ŞABAN

ŞABAN

ŞABAN

Şaban ayı; kamerî ayların sekizincisi, "üç aylar? ın ikincisidir. Bilindiği gibi, üç ayların ilki Receb, üçüncüsü de Ramazandır. Şaban ayının önemli bir hususiyeti de, "Beraat gecesi"nin bu ayın on beşinci gecesinde olmasıdır. Beraat gecesi, meleklerin inmesi, duaların kabul olunması, duaların geri çevrilmemesi gibi birçok fazilete sahip olduğu için, bulunduğu ayı da değerli kılmıştır.[1]

"Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!" [2]

"Allah Teâlâ, Şabanın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asî olanlarla Allah`a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar"[3]

Peygamber Efendimiz, bu ayda mümkün olduğu kadar oruç tutardı. Hz. Âişe, O`nun bu davranışını şu sözleriyle ifade eder: "Rasûlüllah`ın (s.a.s) Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim" [4]

 Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Ramazandan sonra hangi oruç efdaldir?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi:

"Ramazanı ta`zim için şa`bân!" cevabını verdi."[5]

 Bu rivayette, ramazandan sonra en faziletli orucun şa`ban ayında tutulacak nâfile orucu olduğu ifâde edilmiştir, çünkü başlanmış olan oruca mutabakat (uygunluk) taşır.

Şaban ayı, İslam tarihinde bazı önemli olayların gerçekleşmesi açısından da önemlidir. Bunlar arasında, hicretin ikinci yılına rastlayan Şaban ayı ortalarında nâzil olan âyetle kıblenin Mescid-i Aksâ`dan Mescid-i Haram`a çevrilmesi ve diğer bir âyetle de Ramazan orucunun farz kılınması sayılabilir.[6]

Selam ve dua ile...



Anahtar Kelimeler: 0