GELİNEN NOKTA

GELİNEN NOKTA

GELİNEN NOKTA

Her pencereden ayrı bir resim görülen, renkleri ayrı ayrı fark edebilen nice hayatlar var onca kalabalığın içinde hüznü ve yalnızlığı beraber yaşayan ve o yalnızlık ki, insanı bilinmez bir girdabın içine sürüklercesine yaşanan hayatlarıyla?

Bugüne gelinen nokta itibariyle, her şey tüm yaşanmışlığıyla ve hala yaşananlarıyla ömrümüzün gelgitleri arasında gün ve gün gündeme gelen olaylarıyla sıcağı sıcağına gerçekliğini koruyor.

Kimileri aile şiddetinden muzdarip. Bir yandan işsizlikle, bir yandan borç harçla bocalayan hayatlar yaşam mücadelesi derdinde?

Kimileri ise uyuşturucu batağında çırpındıkça, çağresizliğin derinliğinde. Her çırpınışta daha bir batağın içinde. Çocuk yaşta denebilecek bir dönemde, yanlış seçimler, yanlış arkadaşlıklar yüzünden alıştırılıyor insan bu zehire. Bu kısır döngü içinde, onca gençlerimiz her geçen gün tehlikenin daha bir sınırında?

Dediğim gibi nice hayatlar var, şu cihan-ı âlem içinde. Ailelerin ocağına ateş düşüren, annelerinde ve babaların yüreklerini yakan acılarla çaresizce. Bir çıkar yol, ümit ararcasına bocalayan insanlarımız.

Labirent misali hayatlar, işte böylesi bir çıkmazın, girdabın ortasında yok olurcasına. Karmakarışık duygularla beraber, yarınlar meçhul hayatın içerisinde, öyle ki uçurumun kıyısına gelen hayatlarla?

Bir can simidi ararcasına kalabalığın içinde görünmez hüzünlerle, acılarla yaşamaya çalışan kimsesizler. Hayata tutunmaya çalışan insanlarımız onlar!..

İnsan zaman zaman yaşam şartlarının zorluğu ve sıradanlığı içinde kaybolup gidiyor. Kabul edilmelidir ki, bütün bu olumsuz yaşam biçimlerine bir bakıma çarpık aile yapılarının, çelişkili düşünce tarzlarının yanı sıra anne ve babanın evlilikte yaşadığı şiddete eğilimli sorunları sebebiyet veriyor. Ve bizler toplum olarak, yaşanan bu ciddi durumu çoğu zaman ister, istemez görmemezlikten gelerek es geçiyoruz.

Yazımızın başında da belirttiğim gibi, yanlış arkadaş seçimleri çağresizliğin dipsiz kopkuyo batağında, bunalıma düşen gençlerimize ve insanlarımız tehlikeli, kaygan zeminler yaratıyor. Yaşadıklaro ortam göz önüne aldındığı vakit, bence bu sonuçlar ortaya çıkıyor. Öyle ki geri dönüşü imkânsız bir şekilde, dönmek istese de dönemiyor bu yoldan çıkmazlar içinde?

Kimi zaman birey, kendi sorumluluk bilincini kaybetmiş olmanın bunalımıyla, sorunları ve sorularıyla cebelleşirken, madalyonun diğer yüzü gibi, sorumluluğa dair soru işaretleri bırakıyor kafalarda.

Bu yazımın amacı kendim dâhil, birazcık düşünmek, düşündürmektir. Her ne kadar başarabildiysem, gerçeklere çıplak gözle bakmaktır cesaretle hep beraber.

Yarınlarımız umutsuz olmamalı, umut dünyası bu dünya. Yarınlarımızı olumlu düşüncelerle, sağlam temeller üzerine kurmalıyız ki, yaşayabilmek ve yaşatabilmek için, sağlık ve huzur dolu dopdolu en güzelini?

 

LİSAN ? I DİL İLE

Ömrümden bir gün çaldım

Belirsizliğin içinde çalkalanan

Bir hayatmış benimkisi

Hayatın kıyısına doğru giden

Köprü üstü haykırmakmış herkese

Lisan ? ı Dil ile bir çığlıkmış sessizce

Ömrümden bir gün çaldım

Sessizliğin içinde kaybolmamak için

Sesimi kimse duymak istemedi

Bedenim anlattı beni herkese

Öyle bir hayattı ki, dipleri batırdı beni

Kaçamak bir kurtuluş, mucizeyi getirdi

Ömrümden bir gün çaldım

Hayatın içindeki tabuları yıkarcasına

Akıllara durguluk veren bir haykırışla

Bir adım ilerisi uçurumdu dipsizce

Maziye baktım, bir adım geri attım

Bir deli cesaretiyle, bedenimde sessizce

Ömrümden bir gün çaldım

Şimdiki hayatımı yaşamak için

Bir girdapmış acılarım, artık geride kaldı

Yaşadıklarımla, gönül teline dokunan sesimle

Bu böyle bir sesleniş ki, her sözümde

Cümle cümle, gönüllere akseden yankısıyla?



Anahtar Kelimeler: 0