SİVAS?TA KÜLTÜRSÜZ FESTİVALLER

SİVAS?TA KÜLTÜRSÜZ FESTİVALLER

SİVAS?TA KÜLTÜRSÜZ FESTİVALLER

Sivas?ta yine festival furyası başladı. Karman çorman garabetlerin, bu denli ortada olduğu başkaca bir şehir var mı bilemiyorum. Şehir yaz boyu karnaval yavanlığı ile asıl yapılması gereken işleri tıkıyor adeta.

Her yörenin, kasabanın hatta ve hatta her köyün bir festivali var. İnsanın tuhafına gidiyor. Neredeyse bütün yöreler, her yaz bir şenlik yapmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Aralarında topladıkları paralarla da, bir sanatçı getirip, avuç dolusu parayı, sere serpe saçıyorlar.

Dut festivali, kabak festivali, kavun festivali,  pelit festivali, ray festivali, ayran festivali, yoğurt festivali, armut festivali, öküz koşumu festivali, köye su alındı festivali, kuşburnu festivali vs. bunları onlarca uzatmak mümkün.

Adına bir de kültür sanat festivali demezler mi? İnsanın gülesi geliyor. İçinde de, pek kültür ve sanatın olduğu söylenemez.

Bu tür etkinlikleri düzenleyen dernek başkanları ve ekibi, olası bir siyasi atak için boy gösterip, ?vay be, biz neymişiz kardeşim? havalarında çalıp söylüyorlar. Çalıp söyledikleri gibi, kulak tırmalayan bir müzik ve sanatçının canhıraş bağırışı yok mu, insanı çığırından çıkarıyor.

**

İçinde kültürden pek bahsedilmeyecek bu festivallerde, bir cümle plaketin de havada uçuştuğu, su götürmez bir hakikat. Nerdeyse haftalar önce hazırlanan parlak plaketler, birer ikişer havada uçuşmakta?

Avuç dolusu paraları sağa sola dağıtmak yerine, yörelerinde okuyan öğrencilere burs verseler daha iyi olmaz mı?

Veyahut o yöreyi anlatan kitaplar yayınlayarak,  bir kültür hizmeti sunsalar daha güzel olmaz mı? Bütün bir yaz boyu, Sivas kanalları ve bilumum gazetelerin şenlik haberleri yayınlaması, insana gına getiriyor. Ne kadar da çok şenlik varmış doğrusu. Preh, preh, preh?

Elbetteki, gerçekten kültürel anlamlı festivaller çok yararlı. O tür çalışmalar, kültürümüzün güzelliklerini genç nesillere aktarmakta.

İçi dolu şenliklere diyeceğimiz yok. Asıl mesele, şenlik yapıyoruz diye, ortaya çıkıp ?döner? eşliğindeki, o gürültü kirlilikleri. İçinde kültürel etkinlik olmayan festivalciklerin faydasına inanmak gerçekten zor.

Zira her şeyi sulandırmak ve çığırından çıkarmak gibi bir anlayışımız var. Gurbette olanların yılda bir defa memleketinde toplanıp, eğlenmesi en doğal lakin, bu birliktelikte hisse alabilecekleri etkinlikleri de, düşünüp, hayata geçirmek lazım.

Yoksa yeme içme ve akşama kadar oyun oynama, olsa olsa bir festivalden çok piknik anlamını çağrıştırmaktadır. Madem yılda bir toplanılacak yeme içme için, o zaman adına sanat ve kültür festivali demeyin kardeşim.

**

Aman Allah korusun, hele şu dernek başkanlarının mikrofonu alıpta dakikalarca konuşmaları yok mu!. Şunu yaptık, bunu yaptık, biz şöyleyiz, biz böyleyiz. İyi de kardeşim madem çok şey yaptınız da neden hala Sivas, gelişimini tamamlayamadı?

Aslında nicesinin, allı pullu elbiseler içinde yaptıkları gösteriş konuşması, kelebekler misali bir ikbal ışığına doğru koşma istekleridir.

Benlik egosuyla yanıp tutuşan dernek başkanlarının, uzun konuşmaları ve akabinde avuç dolusu paraların heba edilmesi, kültürel derinliğin neresinde sahi?

Gerçi onları da anlayışla karşılayıp, yılda bir seferlik nümayişlerini hoş mu görmek lazım ne? En iyisi, bir cümle dernek başkanını şehir stadında toplayıp, ellerine mikrofon vererek saatlerce konuşmalarını sağlamak daha doğru olur. Hatta yapay bir alkış makinesi getirip, onları iki dakka da bir alkışlatıp, ?ben neymişsim be abi? diye gurur dağlarına, yenilerinin eklenmesi sağlanmalı?

Zira nümayiş hastalığı, ne zaman nükseder bilinmez diye bir cümle kurmak istesem de, bizim gibi gelişimini tamamlayamamış illerde, bunun her an varlığı, su götürmez bir gerçektir?



Anahtar Kelimeler: 0