SİVAS?A VURULAN İLK CUMHURİYET MÜHRÜ İSTASYON CADDESİ

SİVAS?A VURULAN İLK CUMHURİYET MÜHRÜ İSTASYON CADDESİ

SİVAS?A VURULAN İLK CUMHURİYET MÜHRÜ İSTASYON CADDESİ

Şehrin Ahşap Zamanı ??2009?? adlı son kitabıyla adından sıkça söz ettiren Sivaslı yazar Kadir Üredi?nin ?Sivas?a Vurulan Bir Cumhuriyet Mührü İstasyon Caddesi? başlıklı yazısını anmadan geçmek istemem. Oluşum sürecini bu yazıdan öğrendim. İstasyon Caddesi?nde benimde binlerce ayak izim vardır.

        Beşir Ayvazoğlu /  Zaman Gazetesi

Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllar yurdun her köşesinde ayrı bir kalkınma heyecanı yaşanıyor. Bunun en önemli örneklerinden biride toplu taşımacılığın ideal aracı olan demiryolu. Genç Cumhuriyetimiz, savaşların perişan ettiği mahzun Anadolu?yu yeniden canlandırmak, yurdun doğu ile batı bölgelerini, Ankara ? Sivas ana istasyonları üzerinden birbirine bağlayacak çalışma projesini gerçekleştirmek için, Büyük Millet Meclisi?nin 24 Mart 1924 günkü oturumunda çıkartılan bir kanunla, altı buçuk milyon lira ödenek kabul ediyor.

Altı ay sonrada 10 Ekim 1924 Cuma günü Ankara?da yapılan törende Nafıa vekili Recep beyin Hükümetin ulaşım programını anlattığı konuşmasından sonra Ankara?yla Sivas?ı birbirine bağlayacak demiryol hattının döşenmesi için bismillah çekilerek Anadolu insanının doğaya hâkim olma yarışı başlıyor. Türk mühendis ve işçisinin bilgi ve çalışkanlığıyla doğal engeller teker teker aşılarak demiryol hattı Sivas?a yaklaştıkça basında demiryolu ile ilgili haberler daha sık yayınlanıyordu. Ahali tren?in Sivas?a geleceği günü sabırsızlıkla beklerken, tren?in Sivas?a uğramayacağı söylentileri üzerine halk ümitsizliğe kapılıyor, milletvekilleri; Türk ocağında toplanan halka demiryolu hattının muhakkak Sivas?tan geçeceğini, dedikodulara inanmamalarını söyleyerek moralleri bozulan halkı sakinleştiriyordu. Bu endişeler giderildikten sonra bu defada istasyonun şehre yakın olmayacağı, demiryolunun Sivas?ın uzağından geçeceği, şehre uğramayacağı söylentileri üzerine halk Konya, Ankara istasyonlarının şehre mesafesi ne kadarsa Sivas?ınki de o kadar olsun diye Ankara?ya yazılar yazıyorlar, telgraflar çekiyorlar. O yıllarda Sivas Valisi Süleyman Sami Kepenek anılarında olayı şu şekilde anlatıyor; ?İstasyon yerinin tayini hususunda münakaşalar olmuştur. O sırada demiryolu inşaatının başında vekâlet erkânından mühendis İzzet Bey; İstasyonu daha uzaklara yapmak istiyordu. Fakat ben istasyonun şimdiki yerinde yapılmasını ısrarla rica ediyordum. Nihayet benim noktai nazarım kabul edildi. 1927 senesinde İstasyon binasının yeri belirlenip inşaatına başlanıldığı aylarda Sivas Belediye encümeni de, bir kilometre kadar uzaklıktaki istasyonla şehir merkezini en kestirme yolla birbirine bağlamak kararını alıyordu.

Açılacak yol güzergâhı o zamanlar, Uluanak, Örtülüpınar, Kayseri kapı ??Halil Rıfat Paşa?? mahallelerini teşkil eden evlerin bostanların bahçelerin oluştuğu en gebeli bir bölge idi. Bölgeden geçen pünzürük deresi burayı ikiye bölüyordu. Bu yüzden o zamanların imkânlarına göre belediye belki de tarihinde ilk defa en masraflı istimlâk ve imar işine başlamıştı.

Vilayet binasının önü 1917 senelerine kadar daracık bir meydan hatta meydandan daha çok ortasındaki havuzuyla büyükçe bir bahçeye benziyordu. Bakımsızlıktan harabeye dönmüş posta, telgraf binası ile buna benzer binalar, dükkânlar, selvi ve kavak ağaçları Selçuklu ve Osmanlı Eserlerinin önünü bir perde gibi kapatmıştı diye anlatırdı o günleri yaşayan büyüklerimiz.

Muammer beyin Sivas?ta 1913 ? 1917 Valilik yaptığı dönemlerde, bu alanı nasıl genişlettiğini, tutmuş olduğu notlarından öğreniyoruz. ??Her eski şehrimi gibi Sivas?ta caddesiz kaldırımsız ve meydansız bir şehirdi. Hükümet meydanının karşısında posta telgraf binası harap hali ile manzarayı bozuyordu. Yıkmak sırasını bu binadan başlattım. Bunu Hükümet civarındaki diğer binalar takıp etti. Bu kadar binayı yıktınız nasıl yapacaksınız sualini, asıl güçlük yıkmaktır. Benden sonra gelenler yapar ?? sözleriyle cevaplayan Muammer Bey birçok binayı istimlâk ederek Sivas?a en geniş alanlardan birini kazandırırdı. Bununla da yetinmeyip meydandan Selçuk eserlerine giden yolu açtırdıktan sonra parke taşla kaplattı.

Devrin Belediye Başkanı Sığırcıların Hayrı Bey 1927 senelerinde İstasyonla vilayet alanını en kestirme ve düzgün bir yolla birbirine bağlamak için istimlak işine, Vilayet binasının karşısındaki evlerden başladı. Bu güzergâhta ki evlerin bostanların ya tamamı veya bir bölümü istimlâk edilip yıktırılıyordu. Hacı Ali Beylerin, Dabak zadelerin, Hacı Osman efendilerin, Güven alların, Reşit Beylerin, Ulu ocakların, Güzel İsmaillerin, Tokuş ağalarının evleri ile bastonlarının tamamına yakını kanlı bahçeninse ?? Vergi dairesinin bulunduğu alan?? yarısından fazlası istimlak?a gitmişti. Günümüzdeki büyük otelin yakınlarında bulunan Sivas halılarının dokunduğu iki katlı Kuzu isimli Halı atölyesi de istimlâk ediliyor. O zamanlar en fazla istimlâk bedelinin evi ile çok geniş bahçesinin tamamı istimlâk edilen bir göçmen hemşerimize ödendiği söyleniyordu.

Açılmakta olan yolun üzerinde bulunan Hacı İzzet Paşa Camisi yıktırılmadan önce haziresindeki mezarlar açıldı. Kemikler ayrı ayrı bez torbalara konulduktan sonra Halifelik mezarlığına, Peyami Safa?nın babası İsmail Safa?nın kemikleri ise bir tabura konulduktan sonra bando eşliğinde Ali ağa camisinin haziresine götürüldü. Günümüzdeki büyük otelin alt taraflarından geçmekte olan pünzürük deresinin üzerine betondan yapılan otuz metre genişliğindeki köprü tamamlanmak üzere, ama vilayet başmühendis vekili yolun açılmasına sürekli karşı çıkıyordu. Bu olayı Sivas Valisi Süleyman Sami kepenek anılarında şöyle anlatıyor: ?? Sivas dâhilinde İstasyon Caddesinin açılması mühim bir hadise olmuştur. O sıra vilayet başmühendisi vekili olan genç mühendis kendisine vaki olanın teşvik ve tescili ile şimdiki yolun açılması fikrinde idim. Çünkü İstasyon hattı müstakim doğru hükümet konağına gider. Yolu her gören tarafından da takdir edileceği gibi Sivas?a gelen giden yabancılar için dahi en iyi intiba veren ve diğer eski yolu nazaran daha kısa ve en güzel bir yol ve bulvar olacaktı. Nitekim öyle oldu. Genç mühendis o sora Nafıa vekili olan Recep beye vaki şikâyet üzerine Recep beyin tenkidine dücar oldum. Fakat çok haklı ve kuvvetli müdafamdan sonra ve Sivas?a demiryolunun küşat resmi münasebetiyle Sivas?a gelen Nafıa vekili Recep beyin yolu görünce sarf ettiğim gayretin çok yerinde ve şayanı takdir olduğunu görerek memnun olmuştur.

Anadolu?nun en büyüklerinden biri olan Sivas Gar binası tamamlanmak üzere vatanındaki rejimi kabullenmeyip Osmanlıya sığınan ve Sivas?a yerleşen beyaz Rus Todor usta binanın camlarını takıyor. Türkiye deki istasyonların hiçbirinde olmayan mermerden yapılmış şadırvanlı çeşmesi susayan yolcuları, gar binasının arkasındaki geniş alana yapılan havuz, Vilayet binasının önündeki tarihi havuza kavuşmak için, yolun bitirilmesini bekliyor. İstasyon caddesinin bir an önce bitirilmesi için Sivas zamanla yarışıyor. Sivaslılar gece gündüz arı gibi çalışıyor. Atların öküzlerin çektiği tapanlarla yapılmakta olan yolun zemini düzeltilip son tesviyesi yapılıyor. Bir taraftan da, o zamanlar Vilayet binasının önündeki alandan bakıldığı zaman evlerin selvi ve kavak ağaçlarının perdelediği Selçuklu Medreseleri ile Kale camisinin ihtişamlı duruşları görülmüyordu. Bu eserleri görünebilir duruma getirmek için kısa bir zamanda istimlâk edilen bu alan, bin beş yüz lira masrafla parka dönüştürüldü.

Orta yerine bir havuz yaptırılarak adına Selçuklu Parkı denildi. ??Cıbırlar Parkı??. Yapılmakta olan yolun son aşamasına gelindiği günlerde, 30 Ağustos 1930 tarihinde Sivas?a ilk tren?in geleceği ve büyük bir açılış töreninin yapılacağı haberi ulaşınca, henüz tamamlanmamış ham yol üzerine yer yer taklar kuruldu, günün anlamını belirten pankartlar açıldı, cadde baştan başa bayraklarla donatıldı. Sivas?a tren seferleri başladıktan sonra yolun kalan noksanlıkları bir taraftan tamamlanırken bir taraftan da caddenin hem görüntüsünü zenginleştirmek, hem de çevreyi ferahlandırmak düşüncesiyle, Sivas?ta ilk olarak bu caddeye bir baştan bir başa kadar karşılıklı akasya fidanları dikildi. İnönü Bulvarı adı verilen yol 1931 senesinde şose olarak hizmete açıldı.

1937 senesinde yola parke döşendi. 1947 yılında yüz elli bin lira masrafla cadde betonla kaplandı. Buradan çıkan parke taşları, Mahkeme çarşısında başlayıp Kalenin kuzey ve batı yönlerini takıp ederek İstasyon caddesine birleşen uzun yola döşendi. ??Önceleri Selimağa Caddesi olarak ifade edilen yolun ismi 1933 senesinde Uzun yola dönüştürüldü??. Ahmet Durakoğlunun başkanlık döneminde olan 1965 senesinde asfaltla kaplanan yol Sivaslıların kalbine, hükümet binasına giden bu yolla halk onurlandı gurur duydu. Çünkü bu yol Sivas?a vurulan İlk Cumhuriyet Mührüydü. Eskinin yöneticileri Sivas için; O eskidende koskoca bir eyaletti devlet gibi bir vilayet derdi.

İstasyon caddesinin açılması Sivas?ta modern şehircilikte ilklerin başlangıcı oldu. Sivas?ın ilk apartmanı 1932 senesinde 5 katlı olarak bu cadde üzerine yaptırıldı. Emek apartmanı adı verilen bu bina Sivas için modern şehircilik anlayışının ilk örneklerinden biri oldu. Bu apartmanın geçmişteki ihtişamı bildiğimiz için, günümüzde ki haline baktığımız zaman içimize tarifsiz hüzünler çöküyor. Emek apartmanını müteakip aynı senelerde yine bu cadde üzerine; Lüftü beylerin, Güvenalların, Sururi beylerin, Kunduracı Nacı beyin, Ulu ocakların apartmanları yapıldı. 1932 senelerinde Lise mektebine ??Kongre Binası?? yapılan ek pansiyon Sivas?ta kaloriferli ısıtılan ilk bina olarak kayıtlara geçti. Bilhassa kış aylarında öğretmenler öğrencilerini guruplar halinde bu binanın kalorifer dairesine getirir, burada kaloriferin nasıl bir ısıtma aracı olduğunu görüntülü olarak öğrencilerine tanıtırdı, ama biz öğrencilerse, bu binada oturanların yanmadan, haşlanmadan kaynar su ile nasıl ısınabildiklerine bir türlü akıl erdiremezdik.

1932 senesinde bu yol üzerine, Kale camisinin kuzey yönü duvarına bitişik olarak Sivas?ın ilk sineması yapıldı. ??Tan Sineması?? Cumhuriyetin temelinin atıldığı tarihi Kongre binası 1892 senesinde yapılınca o zamanlar Sivas?ın en işlek caddelerinden biri olan Taşlı sokak, binanın ön cephesi olarak planlanıp yapılmıştı. İstasyon caddesi açılınca cadde yönüne taştan merdivenler yapıldı. Kapı açılarak taş sütunların desteklediği balkonla 4 Eylül Kongresinin yapıldığı tarihi Kongre binasının yeni yola uyumu sağlandı. Yine 1930 ? 31 senelerinde İnönü bulvarının başlangıç noktasındaki alana kesme taşlarla iki katlı valilik binası yaptırıldı, ama bu bina Valiliğe tahsis edilmeden 19 Şubat 1932 tarihinde Halk evine dönüştürüldü. 1932 senelerinde bu cadde üzerine yapılan inhisarlar ??Tekel?? binası Sivas halkı tarafından devletin modern binası olma ünvanını kazandı.

Yine o senelerde Ankara?nın almış olduğu bir kararla toplumsal taşımacılığın ideal aracı olan demiryollarını dışa bağımlılıktan kurtarmak ve kendi ihtiyacını karşılamak düşüncesiyle, Anadolu?nun en büyük DemirYolu fabrikasının temeli, 20 Temmuz 1936 tarihinde Sivas?ta atılıyordu. Fabrikayı yapacak olan Alman firması, getirdiği elemanları için, İstasyon caddesi üzerinde günümüzdeki Tüdemsaş fabrikasına dönecek kavşağın sol tarafına iki katlı şantiye binası ile Ankara ? Sivas arası Demir yol hattını döşeyen müteahhit firma Naci Demirağ, bugün ki Büyük Otelin bulunduğu yere mühendisleri için arka tarafında garajı olan iki katlı villa benzeri bir büro yaptı.

Modern tarzda yapılan bu binalar yeni açılan yola İstasyon caddesinin görüntüsüne ayrı bir güzellik kattı. 22 Ekim 1939 senesinde Cer Atölyesini ??Tüdemsaş?? yapıp teslim eden Almanlar gidince teknik elemanlarının kaldığı şantiye binası, halen Demiryol personeli için Lojman olarak kullanılıyor. Naci Demirağ daha sonra, şantiye binasını özel idareye bağışladı. 1988 senelerine kadar bu bina Vali konağı olarak kullanıldı. Cer Atölyesi kuruluncaya kadar Tekel binasından sonra İstasyona kadar olan bölge birkaç ahşap evin haricinde, bilhassa Sigorta Hastanesi ile Demiryol Hastanesinin bulunduğu semtler tamamen boş alanlardı.

İstasyon caddesinin şehrin batı yönüne açılması, Cer Atölyesinin de İstasyonun yakınlarına yapılması şehrin o semtlerinde; Eğitim, Sağlık, Spor, Eğlence alanları ile Lojmanlardan oluşan birimle oluştu. Bu caddenin batıdaki son uç noktası şehrimizin en modern semtlerinden biri oldu. 1948 yılı raporuna göre şehrimizde 8 tane apartman vardı ki bunların 6 tanesi İstasyon caddesinde idi. 1942 senesinde, örnek garajının sahibi Ekrem Adar?ın getirmiş olduğu otobüs, günümüzde otel Köşk?ün olduğu yerdeki Belediye binasının önü ile İstasyon arası yolcu taşımacılığı yapıyordu.

1945 yılında Belediye?nin aldığı sarı renkli 2 otobüs şehir içi taşımacılığına başladı. Bu otobüsler İstasyon caddesinden geçerken ahali bunları merakla, gururla seyrederdi. O senelerde şehrimizde 24 adet otomobille kamyon vardı. Ve bunların çoğu da Demiryol müteahhitlerine aitti. Ama 240 adet atlı ve binek arabasının olduğu o yıllarda insan taşımacılığını daha çok faytonlar yapıyordu.

30 metre genişliğinde 910 metre uzunluğunda gerilmiş bir kuşak düzgünlüğü ile iki havuzu birbirine bağlayan bu cadde her ne kadar resmi kayıtlara İsmet Paşa Caddesi olarak düşse de, Sivas halkı burayı İstasyon Caddesi söylemiyle ifade etti.

İstanbul da Beyoğlu, İzmir de Kordon boyu, Ankara da Kızılay ne ise Sivas?ta da İstasyon Caddesi aynı şeydi. Hizmete açıldığından beri Sivas?ın nabzının attığı bu düzgün uzantı günün her saatinde yayası vasıtası biran olsun eksik olmayan trafikten yana bereketli bir cadde. Öğrenciler bayram törenlerinden sonra muhakkak; bu cadde üzerine kurulan takların altından trampetlerinin çala çala borazanlar öttüre öttüre geçerken yolun her iki tarafını dolduran ahali öğrencilere çepuk tutardı.

Resmi bayramların gecesine renk katmak için fener alayları bu caddeden geçerdi. Şehrimize gelen devlet büyükleri halk tarafından bu cadde üzerinde karşılanır ve coşkuyla alkışlanırdı. Şubede asker elbisesini giyinen Sivaslı gençler akçantalarını sırtlarına bağlar bağlı bulundukları şehirlerdeki kışlalarına trenle gitmek için bölük bölük bu caddeden İstasyona giderken yol kenarlarında bekleşen analar, Ciğer paresi yavrularının arkalarından dualar okur, akan  göz yaşlarını oyalı yazmalarının uçlarına silerdi.

Hangi mahalleye giderse gitsin uzun konvoylar oluşturan gelin faytonları, lastik pompalı kornalarını öttüre öttüre muhakkak bu caddeden geçer Sarayın önünde ki havuzla, İstasyonun arkasındaki havuzun çevresinde bir tur attıktan sonra damat evinin yolunu tutar. Bu cadde İstasyon Caddesi, bu cadde Sivaslı ailelerin mutlu günlerinin teşhir edildiği cadde. Hamam dönüşü çalgılar eşliğinde sünnet konvoyları bu caddeden geçmemişse çocuk nazarında bu sünnet şöleni düğünden sayılmazdı. Sivas derin bir uykudayken sabahın alaca karanlığında Tokat?tan Amasya?dan meyve sebze yülü aktenteli yaylı arabalarında oluşan barhanalar geçip giderdi mahkeme çarşısındaki kapanlara. Rahmetli Cahit Külebi?ye ilham kaynağı olan yol yorgunu kağnılar geçerdi bu caddeden, lise mektebinin taş duvarlarına yankılar bırakan gıcırtılarla. Daha çok yaz aylarında inhisarlar ?Tekel? idaresine tuz getiren dene kervanları da gelirdi. Develerin ağızlarından dışarı taşan köpüklerle geviş getirerek aheste aheste yürümelerini cadde boyunca dizilen ahali merak ve ilgiyle izlerdi.

Posta trenlerinin geldiği saatlerde bavullarla yatak, yorgan denkleriyle yolcularla lepelep doldurulmuş faytonların aceleci trafik akışı da yaşanırdı İstasyon caddesinde. Bazı zamanlar üç dört delikanlıdan oluşan gruplar iki havuz arasında, körüğü arkaya devrilmiş faytonla gezmenin tadını çıkarırdı. O zamanlar İstasyon Caddesi Sivas ahalisinin gezme ve seyran yeri idi. Takım elbiselerini giyinen gençler caddede yürürken konuşma adabını bilir iki kişi konuşuyorsa üçüncü kişi konuşulanları işitmezdi. Ve de ağızlarından çevreyi rahatsız edebilecek sinkaf tekbir kelime çıkmazdı. İstasyon Caddesinin açıldığı ilk aylarda, Sivas?a atanan cıbış ??saçları olamayan?? kafalı genç bir memur beraberinde getirmiş olduğu bisikleti ilk defa gören halk bir şeye benzetmediği bu acayip binek aracına cin arabası demiş. Genç memur ne zaman bisikletiyle İstasyon Caddesinden geçse iki teker üzerinde düşmeden yel gibi gittiğini gören ahaliden bazıları şeytana benzettikleri bu genci, taş yağmuruna tuttuklarını analarımız gülüşerek anlatırdı.

Sigorta hastanesinin yeri 1965 yıllarına kadar ortasından pünzürük deresinin geçtiği bostanlardan oluşan ağaçlık, sazlık ve yeşillik bir alandı. Buraya 1971 senelerinde hastane yapıldıktan sonra, istasyon Caddesi girişimciler için bir cazibe şantiyesine dönüştü. Kısa zamanda cadde üzerindeki eski binalar yıktırılıp yerlerine apartmanlar yapıldı. Sivas?ın en yüksek 8 katlı apartmanı ilk olarak 1972 senesinden bu cadde üzerine yapıldı. Bunu diğer apartmanlar iş merkezleri takıp etti. Bu iş merkezlerinde markalı son model giysilerin teşhir edilip satıldığı mağazaları dolup boşalan pastaneleri, kafeteryaları, modern sinemaları iğneden ipliğe her şeyin bulunduğu marketleri trafik akışındaki son model arabalarıyla İstasyon Caddesi Sivas?ın en gözde caddelerinden biri oldu.

İstanbul?da Beyoğlu, İzmir?de Kordon Boyu, Ankara?da Kızılay neyse Sivaslılar içinde İstasyon Caddesi aynı şey oldu.

Mutlulukların, hüzünlerin, kahkahaların, iç çekişlerin, gecenin yalnızlığında kendi kendine konuşanların sırlarına vakıf olan Cadde!

Gönül çömleğinde sevda aşını taşırmadan içten içe kaynatan bahtı kara sevdalıların dertlerine ortak olan Cadde!

Bahar yağmurlarının yıkadığı siyah parke taşlarına tarifsiz acılar yüklü yaralı yüreklerinin resmini gözyaşlarıyla çizenlere sırdaş olan Cadde!

Gurbet ellerinde hasretle Sivas, Sivas diye yananların, Sılaya giden hemşerilerine, boğazlarında düğümlenen hıçkırıklarla; Ne olur, benim yerime de bir baştan bir başa kadar İstasyon Caddesinde gez gardaş dedikleri Cadde!

1 ? Meşhur Valiler Kitabı

2 ? Emekli öğretmen Sayın Camez Çeğil Beyefendinin verdiği bilgi

3 ? 1992 senesinde 85 yaşında vefat eden Demirci Kemal Gönen anlatmıştı

4 ? Taşlı Sokak Caddesi

5 ? Şehir İmar Planı

6 ? 16 valiye makam şoförlüğü yapan emekli Sayın Ragıp Has Beyefendinin verdiği bilgi

7 ? Sivas Postası, 23 Mart 1942

8 ? Polis Klavuzu



Anahtar Kelimeler: 0