EDEB

EDEB

EDEB

Edeb, insanı utanılacak durumlardan koruyan sağlam bir irâde ve vicdan duygusudur. Edeb, kendini tanımakla başlar; haddini bilmekle devam eder.

 Eskiden, dergâhların giriş kapılarında: ?Edeb Yâ Hû? yazardı. Çıkışta ise insan nefsini varlık iddiasından arındırıp tevâzu telkin eden ?Hîç? levhası vardı.

Edebin Yaratan?a, nefse, insanlara ve tüm yaratılmışlara karşı olmak üzere muhtelif boyutları vardır.

Yaratan?a karşı edeb, sürekli bizimle olan[1] ve bize şah damarımızdan yakın bulunan Rabbimizin[2] her an huzurunda bulunduğumuz duygusuyla yaşamaktır.

Nefse karşı edeb ise nefsin tuzaklarını aşmaktır. Sevgili Peygamberimiz?in yaptığı gibi göz açıp kapayıncaya kadar, hatta daha kısa bir süre nefse râm olmaktan Allah?a sığınıp O?na koşmaktır.[3] Kendini herkes gibi sıradan görmek, üstünlükte asla başkalarıyla yarışmamaktır. İnsanî ilişkilerle nefsanî duyguları birbirine karıştırmamaktır. Kendisinin de, mâlik olduğu şeylerin de gerçek sahibinin ?Allah? olduğu bilinciyle coşmaktır.

İnsanlara karşı edeb de her insanı Rahmân mazharı bir gönül taşıyan varlık olarak görmektir. Eliyle, diliyle ve bedeniyle onu kırmayacak duyguya ermektir. Her insana değer vermektir. Çünkü değer görmenin yolu da değer vermekten geçer. İnsanlarla iyi geçinmek, yük almak, aslâ yük olmamaktır. Hased, kibir ve cimrilik gibi nefsânî hasletleri aşarak paylaşan, alçak gönüllü ve cömert olmaktır. Kimseyi incitmemek, kimseden incinmemektir. Dilini kötülüklerden arındırarak güzelliklere alıştırmaktır. Gözünü ve diğer uzuvlarını güzelliklerle buluşturmaktır. Gönlünü herkesle barıştırmaktır. Karşılaştığı çirkinlik ve kötülükleri, tatlı dil ile savuşturmaktır.

Yaratılmışlara karşı edeb ise her varlığı, yaratanı sebebiyle saygın ve değerli görmektir. Canlı cansız her şeyi önemsemektir.

İçinde yaşadığımız 21. yüzyılda, insan olarak yaşamak, birbirimizin farkına varmak ve gerçek mutluluğu soluklamak için edebe ne kadar muhtaç olduğumuz açıktır. Edeb, yazılı ve sözlü öğretimden çok, örnek olmak suretiyle görerek kazanılan bir değerdir.[4]

Uzun sözün kısası gerçekten insanı insan kılan, edeb ve hayâdır.



[1] Hadid, 57/4.
[2] Kaf, 50/16.
[3] Ebû Dâvûd, Edeb, 110.
[4] D.i.b.hut.Haz: Prof. Dr. H. Kâmil Yılmaz


Anahtar Kelimeler: 0