GÖKTÜRK VEZİRİ ?BİLGE TONYUKUK? KİMDİR ?

GÖKTÜRK VEZİRİ ?BİLGE TONYUKUK? KİMDİR ?

GÖKTÜRK VEZİRİ ?BİLGE TONYUKUK? KİMDİR ?

<< Ben Bilge Tonyukuk?um. Kendim Çin ülkesinde doğdum. Türk bodunu(boyların birleşmesiyle oluşan topluluk-millet) Çin?e bağlı idi. Türk bodunu(bir) baş bulamadan Çin?den ayrıldı, (bir) baş buldu. (O) başı bırakıp Çin?e yine döndü. (?) Türk bodunu öldü, eridi, yok oldu. Türk Sir bodununun yurdunda boy kalmadı. Uzakta, dışarıda kalmış(lar) toparlanıp yedi yüz oldu(lar). İki bölüğü atlı, bir bölüğü yaya idi. Yedi yüz kişiyi yol göstereni, büyüğü şad idi. Katıl dedi, katılanı ben oldum: Bilge Tonyukuk.(?) İlteriş kağan olunca Güney?de Çin?i, Doğu?da Kıtayn?ı, Kuzey?de Oğuz?u pek çok öldürdü. Bilgesi, çavuşu ben kendim idim. Çoğay?ın Kuzey?inde Kara Kumuğ?da oturur idik.>>

Bilge Tonyukuk yazıtlarında Türklerin Çin esaretine düşmesi ve İlteriş Kutluk Kağan önderliğinde bu tutsaklıktan kurtuluşu bu şekilde anlatılıyor. Günlük sohbetlerimizde ve konuşmalarımızda adı  çok geçen, fakat hakkında hemen hemen hiç kimsenin hiçbir bilgisi olmadığı ?meşhur ama meçhul? tarihsel şahsiyetlerden birisi de ünlü Türk veziri ve bilgesi Tonyukuk?tur. Bilge Tonyukuk hangi zamanlarda yaşamıştır? Türk tarihindeki büyük önemi nereden kaynaklanır ? Türk tarihindeki orijinal yeri nedir ?

I. Göktürk İmparatorluğu önce Batı ve Doğu Göktürk Devleti olarak ikiye ayrılır. Ardından, Çin devletinin yürüttüğü propagandalar sonucunda bu devletlerdeki yönetici tabaka birbirine düşürülür. Ayrıca, devleti idare edecek yeterlikte çaplı devlet adamları olmadığından 630 yılında Göktürk Devletleri ard arda Çin istilasına uğrar, böylece Türkler için 680 yılına kadar elli yıl aralıksız sürecek olan esaret hayatı başlar.

Binlerce yıllık Türk tarihi boyunca Türkler iki kere esaret hayatı yaşamıştır. Bunlardan birincisi 630-680 yılları arasındaki Çin esareti, diğeri ise I. Dünya savaşı sonunda Anadolu?nun uğradığı işgal sonrasında ortaya çıkan esarettir.

630-680 Yılları arasında Çin boyundurluğunda yaşanan esaret, Türkler için büyük bir matem olmuştur. Orhun kitabelerinde bu çok üzücü durum şöyle anlatılır : ?Beylik evladın kul, hatunluk evladın cariye oldu, ülkeli bodun idim, şimdi ülkem nerde? Kağanlı bodun idim, şimdi nerede kağanım??

Anılan yıllar arasında yaşanan bu zilletten kurtulabilmek için, Çin esaretinde yaşayan Türk soylularının ve prenslerinin önderliğinde pek çok ayaklanma patlak verir. Fakat , bu ayaklanmaların hepsi Çin Devleti tarafından acımasız ve kanlı bir şekilde bastırılır her seferinde.Türk varlığı ciddi bir tehdit altındadır. O kadar ki; Çin esaretinde yaşayan Prenslerin, soyluların çoğunluğu bile artık Çin adları taşımaya başlamıştır. Türk kağanları  Çinliler tarafından atanmaktadır. Türklerin bu esaret zamanında en çok ses getiren ayaklanma Gök-Türk prensi Kür Şad ve 39 arkadaşı tarafından gerçekleştirilendir.

Bu hadiseden Çin?in Eski T`ang Sülalesi Tarihi?nde şöyle bahsedilir: "T`u-li Kağanın biraderi Chieh-she-shuai, Chen-kuan saltanat devresinin ilk yıllarında, yani, 627`lerde, huzura çıkmış ve saray muhafızları sanggünü olarak atanmıştı. 13. yılda (639 yılı) İmparator Ch`ang-an`daki saraydan çıkıp Chiu-ch`eng Sarayına doğru yola koyulduğunda, o, yani Chieh-she-shuai, kendi bölüğünden 40 kişi ile anlaştı; bunlar Ho-lo-ku`yu koruma altına alıp geceleyin İmparator?un ordugahına sokuldular; tam dört sıra kalın perde-duvarı aştılar; yaylarını gererek rastgele ok atmaya başladılar ve böylece onlarca saray muhafızını öldürdüler. Garnizon kumandanı Sun Wu-k`ai, askerleriyle cesurane bir şekilde hücuma geçince, bunlar geri çekildiler ve kuzeye, Wei suyuna doğru kaçtılar; maksatları kendi bölüklerine gitmek idi. Fakat hepsi hemen yakalandı ve idam edildi. Ho-lo-ku ise affedildi ve ?`Tepelerin Ardına` sürüldü. (İ. Togan, G. Kara, C. Baysal; Çin Kaynaklarında Türkler. Eski T`ang Tarihi.Chiu T`ang-shu, s. 25, 178, TTK, 2006; Liu Mau Tsai; Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri, s. 198-199, Selenge 2006; A. Taşağıl; Gök Türkler II, s. 25-26, TTK, 1999) Bu metinde adı geçen T`u-li Kağan,  Kür Şad`ın ağabeyi olan Tulu Han`dır. Anlaşılacağı üzere Chieh-she-shuai de Kür Şad`dır. Ho-lo-ku da romanda Kür Şad`ın ihtilal denemesi başarılı olsa idi Türk Kağanı ilan etmeyi düşündüğü yeğenidir. Bundan sonra T`ang Tarihi, Nihal Atsız tarafından yazılan "Bozkurtlar Diriliyor" adlı devam romanının başında olduğu gibi, Çin İmparatoru ile Çinli bürokratların ülkede yerleşik Kök Türk kitlesinin akıbeti üzerine yaptıkları analizlerle sürer. Atsız bu bilgileri bir Fransızca eserden derlemişti (belki de Chavannes`ten). "She", Türkçe`deki "şad"a karşılık geliyor. "Chieh"i ne için "Kür" ile karşıladığını bilemiyorum. Belki bu Çince kelimenin doğrudan karşılığı olmasa da "Kür" sarsılmaz, pek yürekli, kabadayı, yiğit, cesur gibi anlamları içermesi dolayısıyla (bkz. Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük) bu romanın başkişisine isim olarak seçilmiş olabilir.( Göktürk Ömer Çakır, ?Kür Şad?ın Gerçekliği Hakkında?, Orkun Dergisi, Sayı 147, Mayıs 2010).

Türklerin bu esaretine kesin olarak  680 yılında son veren ve Kuzey Çin?de bir ayaklanma organize eden  Aşına ailesinden Kutlug olur. Göktürkler ve diğer Türk göçebe imparatorluklarının kurucusu ve yönetenleri, Aşına sülalesindendir. Başlangıçta 17 kişi olan İsyancıların sayısı, kısa zamanda 5 bine yükselir. Bunlar arasında ünlü devlet adamı ve kumandanı Tonyukuk da vardır. ?Tonyukuk? sözcüğü, ?giysisi yağlı? anlamına gelmektedir. O dönemlerde, lekeli bir giysi, ?zenginlik ve cömertlik? belirtisiydi.

Kutlug ile Tonyukuk önce Kuzey Çin eyaletine baskın yaparlar(681). Bol miktarda at, koyun, deve ele geçirirler ve Gobi Çölü ile Orhun ırmağı arasına çekilirler.

682 Yılında gerçekleşen ?İnekler Gölü? savaşında Oğuzlar mağlup edilerek, Türklerin kutlu toprağı sayılan Ötüken yaylası ele geçirilir. Kutlug, kağan ilan edilir ve il-teriş(İl-i, yani devleti derleyip toplayan) unvanını alır. Böylece kurulan II. Göktürk Hakanlığı, Kutlug tarafından teşkilatlandırılır. Bir kardeşi ?yabgu?, Kapgan adındaki diğer kardeşi ?Şad? tayin edilir. Tonyukuk, ?aygucı? (Devlet baş müşaviri, danışmanı) olur.

Türk istiklalini yeniden temin eden Kutlug Kağan, Çin?e  karşı pek çok sefer düzenler ve 693 yılında ölür. Gök-Türk hakanlığı kısa zamanda kuzeyde Kögmen dağına, batıda Altaylara, doğuda Kerulen ve Onan nehirleri vadilerine kadar hakim olur. Değişik Türk boyları ve yabancı kavimler itaate alınır.

Tonyukuk?un, İlteriş Kutlug Kağan?la birlikte verdikleri mücadele Tonyukuk yazıtlarında şu şekilde anlatılır:

<< Bu Türk bodunu?na pusatlı yağıyı(silahlı düşman) yaklaştırtmadım. Damgalı at yürüttürmedim. İlteriş Kağan kazanmasaydı ve de ben kendim kazanmasaydım il yine, bodun yine yok olacaktı. Kazandığı için ve de kendim kazandığım için il yine il, bodun yine bodun oldu.>>

İlteriş Kutlug Kağan öldüğünde oğulları Bilge ve Kül Tigin henüz çocuk denecek yaşlarda bulunduklarından, Gök Türk kağanlığına kardeşi Kapgan geçer. Çin kaynaklarında adı ?Mo-Ço? olarak geçen  ?Kapgan? Kağan?ın adı,  bugünkü Türkçe?de ?Fatih? anlamına gelmektedir. Bu kağan, Çin kaynaklarında  ?genç?, ?ihtiraslı? ve ?haşin? birisi olarak değerlendirilmektedir.

Kapgan, kağanlığı döneminde en tehlikeli rakip olarak gördüğü Çin devletini sürekli bir baskı altında tutmuş, onlardan sürekli haraç almış, Çin egemenliğinde yaşayan Türkleri ana yurda geri toplamış, Asya kıtasındaki bütün Türkleri Gök Türk devleti çatısı altında toplamayı başarmıştır.

Türk boyları arasında ortaya çıkan isyanları da büyük bir sertlikle bastıran Kapgan Kağan, Dokuz Oğuzların bir ayaklanmasını bastırdıktan sonra Ötügen?e dönerken Oğuz boylarından Bayırkuların pususunda 716 yılında öldürülür.

Kapgan Kağan?ın ölümünün ardından, Gök Türk tahtına oğlu İnal (Bögü) geçer. Tahta geçen İnel Kağan?ı, İlteriş Kutlug Kağan?ın oğlu Bilge  bir darbeyle devirerek başa geçer. İnel Kağan ve yandaşları öldürülür.

Bilge Kağan, Türk tarihinin en önemli figürlerinden birisi olarak değerlendirilir. Bilge Kağan, kardeşi Kül Tigin?i ordu başkomutanlığına, Tonyukuk?u başvezirliğe getirir.

Bilge Kağan, göçebe bir şekilde yaşayan Türk boylarını yerleşik hayata geçirmeye çalışır. Fakat bu projesi Başvezir Tonyukuk tarafından kabul görmez. Tonyukuk: ?Türk boylarının ?dört duvar arasında? yerleşik hayata geçmesi durumunda yok olacağını, çünkü nüfus bakımından Çinlilerin ancak yüzde biri kadar olan Türklerin kuvvetli zamanlarında Çin ülkesine akınlar düzenlediklerini, zayıf düştükleri zamanlarda ise kaçıp saklandıklarını, yerleşik hayata geçmeleri durumunda bunu gerçekleştiremeyeceklerini ve ulus olarak yok olabileceklerini, bu nedenlerden dolayı yerleşik hayata geçmelerinin doğru olmayacağını ? Bilge Kağan?a iletir.

Bilge Kağan ayrıca, Türk ülkesinde Budizme ve Taoizme ait tapınaklar kurdurarak, Türk Milletini ?Budist? ve ?Taoist? yapmak ister. Fakat bu projesi de Başvezir Tonyukuk tarafından kabul görmez. Ona göre,  Budizm ya da Taoizm gibi insanlara miskinlik aşılayan Uzakdoğu dinlerinin ?resmi devlet dini? olarak tanınması  Türklerdeki ?savaşçılık ruhunu? öldürecek ve böylece sonuçta Türk varlığı sona erecektir.

Büyük Türk Veziri Bilge Tonyukuk 725 yılı civarında vefat eder. Batılılarca ?Göktürk Bismarck?ı? olarak adlandırılan Tonyukuk, Türklerin istiklalini yeniden kazandığı II. Doğu Göktürk Devleti zamanında yaklaşık 50 yıl devlet hizmetinde bulunmuş bir devlet adamıydı. Tonyukuk, Türklerin sadece askerlik ve devlet işleriyle uğraşmamış, ayrıca ?Türk milli kültürünün? oluşumu yönünde de ciddi çabalar göstermişti. O, Türklerin milli benliği ile uyuşmayan çabalara karşı çıkmıştı. Örneğin, Türklerin yerleşik hayata geçmesine karşı çıkmış, ayrıca Budizm ve Taoizm gibi Uzakdoğu dinlerinin benimsenmesinin Türklerin savaşçı yapısını törpüleyeceğini düşünerek, bu çabalara karşı çıkmıştı. O, Türk milli yapısının oluşumuna büyük katkılarda bulunmuş büyük bir bilgeydi.

Bilge Kağan?ın kardeşi ve cesaret ve cengaverliğiyle meşhur Kül Tigin ise  731 yılında 47 yaşında ölür. Çok sevdiği kardeşinin ölümü Orhun yazıtlarında şu şekilde anlatılır: ? Kardeşim Kül-Tegin öldü. Görür gözün görmez oldu. Bilir bilgim bilmez oldu. Yaşlandım. Gözden yaş, gönülden feryat gelerek yanıp yakıldım.?

 İki büyük  yardımcısını kaybeden Bilge Kağan da, 734 yılında Buyruk-Çor adlı bakanı tarafından zehirlenerek öldürülür. O sıralarda  50 yaşında idi. Kendi adına dikilen kitabede şöyle demektedir: ? Ey Türk milleti ! Üstte gök yıkılmaz, altta yer delinmezse, senin devletini, töreni, kim bozabilir ??

Bilge kağan?dan sonra hatunu, oğlu adına devleti idare eder. Fakat, duruma hakim olamaz. Uygur?lar, Karluk?lar, Basmıl?lar ayaklanırlar. Neticede Uygur başbuğu Kutlug Bilge Kül hakanlık tahtına oturur(745). Ötüken?de Gök-Türk iktidarı sona erip, Uygur-Türk devleti başlar.



Anahtar Kelimeler: 0