ŞİDDETE EĞİLİMLİ ÜLKE HALİNE GELDİK MAALESEF

ŞİDDETE  EĞİLİMLİ  ÜLKE  HALİNE  GELDİK  MAALESEF

ŞİDDETE EĞİLİMLİ ÜLKE HALİNE GELDİK MAALESEF

Bu gidişle Türkiye daha çok arkası yarınları oynar gözüküyor, bazı tutarsız fikirlerin ve o fikirleri öne süren kişiler sayesinde. Haliyle de bu durum neticesi içinde ülkemizin ve insanlarımızın bir türlü düzelmek bilmeyen tansiyonunu inip çıkartıyorlar. Ne pahasına olursa olsun dercesine. Her ne kadar inkâr etseler de öyle bir düzen kurmuşlar ki, şeytana papucu ters giydirircesine.

Hep beraber bu olumsuzluğun süre gelen devir daim sorunları içinde dediğim gibi arkası yarınları yaşıyoruz, bitmez bizde bu senaryolar. Yaşanan bunca senaryoların yanı sıra, bir de sorunlar çıkmaya görsün. İşte o zaman aklıselim düşünerek hareket etmek yerine, öyle ki bazı kesimlerin ekmeğine yağ  sürmüş oluyoruz, eylem bahanesiyle sokaklara dökülerek.

Hayata bakış açımız o kadar farklılaştıktı ki, kendi düşüncemiz içinde bile tutarsız davranışlarımızla önde gider hale geldik. İnsanca yaşamanın, insanca düşünmenin yok olmasına sanki dersin davetiye çıkartarak.

Yeşilliği, doğayı korumak çok güzel, yaşamak için yaşatmamız gerek bunları. Biz doğayı korudukça doğada bizi korur, hem alt yapısıyla hem de üst yapısıyla. Peki bizler ne yapıyoruz, gerçekten bunun farkında mıyız? Bu sorunun cevabından ben kuşkuluyum doğrusu yaşananlara baktıkça.

Göz ardı ettiğimiz bazı gerçekler var ki, bunları görmemezlikten gelerek es geçiyoruz. Gerçek şu ki, insan olarak doğaya karşı ciddi bir sorumlulukla hareket edemiyoruz. Herkes kendince ben haklıyım diyerekten, ayrı bir neden sergilemeye çalışıyor. Ama bir yandan da bir şeyleri savunma bahanesiyle, her bir kargaşalıkta kırıp dökerek artı biber gazıyla havayı mahvederek insanlığı ve kardeşliği maalesef unutuyoruz...

Türkiye git gide her bir gündemiyle o kadar değişik profiller sergiliyor ki. Betonlaşmak uğruna ağaçları, yeşilliği adeta katlediyoruz. Yaşamın, umudun ve sevincin ifadesi olan güzelliklerimizi işte böyle yok ediyoruz bencilce. Menfaatçi düşüncelerimiz uğruna. Bu gidişle dünyamız emin ellerde değil, çünkü dünyanın alt ve üst dengesini bozan biz insanoğluyuz.

Artık kendi varlığımızla tehdit oluşturduğumuzu ah bir fark edebilsek, tehlikenin boyutları gün ve gün büyümeden ama nerede?

Ortak yaşam alanlarımız ( sokaklar v.s. ) artık sıkıntılara açık alanlara dönüştü. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde sokaklara dökülerek, derdimizi dile getirmekten çok bilinçli, bilinçsiz hareketlerle bize yakışmayacak şekilde davranıyoruz.

İktidar açısından, spor açısından onayladığımız veya onaylamadığımız birçok sorun olabilir. Lâkin bu demek değildir ki, tahrik edici düşüncelere kapılıp da kendi ülkemize şiddeti getirmek olmamalı.

Gerçekten şiddete eğilimli bir ülke haline geldik, sonuçlarını düşünmeden. Hani nerede sağduyu, insanca davranışlar. Bizler bunca şiddetin içinde bocalarken, nasıl bir gelecek içinde düzenimizi kurabiliriz ki?

Doğru olduğunu düşündüğümüz ve emin olduğumuz şeyi yapmalıyız. Hayata nereden baktığımız çok önemli, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam için?



Anahtar Kelimeler: 0