KİŞİLİKSİZ KADAVRALAR

KİŞİLİKSİZ KADAVRALAR

KİŞİLİKSİZ KADAVRALAR

Garip bir garabetler zincirine doğru yavaş yavaş ilerliyoruz.

Garip ve sıradan bir ilerleyiş.

Duruşu olmayan nicesinin, kimlikler ardına sığınarak sözüm ona varlık göstermeleri, ne acınacak zavallı bir anlamsızlık?

Kişiliği, bom boş bir kadavra içinde olanların, bu kişiliksizliklerini örtmek için kimlik arayışına girip, o kimlikleri maske olarak kullanmalarına, her saniye rastlamaya devam ediyoruz şehrimiz Sivas?ta?

Kişiliksiz kadavralar?

Kadavra kişilikler?

Bir saniyesine bile hükmedilemeyen kıytırık bir dünya için, atılan onca hileli taklanın, daha bir kişiliksizleştirdiği, yığınla kadavra içinde yaşamak mı kader olmalı?

**

Bir duruş, bir ilke, bir dik düşünce hak getire.

Varsa yoksa, güç ve para karşısında eğilme.

Paraya yatma, güce yatma, ilkesizliğe yatma.

Ezilenden yana değil, güçlüden yana olma.

Kayıtsız şartsız itaat ederek, şahsi ihtirasını onardıkça onarma hezeyanları?

Bunca kişiliksizlik göstergesi yetmezmiş gibi, darda ve zorda kalınca da, kutsalı pervasızca kendi şahsi ikbalini sıvazlamak için kullanma.

Daha ne saymak yerinde ise, kişiliksiz insanlar için söylemeye kelimeler çaresiz kalır.

Çokça etrafımızda fink atıyorlar zaten..

Onları, yukarda bahsettiğim hasletler ile tanıyabiliriz.

Zira güzele ve iyiye dair şeyler söyleyecek kadar da, pervasızlık maskeleri hazır ve nazırdır.

Elbette kutsalı kullanıp, güya kutsal adına alengirli işlerde de geri durmazlar.

Kafalarının en arkasında, kıytırık gülüşleri ile plan üstüne plan yaparlar?

Hileler, desiseler, kaypaklıklar, adam satmalar, yamanmalar, salya akıtmalar?

Peki ne için bunca ayak oyunları?

Dik durmak, adam gibi adam olup, doğruyu ve hakkı dillendirmek varken, neden bunca aymazlık ihtirası?

Kişiliğini geliştirip kaya gibi sağlam bir duruş gösteremeyenler için nice aymazlık, sırdan insani ilişkidir onlar için.

Çünki, dik durmayı bilmeyip, dürüst olamayanlar, dik duranları tehlike olarak görüp, onları kabullenemezler?

Dik durandan, dürüstten hep korkarlar. Maskelerinin bir gün düşeceği hep akıllarındadır.

**

Dünyayı anlamlandıran ve yaşanılır kılan, duruşu olan insanlardır sevgili okurlar.

Kişilikli insanları, ben kale burçlarındaki bayrağa benzetirim.

Kale gibi sapa sağlam dalgalanıp dururlar.

Güce, paraya ve ikbale yatmazlar.

Çam gibi sağlam, selvi ağacı gibi dosdoğru dururlar.

Kişilikli insanların dillendirdiği her şey, toplumun gönül nazarında makes bulur.

Zira çıkarlar numunesi, kale gibi sağlam olan kişilikli insanlar için değerli değildir.

Kişilikli insanların savundukları veya içinde bulundukları kimlikler de hem belirgin, hem de bu kişilikler sayesinde daha güçlü ve evrenseldir.

Kişiliksizlerin savundukları bir dava bir kimlik olamaz.

Olsa olsa, bir kimliği kullanarak, hatta kimlik bütününe ?bakın ben kimliğimiz için can siperane çalışıyorum? diye itaat görüntüsü verip, kendi içindeki ?benlik? zavallılığını, daha da büyütme aşkı ve idealidir.

Kadavralık bir ikbal ve çıkar için, ne menem  bir acınacak haldir bu.

Dik durup kale burcundaki bir bayrak gibi, efil efil dalgalanmak varken, bir saniyesine bile hükmedilemeyen kıytırık bir dünya için, salyalanmaya ne hacet var?



Anahtar Kelimeler: 0