KAYBETTİKLERİMİZ?

KAYBETTİKLERİMİZ?

KAYBETTİKLERİMİZ?

Bu hafta ki yazımın konusu ne olsun diye düşünüyordum. Kendi kendimle yaptığım o hoş sohbetlerden birindeydim yani. Düşündüm, düşündüm, düşündüm? Açıkçası aklıma çok bir şey gelmiyordu derken geçmişe doğru yol aldığımı fark ettim. Hani derler ya film şeridi gibi hayatım geçti gözümün önünden diye işte aynen öyle.

Çok bir yaşanmışlık yok ömrümde ama bende herkes kadar anı biriktirdim kendime. 20 sene su olup akmıştı adete. Oysa daha küçük bir kız çocuğuyken zaman bir türlü geçmiyor sanki hiç büyümüyordum. O zamanlar bilememişim o günlerin o değerlerin kıymetini. Birden anladım ki ben o günlerin temizliğini, içtenliğini, samimiyetini özlemiştim. O zamanlar çok şeyimiz vardı; Arkadaşımız çoktu mesela mahallede ki her çocuk arkadaşımızdı. Çıkar gözetmezdik kimseden korkmazdık. Mahallede birlik vardı. Bütün komşu teyzeler yakındı bize isticeğimiz her şeyi hiç çekinmeden dile getirirdik. Bağıra bağıra oynardık sokak aralarında ama hiçbir mahalle sakini rahatsız olmazdı. İnsanlar o zamanlar daha mı sabırlıydı? Mahalledeki herkes birbirini tanırdı yabancı giremezdi, zarar veremezdi.

Yaşlı amcalar geçerken yoldan şeker çikolata verirdi bizlere. hiç korkmadan yerdik onların çocukları, torunları gibiydik, güven denen olgu fazlaydı. Akşam ezanına kadar kimseyi dışlamadan doyasıya eğlenirdik. Ezan bizim eve dönme sinyalimiz gibiydi. O saatte herkes eve dönerdi eğer kışsa okula hazırlık yapılır, ödev yapılırdı. Ama eğer ki yazsa değmeyin keyfimize? Yemeğini yiyen doğru dışarı çıkardı, başlardık kaldığımız yerden. Gece yarılarına kadar dışarıda olurduk da kimsenin aklına kötü bir şey gelmezdi. Mahallede koca bir aile gibiydik.

Bizim zamanımızda paylaşmak vardı. 4-5 arkadaş bir araya gelir cips alırdık. Doyasıya yerdik kaldırımda. Piknikler düzenlerdik arka bahçelerde. Evden getirilen yiceklerle adeta ziyafet çekerdik kendimize. Hayal gücümüzle cok dünyalar kurardık, oyuncaklarımız cok gelişmiş değildi ama hayal dünyamız büyüktü.

Dayanışma vardı; arka mahalleden bir çocuk bizim mahallemizden birini döverse tüm mahallenin çocukları kavgaya giderdi ama asla karışmazdı büyükler. Aileler birbirini öldürmez kan dökülmezdi. Kavgalarımız bile samimiydi?

Mahalle kültürüyle yetişmiş şanslı nesillerdendim ben. O sıcaklığı görmüş o samimiyeti yaşamış son nesillerdendir bizim nesil. Dedim ya yaşamışlığım çok olmasa da güzel anılar biriktirdim.

Oysa ki yeni yetişenler dostluktan, samimiyetten uzak, güven denen olguyu sadece kitaplarda duyan, herkese şüpheyle yaklaşan bir nesil. Mahalle kültürüyle birlikte bir devir kapanıyor. İnsanlar artık daha lüks mekanlarda, birbirlerinden habersiz yaşıyor. Ve son olarak şairinde dediği gibi; bizim zamanımızda ziller bozuk, yollar bozuk paralar bozuk ama adamlar sağlamdı?

Özlenen geçmişe duyulan hasrettin satırlarıdır bunlar? yeniden görüşmek ümidiyle?



Anahtar Kelimeler: 0