SİVAS DEĞİŞMEK ZORUNDA

SİVAS DEĞİŞMEK ZORUNDA

SİVAS DEĞİŞMEK ZORUNDA

Sivas değişmek zorunda.

Sivas?ın var olan zihinsel daralmışlığı aşılmak zorunda.

Ne pahasına olursa olsun bu şehrin gelişim evresine girebilmesi için keskin bir değişim ve yenilik elzemdir.

Eskinin basmakalıp ben merkezli algısı yerle yeksan olmadığı müddetçe, tortulaşan hantal zihniyet, varlığına varlık katacaktır.

Zihniyet değişimi hava su kadar hayatiyet taşımışken, bunu görmezden gelemeyiz artık.

**

Özgür bir ruh ve özgür bir hayat algısı, şehrin bütün evrelerine şekil vermek zorundadır.

Özgür düşünen insanlar bu duruma el atmazlarsa, korkarım ki bu şehir yavaş yavaş köyleşecek.

Zaten onun izlerini de hissetmeye başladık.

Küçük hesaplar, dedikodu kültürü, başarılı insanların ayağına çelme takma gırla gidiyor.

Tam bir köy kültürü anlayışı içerisindeyiz.

Bir türlü bir birbirimizi bütünleme yolunda düşünce geliştiremedik.

Bir türlü, kendi varlığımızı, başkasının varlığı ile birleştirip yarınlara yönelemedik?

Bu durumun bir tek çözümü, Sivas için varını yoğunu ortaya koyan insanların gayretine omuz vermektir.

Medeni toplumlarda düşünce adamların varlığı bir şans olarak telakki edilir.

Sivas?ta da, düşünen insanların çok olduğunu gururla söyleyebilirim.

Bunu sadece ben söylemiyorum, fikrine değer verdiğim nice dostum da aynı kanaatte.

Lakin en büyük talihsizlik de, şehrin kıymetli insanlarının, ?hokkabazlar? tarafından göz ardı edilmesidir.

Makam mevki sahibi olmak için takla atmayanlar, her toplumda tehlike olarak görülür. Çünkü onlar, doğru bildiklerinden asla taviz vermeyen insanlardır. Ama her fırsatta taklanın en alasını atan hokkabazlar, bu insanların görüşlerini kale almazlar. Çünkü onların söylediği doğrular, işlerine gelmez.

Sivas?ta da bu durumu ayan beyan görmekteyiz. Ufku olan nice gayretli insanın bir kenara çekildiğine, üzülerek şahit olmaktayım. Sivas için,  karşılıksız canla başla çalışan bu insanların, güzel gayretleri ve fikirlerinin görmezden gelinmesi kadar acı olan bir şey yoktur.

Sivas?ın bir düşünce sorunu vardır sevgili okurlar. Ortak amaca yönelme yönünde mevcut bulunan nekahet, gitgide varlığını kemikleştirmekle beraber, geçmişi modernize edemediğimizden dolayı da, gelişmeye ve yenilenmeye karşı bir duruş meydana gelmektedir.

?Ben yaparım, ben en iyiyim, ben bilirim, benden başkaca iyi şeyler yoktur ?türü dogmatik felsefi yaklaşım, hala varlığı ile ortada dururken, evrensel düşünce normlarını savunanlar az olmakla birlikte, kıymete değerdir.

Sivas?ın aşması gereken klan kültürü bu olsa gerek.

Neredeyse sınıfsal birlikteliklerin daha da katmerleştiği, hür düşüncenin yanlış geleneğe kurban edildiği bir anlayış adeta?

Bu kısır bir döngüdür. Bu kısır döngüyü aşmaya gücümüz yeter. Yapmamız gereken, şehri aydınlanma içerisine dâhil etme yönünde, takınacağımız tutumdur.

Düşünen, okuyan yazan bireyler, çoğalmalı. Onlar çoğaldıkça, bu kadim şehrin eski yüzyıllarda olduğu gibi, yeniden medeniyet üreten bir hal alması hayal olmasa gerek.

Bu hayali gerçekle bütünlemek zorundayız. Sivas?ın yeniden kalkınması ve zihinsel yenilenmesi, el birliği ile ortak gayrette birleşmekten geçmektedir. Ortak aşk ve gayretin Sivas?ın dirilişini gerçekleştireceği muhakkak?

**

Bu diriliş için elzem olan, en önemli adımlar silsilesinin en başı, değişim gereğidir.

Sivas hantallığının en doruğunu yaşadığı bir dönemde, gelişen Türkiye ve Dünyayı daha iyi algılayabilmek için, Sivas?ı her alanda değişim ve gelişim içerisine sokmanın zamanıdır.

Bunu geciktirdikçe Sivas tükenmekte, bunu geciktirdikçe Sivas tüketilmektedir.



Anahtar Kelimeler: 0