SİVAS?IN MUHAFAZAKÂR TOSUNLARI

SİVAS?IN MUHAFAZAKÂR TOSUNLARI

SİVAS?IN MUHAFAZAKÂR TOSUNLARI

Uğurlu kademli olsun şehrimizin yeni sınıfı.

Yeni dediğime bakmayın, öteden beri varlar idi lakin, yavaş yavaş sökün ediyorlar meydanlara.

Özellikle Ramazan ayı içersinde, daha bir hissettiriyorlar kendilerini.

Bilimum kast iftar davetlerinde ?aksırıncaya kadar, tıksırıncaya kadar? yedikten sonra, yeme içme işlemini evlerinde de, zinhar gün ağarana kadar devam ettiriyorlar.

Yemek davetlerine eşleri ile birlikte, en fiyakalı elbiselerini giyinip, mekânda en üstte olmanın çabasını verip, karşı kaleye gösteriş golü attıktan sonra, şuh kahkahaları ile gök kubbeyi inim inim inletiyorlar.

Afilli bir hoca veya hoca yarısının ettiği ağzı ballı yemek duasına gözlerini kapatıp, güya huşu ile eşlik edip, en üst perdeden âmin demeleri de ayrı bir âlem.

Hele hele siyasilerin cirit attığı bir yer ise burası, görmeyin şamatayı.

Kendilerini göstermek için terin suyun içinde kalmaları mutlak izlenmeli.

Tabi ki Sivas?ın anlı şanlı muhafazakârlarının, maneviyatta tekellerindedir.

Hazır kıta beklettikleri ayet ve hadislerle, var olan durumlarını maneviyata bağlamaktan da geri durmazlar.

?Allah nimetini kulu üzerinde görmek ister? giydiğimden yediğimden, bindiğim araba ve lüks gettolardaki evimden kime ne? Çalışıyorum, çatır çatır da yiyeceğim diye de çıkışmaları hazır ve nazırdır.

Çöpte kâğıt toplayan bir garibanı veya müşkilde olanı görünce yıldan yıla verdikleri azıcık yardımı hatırlatıp, yağ bağlamış vicdanlarını rahatlatacak cümleleri de sıralamaktan geri durmazlar.

Hatta paylaşılmalı, sade ve nezih yaşamalı denildiğinde, ?ben kazanıyorum kime ne kazancımdan? diye kalınlaşmış enselerini ve saf tereyağ bağlamış yüreciklerini derhal okşamayı da ihmal etmezler.

Burnundan pofur pofur soluyan Sivas?ın yeni muhafazakâr takımı, her an kendi çıkar ve ikbalinin aşkı ile yanıp tutuşmaktan da geri kalmazlar.

İlla da kendileri. İlla da barbar hayalleri?

En dindar, en muhafazakâr, en akıllı, en bilgili, en cevval?

Her şeyin en alası kendileri.

Cennet de ellerinde, cehennem de?

Ayet de ellerinde hadis te?

Mahalle dokusundan irendikleri için, aidiyetlerini simgeleyen gettolarda yaşamanın ötesinde, büyük aynalarda sıfatlarını kutsamakta ayrı bir uğraş alanlarıdır.

 Kadınlı erkekli bir kutsamadır bu.

Eşlerinin de ?marka elbiseleri? zinhar ortadadır.

Davetlerde filan, diğer kadınlardan üstün olma egosunun emridir.

Egoları, ihtirasları, makam açlıkları çıkınlarında helva olarak bekler durur. Taki acıkınca yiyinceye kadar.

Kredi kartları, markalı giyim kuşamları, gettolardaki ego tapınakları, ellerinden alınsa geriye neleri kalır acaba?

Uğurlu kademli olsun şehrimizin yeni ?muhafazakâr tosuncukları.? Var olsunlar, Allah yokluklarını hissettirmesin.

Yedikleri bal ile yağ, şeker ile şerbet olsun?

?Aksırıncıya kadar, tıksırıncıya kadar? yemek içmek haklarıdır.

Semirmek, barbarlaşmak, egoları helva yapıp kutsamak, garibin alın terini sömürerek abad olmak olmazsa olmazlarıdır.

Helali hoş olsun?



Anahtar Kelimeler: 0