MEDENİYET

MEDENİYET

MEDENİYET

Medeniyet insanların en yüce duygu ve düşüncelere eriştikleri anda neşvü nema eden, ortaya çıkan bir olgudur. Belirtildiği gibi medeniyet yüksek karakterli, insanlık vasıflarına sahip, çalışan, üreten insanların uğraşlarının ürünüdür.

Medeniyet bir sistematiğin ürünüdür.  Üstün bir akla, şuura ve ufuğa sahip olmayan hiçbir sistem medeniyet kavramının göstergelerini yakalayamaz. Bilim bu bağlamda önemli olmasına karşın tek başına yeterli değildir. Nitekim bugün bilimde gelişen Batının tam anlamıyla bir medeniyeti yakalayamaması bunun kanıtıdır. Bir yazarın dediği gibi batının bilgisi cahil bir bilgidir. İnsanı bir et kemik torbası olarak gören, kabaran hayvani şehvetini, iştahını gidermeye çalışan hiçbir topluluk abad olmamıştır; sadece öyle zannetmiştir. Bir hırka, bir lokma yaşayan bir dervişin bizcede kabul gören üstünlüğü bunun apaçık delilidir. Bu üstünlük çilesini çekmeye yanaşmadığımız bir üstünlük olsa dahi? Yine bu bağlamda Batının bilime ve bilme yetisine bakışını değiştiren, Gazali?nin öncülü olduğu Sezgicilik Felsefesinin kurucusu sayılan Bergson?un şu sözünü telaffuz etmek gerekir: ?Zeka yalnız başına her şeyi bilmeye ve anlamaya yetmez, mühim olanı şudur ki zekanın değeri bir bilme ve anlama şuuruna muhtaçtır. Onu da Bir Türk genci olan Necip Fazıl?da gördüm.?Dolayısıyla Medeniyete bakış tarzımız veya medeniyet kavramının bizdeki karşılığı onun değerini belirler. Bugün gündelik konuşmalarımızda bile yerini bulan medeniyet, medeni, çağdaş kelimeleri zamanın bir çok mühim kavramı gibi içi boşalmış kavramlara dönüşmüşlerdir.Medeniyetin insan medeniyeti kavramına haiz bir medeniyet olması onun maddi veya teknolojik yönünden çok manevi yönü ile alakalıdır.İnsanları zamanımızda Batı Medeniyetini bu kadar büyütmeleri ve kolaycılığa kaçarak kendilerinin medeniliğini kaporta üzerinden inşa etmeye çalışması ve sorgulaması medeniyet tasavvurundaki sığlığı bariz bir şekilde ortaya koymaktadır.

Bunun yanısıra Medeniyet açısından insanların sorunlu algılarından biri ve en önemlilerinden biri de Medeniyeti tesisin düzeni kuranlara yüklenmesidir. Elbette ki düzenin medeniyeti oluşturmada önemli bir etkisi vardır. Fakat tarih boyunca takdir edilen büyük ve eşsiz medeniyetlerin çöküşünü de bu bağlamda düşünmek gerekir. Çağlar boyunca insani olan, insanlar tarafından kurgulanan düzenlerin ideal olanı yakalama başarısının sorunlu olduğu gerçeğini de gözden ırak tutamayız. İnsani olanlar fıtrata yaklaştıkları surette başarılı olmuşlardır. Nitekim bu işin bir başka yönü olmakla birlikte, esas konumuza dönersek; İnsanların çocukluktan başlayan bir kolaycılıkla hep kendi dışında suçlu arama düşüncesi dikkate değerdir. Fakat bir medeniyeti kuran toplulukların insanlardan oluştuğu gerçeği yadsınamaz. Nitekim bir devletin veya devletler topluluğunun mekanizması ne kadar kusursuz bir şekilde kurgulanmış olsada, o oluşumun mayasını oluşturan, yapının hücreleri de diyebileceğimiz insanlar o oluşumun devamını ve yücelmesini sağlayacak kemale, inanca, şuura ve ufka sahip değillerse sistemin mükemmelliği işe yaramayacaktır. Bu iyi bir projenin gerekli maddi ve manevi ekipman yoksunluğundan dolayı gerçekleştirilememesidir. Tarih boyunca yükselen, yükselerek donan medeniyetlere baktığımızda insanların karakterlerinin derecesi düştükçe dondukları ya da silindiklerini görürüz. Devleti yöneten üst tabakanın ehil olması belli bir dereceye kadar nüfuz edecektir. Maddi ve manevi alanda her birey kendine düşeni yapma gayreti içinde olmasa  kurduğunuz sistemler başarılı olmayacaktır. Tarih teorik olarak mükemmel olarak görülen fakat çoğunlukla uygulayıcıları üzerinden değerlendirilen büyük fikri temayüzlerle doludur.  Bir deniz ve onu oluşturan damlaları düşündüğmüzde mevzu biraz daha aydınlanacaktır: Kirlenen damlaların bir süre sonra diğer damlalara sirayet edeceği ve denizin kirli görüneceği aşikardır. Nitekim medeniyetlerde komutan ve ordu ilişkisinde olduğu gibi olumlu veya olumsuz manada insan etmenini gözardı etmemek gerekir.

Dolayısıyla insanın yetiştirilmesi medeniyet tasavvurunun hazırlık evresindeki en önemli meşgaledir. Yetiştirilen insanlara doğru ve insani bir medeniyet algısı vermek bu bağlamda önemi yadsınamaz bir unsurdur.



Anahtar Kelimeler: 0