SİVAS?IN REZİDANSLARI!

SİVAS?IN REZİDANSLARI!

SİVAS?IN REZİDANSLARI!

Residence:(Fransızca) yüksek devlet görevlileri ve yabancı elçilerin oturmalarına ayrılan konut (hava atmaya gerek yok, sözlükten yeni öğrendim.) Kelimenin kullanıldığı yere bakınca, zaten işimize de yaramadı.

Aslında bu kelimenin; ajanslarda ?bilmem ne büyük elçisinin rezidansında verilen davet? diye kulak aşinalığımızdan dolayı aslında uygun kullanıldığını, sonra bizim müteahhitlerin tüketicinin balıklama atladığı mala imaj giydirme taktiği olduğunu anlayabiliriz. İstanbul da ak merkez ile başlayan, AVM ve Rezidans furyasıyla beraber, büyük şehirlerde pahalı apartman dairesini ucuzlardan ayıran araç olmuştur. (Apartman dairesine konak demekten daha uygun) Orijinal haline; sekreterlik ? resepsiyon, günlük temizlik ? kuru temizleme ? çamaşır vb gibi otel konforunda ev yaşamı diyebiliriz. *             *             * Bu kadar girizgahtan sonra, bu havalı kelimenin şehrimizdeki ilk yansımalarına bakalım. Bu konu yerel basında, eski sanayinin belediyece yıkılıp yerine ?Cumhuriyetin en kapsamlı projesi? diye sunulduğunda Sivas?ın yerlisi, yaşlı beyefendi, mesleki formasyonu metal ? metalik olduğundan mütevelli ?Memleket soğuk, bu binalar tavan ve duvardan ısıtmalı, zahir? diyerek Rezistansla karıştırdı. Daha genç hemşerimiz ?ulan bizim Selçuklu ? Osmanlı mimarisi dururken elin gavuruna ne hacet? diye celallenince, her halde bu zat-ı muhterem konuyu biliyor diyip açıklama istediğimizde ?RÖNESANS mimarisine ne gerek var? ? demez mi? Eeee, başta kendimizde öğreneceğiz efendim. *             *             * Ortak mekânları kullanma EDEBİ hala oluşmamışken Rezidansla ortak yaşamı düşünmek bile güldürebilir. Şöyle ki; 24 saat resepsiyonist ile karşılanıp ?hop hemşerim nereye? sorusuyla karşılanmak! (façası da yerinde olacak ama piyanist şantörle karıştırmayalım.) Balkon olmadığı için çamaşır asamamak ve hava alamamak. Çünkü bu yapılarda iklimlendirme sistemiyle havada parayla, yıllardır bedava olan kepenek suyunun damacanaya döndüğü gibi? Bir problemde kapı önünde serbest bırakılan çirkin ayakkabılar, (yeniler ilk günlerde çalınma riskine karşı içeri alınıyor ya) bu da dert mi diyeceksiniz ama ya batıdakiler gibi ayakkabılarla evin içinde oturacağız yada çözüm arıyacağız?! *             *             * Gelelim zurnanın zırt dediği yere, paraya? Apartmanda bir kapıcının maaşını ve SSK primini külfet haline getirip, üç ? beş apt nin ortak bir kapıcıyla maliyeti azaltma, kapıcının oturduğu daireye ya temizlik ? çöp vs karşılığı ya da SSK primine karşı kapıcıya örtülü kiralama gibi çözümlere tevessül eden kıtipiyoz lar rezidans giderlerine nasıl çözüm bulacaklar? (Mortage?ı icat edip sonrada tüm dünyanın başına dert olan krize, sebebiyet veren batılı iktisatçılardan daha akıllıca? bkz: Lehman gardaşlar (!) ) Aslında bu problemler şehrimizdeki emekli yoğun nüfusun getirdiği olağan durumlardır. Lakin aynı apartmanda oturan kendini zengin sanalar, bu konuda cimri davranmaktadırlar. Rezidansların potansiyel sakinleri bunlar olacağı için, bu giderlere nasıl çözüm üretecekler? Asıl sorun burada? *             *             * Müstakil evden apartmana geçişi zenginlik sanan veya kendini kandıranlar, evrimlerini (!) tamamlayıp boğulmuşluktan kurtaracak müstakil eve dönüş yerine, daha boğulacağı rezidans tipi yapılarda; nedenini anlayamayacağı psikolojik travmalara mahkum olacaklardır. ?Benim oğlan bina okur? deyimini okunduğu gibi algılayanlar, medeniyeti çimento ? demir ? cam karşımı nesne sananlar rahatça oturabilirler vesselam? Dolandım dolaştım boşandı yağmur Saçım ıslak kunduram çamur Eve döndüm yağmur getirdim Ev yeşerdi ben yeşerdim (N.Cumalı)  

Anahtar Kelimeler: 0