GÜVEN MESELESİ

GÜVEN MESELESİ

GÜVEN MESELESİ

Yazdığın mektupta dert yanmışsın, içini dökmüş, ne yapacağız demişsin. Açık söylemek gerekirse aşağıda yazdıklarına bakınca doğrusu hiç şaşırmadım. Çünkü insanlar birbiri ile konuşmalarına dahi maalesef menfaat ekseninde bakıyor. Neyse mektubunda diyorsun ki;

??Bazı günler öyle geliyorlar ki kendimizi toplayamıyoruz. Frekanslar bozuluyor. Arada bulunan ve birbirimizi tanımamızı sağlayan dalgalar birbirine karışıyor. Ne yapacağımızı bilemez hale geliyoruz. Gördüklerimize duyduklarımıza da inanamıyoruz. Hayatın bu kadar yoğun geçen günlerinde hançerlerin bir bir sırtımıza vurulmasına da alıştık Lakin bu hançerleri tutan elin bizden dediğimiz güvendiğimiz birileri olması daha acı daha zor geliyor.

İnsanlar güven olmadan nasıl yaşar ki. Ama kime güveneceğimizi şaşırdık. Hangi dala el atsak ya kuruyor ya da elimizde kalıyor. Kime saygı duysak bakıyoruz ki başımıza patron kesilmiş. Hatta bazen bunu öyle abartıyoruz ki dışarıdan görenler de öyle zannediyor. Bu memlekette saygı duyulanlar, kendisine saygı duyanları sırtından vurmak zorunda mı? Böyle bir gelenek varda bizim mi haberimiz yok.??

Aslına bakarsan bu sadece senin başına gelmiyor. Hepimiz aynı sorunu yaşıyoruz. En sevdiklerimiz bizi öldürüyor. En sevdiklerimiz bizi yaralıyor. Tam güvenip sırtımızı dönmeye kalmadan vuruluyoruz. Peki soru şu o zaman ne yapalım? Hani bir söz var ya;??Düşmanına o Kadar Yüklenme Gün Gelir Dostun Olur. Dostuna o Kadar Güvenme, Gün Gelir Düşmanın Olur.?? Sanki biz biraz bu dengeyi kuramıyoruz. İnsanları her zaman kendimiz gibi görüyoruz. Biz nasılsak onları da öyle zannediyoruz. Oysa öyle değilmiş.

Ne yapacağız sorusu kafamızı meşgul etse de yapacak hiçbir şeyimiz yok. Böyle devam edecek. Yani önce güveneceğiz sonra aldanmaya devam edeceğiz. Bizim yapımız bu. Bizler fazla ümit bağlamadan ve en az hasar ile olayı atlatmaya çalışacağız. Neden böyle olacak, biz cevap vermeyecek miyiz dediğinizi duyar gibiyim. Bizler kendimizi karşımızdakinin konumuna düşürmemeye çalışacağız. Tabi buna şunu eklemek gerek kesinlikle kullanılmaya müsait bir adam olmayacağız. Onlara bu fırsatı tanımayacağız. Şahsen benim tavrım şu (doğru veya yanlış tartışılır) "bir adamla eğer arayı açmışsam ne onun semtine uğrarım ne de bana uğramasına müsaade ederim". Asla ve kat?a kin beslemem kin besleyip kendimi yormaya değmez çünkü. Genel mantığımız Allah?a havale etme. İyi de zararı tanzim etmeyecek miyiz, şu var ki eğer bu yakınımız ise yapacak bir şey yoktur. Yok eğer başkası onunla da mücadeleye devam ki zaten yabancı biri ile ister istemez tedbirinizi alıyorsunuz. Sorun çok güvendiğimiz kişiler zaten.

Şimdi sana tavsiye verecek konumda ve bilgide değilim dolayısıyla sen nasıl bilirsen öyle davranırsın. Lakin işin diğer tarafını yani hesabın olacağı günü unutmadan hesap yapmanı tavsiye ederim. Yoksa dünyayı biliyorsun hal böyle olunca da bunun üstüne söz söylememek gerek değil mi?



Anahtar Kelimeler: 0