DİN-İLİM-SİYASET

DİN-İLİM-SİYASET

İslam ülkeleri ve ülkemiz neden geri kaldı. Neden problemlerle uğraşıyoruz. Müslümanlar ikinci cahiliye dönemini yaşıyor. Üretkenliğimizi ,özgünlüğümüzü, özgürlüğümüzü, bütünlüğümüzü kaybettik. 

Her parça kibirli ruhsuz . Öğrenmek istemiyor.

Bilgi ,fikir, düşünce üretemiyoruz. Medeniyet davamız yok. Her şeyi ithal ediyoruz. Üniversiteler, İlahiyatçılar, imamlar, şeyhler, efendiler neden yanlışa ses çıkarmıyor. Zihinler işgal altında .Dünya ne düşünüyor ne yapıyor haberimiz yok. Kafalar sömürgeleştirilmiş durumda.

İslam dünyasının 500 yıldır bilime katkıları yok. İnsanımız nesne haline getirilmiş. Gelenekler görenekler din haline getirilmiş. Rus´a karşı savaşanlara mücahit, ABD ? ye karşı savaşanlara terörist denilmekte. Bu kavramları da biz koymuyoruz. Manevi araçlara ihtiyaç duyanlar ,bilinçli bilgiye ihtiyaç duymazlar .Manevi köleliği kabul edenler ,bağımsız düşünemez ,bağımsız karar alamazlar. İslami kimlik ,dil ,kültür, oluşturamadığımız için başkalarının dili ile konuşuyoruz. Toplumumuz kendisi için neyin hayırlı ,doğru olduğu bilincini kaybetmiştir.

Bütün bunlar din, ilim, siyaset sahasındaki kopuşlardan meydana gelmektedir. 1400 yıllık geçmişe bakarsak sorunlar

    -Din Alanı

    -İlim Alanı

   - Siyaset alanındaki yozlaşmadan olduğu ortaya çıkar.

Bunları ayrı ayrı inceleyelim.

1-Yaratan-yaratılan ilişkisi (Dini Alan)

Din: İtaat etmek, boyun eğmektir. Din; aklı olanlara ,peygamberimizin getirdiği ilahi mesajların toplamıdır. Dinin konusu insan ,bireydir. Din (islam) insanın egemenliğini  kendisi kullanmasını ister. Bunun adı hak dindir. Allahın dinidir. Bundan dolayı insan özgürdür. Özgün egemen varlıktır. İnsan egemen olduğu için sorumludur. Allah egemenliği tek tek insana vermiştir. Din dilinde buna mükellef denir.

Dolayısıyla;

     a)Dinin temeli iman, özeldir ve bireyselir. ,

     b) Dini sorumluluk bireyseldir.

     c)Mahşerde hesaba çekilme bireyseldir.

Din bireyi yani özneyi eğitir, düzeltir.Din bireye yol gösterir. Rehberlik yapar. Dinin doğasında zorlama yoktur.Her birey Allah giden yolun yolcusudur. İslam dini ,Allah la mümin arasında aracıya şefaatçiye yer bırakmaz. Her ferdin özel vicdanı olmasını önerir. Bu insanı sürü olmaktan kurtaran vicdandır. İslamın varlık öğretisi açıktır.

Allah alemin yaratıcısıdır.Onu alemdeki varlığa benzetmek mümkün değildir. Ya da ona bir varlığı eşdeğer tutmak doğru değildir. Allah insan ilişkisi , bütün parça  ilişkisi değildir. Yaratan-Yaratılan ilişkisidir. İslam Dininde bilim kaynağının kökleri ;

    -?Aklını kullanmayanlar pislik içindedirler.?

   -?Canlıların en kötüsü düşünmeyenler ,aklını kullanmayanlardır.?

   -?Bilenlerle bilmeyenler bir olmaz.?

  -?Bilimde otorite olmaz her bilenin üstünde bir bilen vardır.?

  -?Müminler bilgiye öğrenmeye açıktır, her sözü dinler, anlar, araştırır en güzel, ne uyarlar.?

  -?Müminler zandan uzak dururlar. Zan hakikat karşısında anlam taşımaz.?

 - ?Bilgi sahibi olmadığın şeyin peşinden gitme.?

İşte islam dünyası bu bilimin koordinatlarını kullanmadıkları için geçmişe yönelik derin düşünceye sahip değillerdir. Geleceğe yönelik derin düşünceye sahip olmadıkları içinde istikbale-istikamete yönelik tedbirler alamamaktadır. 

Feraset? basiret sahibi değiller.

İslam dini akletmez misin diye sorar. Ne de az düşünüyorsunuz der. Onun için islamı anlamak için aklın önündeki engelleri kaldırmıştır. Aklı bozan şeylere tedbirler getirmiştir. 

Tarikat? Cemaatlerde akla önem verilmez. Oralardan bilim adamı çıkmaz.Çıksa çıksa FETÖ çıkar. Adnan OKTAR çıkar. İnsanın en değerli varlığı akıl. En değerli işide aklı kullanmaktır. Akıl kuran-ı Kerimde fiil halinde geçmektedir. Aklı kullanmazsa ağacada, taşada tapar. Parelel peygamberler ve dinler oluşturur. Akıl-Vicdan fıtrattır. Bunları kurana (Vahye)denetletir. Sorgulamadığın iman (din) senin değildir.

Allah akletmeden ,düşünmeden insanın karar almasını ,hüküm çıkarmamasını istemektedir. Delile dayanmadan ,tartışmayı kınamıştır. İddia sahiplerinden deliller getirmesini kuran istemektedir. Kuranın manası vardır, maksadı vardır. Bunları ötelemiş lafzını öne çıkarmışız. İnsanımız eğitilmezse kurtarıcılar çıkar. Tarikat-tasavvuf-cemaatler burada şeyh-gavs-kutup şirk pompalarlar. Parelel din, parelel kurtarıcılar cirit oynarlar cirit atarlar.

Oralarda akıl devre dışı sorgulama yok efsane üretmekle meşguller .Dolayısıyla islam dünyası bunun acısını çekiyor .Suriyeye ?Iraka  şii, sünni öldürmeye gidiyor. Bu ne hal diye soran yok Bunlar neden bu hale geldiler diye sorarsak ?Dinin özkaynaklarından uzaklaştık deriz. Tarikatların Hurafe efsaneleri ile eğitildiler deriz .Kuranın anlattığı din ile Tarikatların anlattığı örtüşmüyor .Halkın dini, ulemanın dini, Kuranın  dini örtüşmüyor.

Bir topluluk durumunu değiştirmedikçe Allah o toplumun durumunu değişirmez. Bu ilahi prensiptir.

Başımıza bunlar niye geldi?

Cevap:Kendi yüzümüzdendir…



Anahtar Kelimeler: --SİYASET