SARIGÜL TEKİN Mİ?

SARIGÜL TEKİN Mİ?

SARIGÜL TEKİN Mİ?

Son günlerde yazılı ve görsel basında bir hengamedir gidiyor.

Neymiş efendim,

CHP İstanbul?u kiminle kazanır veya en çok oyu kiminle alırmış falan...

Araştırmalar, süslü püslü sorular, önceden belirlenmiş ismi adres gösteren yönlendirmeler derken sonuçlar

açıklanıyor:

Evet, İstanbullunun gönlündeki aday: SARIGÜL

Hem de her şeye ve Kadir Abisine rağmen.

Tabi ki, Allah göstermesin demekten başka bir şey söylemek mümkün değil.

Gelelim sebebine.

Bilindiği üzere, Kapitalizmin en önemli özelliklerinden birisi Pazarlama ve Teknikleridir.

Meta, o kadar güzel pazarlanır ki, sizler olmayanı görür, dokunmadan bazı şeyleri hissedebilirsiniz bile.

Öyle ki, göz boyama ve illüzyon tekniği  bir anda tüm dünyanızı değiştirir, kendinizi bilmediğiniz bir yolda yürürken bile bulabilirsiniz.

İşte bu da aynen öyle.

Henüz parti üyesi bile olmayan, konuşulması gereken hiç bir konuda sesi soluğu çıkmayan, konuştuğu anda da tüm kötülüklerin anası CHP?dir diyerek iktidara veya başka deyişle muktedire göz kırpan,  mikrofonu görünce Kadir ve Melih abilerine duyduğu hayranlığı ballandıra ballandıra anlatan Zat-ı Muhteremi bir de kurtarıcı gibi göstermezler mi, deli olmamak içten değil.

Adam, ?Suyu Görünce Balık, Puru Görünce Tilki? oluyor.

Üstüne bir de çakma anketler yaptırarak ?Cin Olmadan Adam Çarpmaya? çalışmaz mı.

Tam bir komedi.

Arapça da eylemlerin çatılarını konu yapan gramer kitabının adı, BİNA?dır.

Medrese eğitiminde öğretimin ilk kademesine de BİNA denir.

Bu derste başarılı olan bir üste geçer, olamayan tekrar okur.

O yüzden böyleleri için bizim oralar da ?Benim Oğlum Bina Okur, Döner Döner Yine Okur? derler.

Adamın işi gücü yok, üyesi bile olmadığı partiyle İstanbul?u alıyor, hızını alamayarak üstüne bir de CHP Genel Başkanı oluyor.

Ve bu komediye de bazı arkadaşlarımız çanak tutuyor.

Bilmeyenler için hatırlatmakta fayda görüyorum:

Cumhuriyet Halk Partisi üye ve örgüt partisidir.

Partinin yazılı kurallarının yanında yazılı olmayan kuralları da vardır.

Bu kurallarından bir tanesi de Partimize ve Genel Başkanımıza sadakattır.

Beyefendi, kalemşörleri aracılığı ile çıkıyor Sayın Genel Başkanı teslim almaya çalışıyor, ilçeleri dizayn edeceğini söylüyor, bizim kokoşlar da sırıtarak adama gülücükler gönderiyor.

Al sana bir kaya, nerene dayarsan daya misali.

Şu gerçek herkesin beynine kazılmalıdır:

Hiç kimse CHP?nin kurumsal kimliğinden büyük değildir.

Hiç Kimse CHP?yi ve Sayın Genel Başkanını kuşatıp teslim alamaz.

Bizler yeri ve zamanı gelince kimi nereye aday yapacağımızı, örgüte emeğini, zamanını ve yüreğini verenlerle vermeyenleri ayırt etmesini gayet iyi biliriz.

Öyle aklı evvelerin sözlerine de pek kulak asmayız.

Can Babanın dediği gibi ?Düşmanın seni övüyorsa, vardır bir puştluk? deriz ve gaza da gelmeyiz

Ha bu arada yazımın başlangıcında bir soru sormuştum.

Hemen yanıtlıyorum.

Sarıgül, TEKİN değil.

Olamaz da. Yedisinde ne ise şimdi de o, anlayacağınız.

Bu arada şimdi el ele göz göze yürüyen anlı şanlı kalemşörlere gelince, hiç kaygılanmayın.

Biz onların Cemaziyelevvelini de biliriz.

Son Sözüm, yarası olanlara:

Talebeleri ile yolda yürüyen Mevlana 3-4 tane köpek yavrusunu sarmaş dolaş yatarken görür.

Gençlerden biri hemen atılır: ?Güzel bir kardeşlik örneği? der.

Mevlana tebessümle hemen tamamlar: ?Aralarına bir kemik at da görelim şu kardeşliği?

Siyasi istikballeri uğruna güzelim partimizi dillere pelesenk eden içimizdeki İrlandalıları en güzel İbnü?l Emin Mahmud Kemal tarif etmiş.

?Suretin siretine şahittir

 Başka şahit aramak zaiddir?

Suratınızdan alçaklık akıyor ya, gidişatınıza başka şahit aramaya gerek yok.

Unutmayın. ?Köpeklerin Kardeşliği Kemiği Görünceye Kadar?

 

HALİT METE OLTULU

CUMHURİYET HALK PARTİSİ

SİVAS KURULTAY DELEGESİ



Anahtar Kelimeler: 0