ORTADOĞU DENKLEMİNDE İRAN

ORTADOĞU DENKLEMİNDE İRAN

ORTADOĞU DENKLEMİNDE İRAN

Ortadoğu?nun en önemli aktörlerinden biri İran?dır. Özellikle ABD ve İsrail?e karşı tehditkâr tutumu, Nükleer Silah Üretimi iddiasıyla ABD?NİN desteğinde ve yönlendirmesiyle başlayan BM?İN yaptırımları ve baskıları ile Tüm İslam Dünyasını ilgilendiren bir konu olarak son yıllarda sürekli tartışılan, İran?ın yürüttüğü söylenen ?Şii Hilali? projesi İran ile ilgili gündemin ana başlıklarını oluşturmaktadır. Bugün Suriye Denkleminde başta ülkemiz olmak üzere topyekün İslam Aleminin çıkarlarını dikkate almak yerine kendi ülke çıkarları etrafında geliştirdiği faaliyetler gündemimizi işgal etmektedir. Şii Hilali Projesinin ön plana çıktığı bu günlerde Irak`ta Maliki`nin çılgınlıkları, Hizbullahın itibarını zedeleyen davranışları bu bağlamda İran`ı ön plana çıkaran unsurlardır.Mevzu bahis olan İran  Türkiye ve Mısır ile birlikte İslam Dünyasının geleceğinde önemli role sahip aktörlerdendir. Maalesef Suriye`de bu iki ülkeden ikisinin tezleri çarpışmaktadır

İran Tehdidi diktatörler tarafından yönetilen ve kimlerle ünsiyet bağları olduğu aşikâr olan Arap  Devletlerinin, biraz daha Batılı güçlere teslim olmalarına yol açan bir yapıya da sahiptir. İran tehdidi dolayısıyla ABD?NİN Körfez ülkelerine yüklü silah satışı yaptığı da başka bir gerçektir. Genel bir çözümleme ile Körfez ülkelerinde önemli üsleri olan ABD?NİN silah satabilmek adına İran ile sürekli bir kontrollü gerginlik politikası yürüttüğünü görebiliriz. Tabii ki bu durumun İran açısından da önemli menfaatler sağladığını inkâr etmek safdillik olur. Bu durumu iç kamuoyunun haklı taleplerini susturmak için kullandığını müşahede edebiliriz. Nitekim 2009 başındaki seçim öncesi çıkan gerginlik işe yaramış istenen sonuç elde edilmiştir.

Özellikle İran?ın bu ve buna benzer hareketleri dolayısıyla eleştirilmesi; bazı çevrelerde ABD tarafgirliği yapmak, Müslüman bir ülke ye karşı Şer Ekseni ile bilmeden işbirliği yapmak, mankurtlaşmanın tezahürü olarak görülmektedir. Bu çevrelerin İslam Dünyasıyla alakalı duyarlılıkla bunu yaptıklarından emin olmakla birlikte; bugün yukarıda bir kısmını saydığımız faaliyetleriyle İslam Dünyasında telafisi mümkün olmayan sıkıntılara yol açabileceğini de gözden kaçırmamaları gerekmektedir. Günümüz Dünyasında yöneticilerin bir Korku İmparatorluğu kurarak varlıklarını devam ettirdikleri düşünülürse; yukarıda belirttiğimiz hususların İslam Dünyasının Tiranlardan ve Emperyal güçlerden kurtulmasını geciktirebileceği hatta engelleyebileceği düşünülmelidir. Özellikle Şii Hilali olarak adlandırılan projenin İslam Dünyasında az da olsa oluşan birlik düşüncesini ortadan kaldıracağı ve derin yaralar açacağı aşikârdır. Nitekim Irak?ın içinde bulunduğu izaha muhtaç olmayan hali, Suriye?de yıllarca zülüm yapan bir iktidarın devamına yönelik çabalar, hiç olmadık bir zamanda Lübnan?da Sünni bir başbakanı bulunan iktidarı Hizbullah?ı hükümetten çektirerek uzun süre hükümetsiz bırakması bu bağlamda belirtilmesi gereken hususlardan bazılarıdır. Türkiye?nin BM yaptırımlarına karşın tavrına rağmen Türkiye?ye karşı soğuk tavrı ve PKK konusunda desteğini geri çekmesi ve onlarla anlaşması dikkate değerdir. Tabii ki bu bağlamda İran?a karşı olduğu aşikâr olan Kalkanın kurulması bu bağlamda belki bir haklılık olarak zikredilebilir. Lakin Türkiye?nin bu konudaki İran yanlısı faaliyetlerinin göz ardı edilmemesi ve bu durum ortaya çıkmadan; Suriye?nin Küresel güçlerin talanına uğramadan önce kurtarılması adına yapılan faaliyetlere destek vermediği ve bu sebeple hasımane bir tutum sergilediğini söyleyebiliriz.

 Humeyni?nin devleti olarak İran?a bakmak ve ideolojik bir paradigma ile İran?ın yanlışlarını görmezden gelmek veya salt bir ülkesini kurtarma söylemi ile izah ne kadar doğrudur. Devrimlerden sonra genel olarak oluşan elit bir tabakanın nasıl bir düzen getirdiğini bildiğimiz halde, hala İran?a gençliğimizde yakıştırdığımız veya bir arayış sürecinde ütopik bir devlet nazarıyla yaklaştığımızdan mıdır bilinmez, bir savunma içerisine girmemiz zannımca pek gerçekçi değildir. Sovyetler yıkıldıktan sonra hala ?Rusya Rusya? diye şarkı söyleyenleri eleştirirken, İran?daki durumunda farkında olmak lazımdır kanaatindeyim. İran?ı bugün ABD ve bütün Emperyal güçlere karşı Doğunun en görkemli bir kalesi olarak görüp, ona her yapılan eleştiriyi ABD tarafgirliği olarak yaftalayıp, İran karşıtlığı veya satılmışlıkla nitelemek, öyle bakmak gerçekçi olmasa gerektir. Yükselen eleştirel nidalar içeriden, dost acı söyler nevinden olamaz mı? Bugün İsrail?in yaptığı askeri operasyonlar, nükleer vb. silahlanma ve batının desteğini almasında İran?ın çıkışlarının payı sorgulanması gereken bir durum değil midir? İsrail ve ABD?nin hegemonyasının Ortadoğu?da yerleşmesinde İran?ın politikalarının etkisi var mıdır? Başka bir hususta Afganistan?da Taliban?ı, Irak?ta Sünni İktidarı ortadan kaldıran ABD en çok kimi memnun etmiştir.

Şahsilikten kurtulup, geminin kurtarılmasına çalışmak gerekliliğini anlamak lazımdır. Gemide kendi kamaramın altını deliyorum diyen adamın haklılığını ispat sadedinde sebeplere sarılmak ne kadar doğrudur. Bu bağlamda son olarak; İslam Dünyasının sefil bir durumda olduğu ve bir umut bir diriliş muştusunun peşine düştüğü bir çağda Peygamberimizin doğumuyla bin yıllık ateşi sönen toprakların Müslüman çocukları, umarım o ateşi yakıp onunla oynama gafletinde bulunmuyorlardır.



Anahtar Kelimeler: 0