KİTABIN SİVAS YOLCULUĞU

KİTABIN SİVAS YOLCULUĞU

KİTABIN SİVAS YOLCULUĞU

Geçtiğimiz günlerde yaşanan toplu yemek kaosu yeni fikri kapıların da açılmasına neden oldu. O karman çorman ortama giden birçok arkadaş, değişik sosyolojik gözlemlerini ifade ettiler. İnsanların yemek almak için verdikleri mücadelenin hayra alamet toplumsal bir içerik taşımadığı bir gerçek.

**

Akın akın insanların toplu iftar yemeği için meydana sökün etmelerini analiz etmek gerek. Zira medeniyet anlamı bir kaygıdan uzak olan yeme içmeli birliktelikler, ancak ve ancak popülist bir amaca hizmet etmekten öte bir şey değildir.

Sadece tüketme dürtüsünün verdiği ortak birlikteliklerden, çekirdek çitletip yere atmadan başkaca bir şey ortaya maalesef çıkmaz.

Umarım bir daha böyle bir yemek organizasyonu yapılmaz. Yaklaşık otuz bin kişinin can siperana yemek davetine akın etmeleri vahametin en vahameti.

Medeniyet anlamı bir davete bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar insan ilgi gösterirken, yeme içmeli ve akabinde çekirdek çitlemeli yavanlığa, mahallelerden sökün edilmesi sosyologlarca analiz edilmeli bence.

Garip bir akıl tutulması içinde bu şehir.

Her yer, sıradan içi boş yaşam alanı için tanzim edilmiş sanki.

Paşabahçe?ye gidiyorsun, insanlar kıtlıktan çıkmış gibi yemekle meşgul.

Sıcak Çermik, Soğuk Çermik yine aynı?

Hakeze köyler kasabalarda aynı bayağılık içinde. Deliler gibi el çırpıp ?ellik? oynuyorlar.

Alın bir de salon düğünlerini.

Kendinden geçmiş ahali, ?çekirge, hadi gidi topal, a benim hacı yârim, hop bico hopla bico? oynayarak kendilerini yerden yere atıyorlar.

Ama sohbetlerde, uzaktaki düşmana kılıç sallama gırla gidiyor. ?Tencerede taş kaynatan kadının? kıssası dillerden düşmüyor.

 Ne oldu bu topluma? Böyle yüzeysel bir hayat algısı iliklerimize kadar mı işlemeliydi?

Hayatın içsel derinliği ile tanışılmayacak mı?.. Ne vakte kadar sürecek bu aymazlıklar?

Bu hır gür ve hengâme içinde, kitap fuarının ikincisine gidiyor Sivas. Zamanla İlkbahar veya sonbaharda olması elzem olan fuarın, hazırlık çalışması olarak telakki ettiğim 4 Eylül içinde olmasına şartlı bir desteğimiz var. Çünkü okulların tatil edildiği bir zamanda bu fuarın sönük geçeceğini her fırsatta dile getiriyoruz.

Ama yine de Kitabın Sivas yolculuğu çok önemli.

Zira Sivas okumuyor.

Yemeğe, etli pideye, kısıra, kelle kırdırmaya, hop bico hopla bicoya, magazine, dedikoduya hayati önem veren bir şehir, kitabın kapağını dahi açmıyor.

Bu içler acısı hayat algısının değişmesine yönelik kitabi adımların, atılması çok önemli. Ruhların doyumuna ve imarına yönelik okuma faaliyetlerine, Sivas?ın çok ama çok ihtiyacı var.

Zihinsel bir yücelik ve değişim için, kitabın Sivas yolculuğu yıllar önce başlamalıydı.

Sivas kitapla tanışmalı.

Sivas kitapla tanıştırılmalı.

İnsanların, en azından kitapların kapaklarına dokunmalarına, içlerini açmalarına fırsat sağlayacak olan bu kitap fuarını çok önemsiyorum.

Kitapla bu şehrin ünsiyeti zaten çok gecikmiş.

Kitabın kalplerde ve zihinlerde olmayışını başkaca uğraşlar doldurmaktadır.

İlla da kitap.

İlla da bu şehrin, kitapların sunduğu medeniyet rayihasına ihtiyacı var.

Yoksa kaybolacağız bu hengâmede.

Sırra kadem basacak gönle dair hayaller.

Barbar iştahların, tüketim kölelerine dönüşeceğiz.

Bencillikler daha bir kaplayacak etrafımızı.

Okumayla doldurmadığımız takdirde zihinlerimizi, kapitalizmin bitmez arzusunun gönüllü köleleri olacağız?



Anahtar Kelimeler: 0