala kendi içinde devinip durduğunu görmek, insanı gerçekten üzüyor.

Yeni seçimi bitirmiş devasa bir birlikteliğin, yeniden seçim kulisleri ile çalkalanması hayra alamet bir gösterge olmasa gerek.

Neredeyse, 2016 rektörlük seçimleri kulislerinin ve birlikteliklerinin yeniden alttan alta oluşmaya doğru gitmesi, bir dört yıl daha heba mı ediliyor sorularını akıllara getiriyor.

Geçen bir yıllık sürede, aktif bir gelecek felsefesi yapmanın yoksunluğu ortada iken, sorunlar yumağına dönen devasa birlikteliğin, bu sorunların aşılması hususunda bir çabasının olduğu da, söylenebilir mi?

Cumhuriyet Üniversitesi?nde yaşanan daralmanın tek sebebi, maalesef ikbal hesaplarıdır.

İcraata yönelik gayrette başa güreşmesi gerekirken, 2016 seçimlerine endekslenme gibi bir düşünce silsilesi, şehir adına hayra alamet değil.

Rektör Yardımcısı Hüseyin Yılmaz?ın, tek adamlığa giden bir yolu sükûnetle hazırlama çabası, yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.

Rektörlük seçimleri öncesinde, kendisine ait olan bir ?e posta?nın ortaya çıkması, çok önemli göstergeler içermektedir. O mektup dikkatlice analiz edildiğinde, zaten Hüseyin Yılmaz?ın aslında tek adamlığa oynadığı ve bunu da beceremeyince de ?Benim için artık Faruk Kocacık?tan başka gidecek kapı, destekleyecek aday kalmadı? diye geri çekilmesi manidardır.

İkinci adam olma yönündeki arzusunu, kısa zamanda gerçekleştirip hatta ve hatta sonra da, tek adamlığını kavileştirmesi, ancak ve ancak 2016 seçimleri hayalinden başkaca bir şey değildir.

Rektörlük seçimleri öncesinde, güya akılları sıra rektör ve yardımcılarını belirleyen ekipte yer alan Yılmaz?ın, sonra yolları arkadaşları ile ayrılınca kendini Kocacık yanına atması, dâhiyane bir manevradır doğrusu. Rektörlük hayalini kaybetmesi akabinde, Kocacık?ın rektör yardımcısı olması, üstün bir maharet olsa gerek. Hatta bir müddet sonra, üniversiteye nüfuz eden tek adamlığını da kavileştirmesi, meziyetlerin en alasıdır.

Rektör Yardımcısı Hüseyin Yılmaz?ın adını daha çok duyacağız. Zira kendi bu yönde üstün bir maharet sahibidir. Her işi bitirici ve de, her kesimle dengeleri sağlayan bir görüntü çizmede de üstüne yoktur.

Lakin garip bir durum ortaya çıkmaktadır burada.

Gerek şehrin en tepe siyasetçileri, gerek yerel siyasi aktörlerle, gerekse sivil toplum oluşumları ile uzaktan yakından bir birlikteliği veya samimiyeti olmayan Sayın Rektör Yardımcısının, nasıl oluyor da herkesle bağlantıyı sağlıyor görüntüsünü verebiliyor helal olsun doğrusu.

**

Maalesef Üniversitenin kendini açıp, ülkede ilk sıralara yerleşmenin gayreti içinde olması gerekirken, dar bir statüko cenderesine hapsolması üzüntü verici. Şimdiden, 2016 seçim kadrolaşmalarına yönelmesi, üniversitenin bir dört yılının daha, seçim tartışmaları ile geçmesini sağlayacak.

Zira Sivas halkı üniversiteden dertlerinin çözümünü beklemektedir. Bilimsel çalışmalar, şehirle ünsiyet, hastane boyutunda iyileşmeler beklemektedir.

Şehrin lokomotifi olup, geleceğe yönelmek iktiza ederken, ardı arkası gelmez ikbal hesapları ile daha ne zamana kadar vakit kaybedeceğiz?



Anahtar Kelimeler: 0