Yine icat çıkardın demeyin.
Zaten, ??icat çıkarma?? azarıyla büyüyen nesilleri mensubu olarak, varsa da bu yeteneğin çocukken körelip yok olduğunu söyleyelim.
Öyleyse Godot kim veya ne?
Çoğu buluşun, icadın müsebbibi olanlardan; yani buda Frenk?
Samuel Beckett adlı oyun yazarından bahsediyorum.
1940?lı yıllarda Avangard tarzında olan, sonradan çeşitli dillere sevilip klasikleşen absürd tiyatro oyunu.
Lemonde?nin yaptığı, yüzyılın 100 kitabı anketinde 12. Sırayı almış bu eser, Ankara ve İstanbul da geçmiş tarihlerde gösterime girmiş.
Yanılmıyorsam, 70?li yılların sonunda TRT de, ??halka klasik batı müziği ve tiyatroyu sevdirme?? projesi kapsamında cebren izlemiştik.
Bu; absürd tiyatronun bu kadar yaygın gösterilmesi, adının slogana uygun olmasından olabilir.
Eylemsizliklerine yenilmiş insanların, ne olduğunu bilmedikleri bir kurtarıcıyı beklemeleri üzerine kurgulanan oyun, tamda burada, Sivas ve Sivaslının durumunu ortaya koyuyor.
Sivas?ta bugün gelinen nokta; çoğunluğu NÖTR hale gelmiş ? getirilmiş, mutsuz ? umutsuzlar topluluğu.
Yani hayallerin bile bittiği an?
Acaba; umutların eziyet süresini artırdığının bilincine mi varılmalı.
Sivas kendi Godot sunu bekliyor olabilir.
Ama Godot gelmez.
Çünkü gelmeyecek olanın adıdır.
* * *
Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar. (Necip Fazıl)
* * *
Yinede Sivas?ın tarihi akışını değiştirip Godot gelebilir. (!)
En azından Sivas Devlet Tiyatroları bu oyunu sergileyerek, kurtarıcı ve kurtuluş reçetesinin uzaklardan, bilinmeyenden gelmeyeceğini bizlere de öğreterek?
Umut kalbe saplanmış
Umut derde dermanmış
Umuda bel bağlanmış
Umutsuz zaten yanmış.
Umut binbir ayaklı
Umut güneşte saklı
Umut edenler haklı
Umut insanın hakkı
Usanma yalanlardan
Umutsuz kalanlardan
Belki denize maya
Umut et yarınlardan.
(R. Mert)