DEVLETİ GÖREN OLMAMIŞ

DEVLETİ GÖREN OLMAMIŞ

DEVLETİ GÖREN OLMAMIŞ

Kim görmüş devleti?

Nerede görmüş?

Bu yazının başlığı batılı bir entelektüele aittir.

Devleti, somut olarak bütün şekilde gören gerçekten olmamıştır. Yani işte devlet bu diyeceğin bir nesne, bir yapı yoktur.

Devlet işaret edilemez, gösterilemez bir yapıdadır.

Elle tutulamaz.

Gözle görülemez.

Fakat?

Bütün ağırlığıyla, kahredici gücüyle her zaman tepenizde durur.

Bütün işlemleriniz ona bağlıdır. Her şeyinizi o belirler. Ondan bağımsız bir adım bile atamazsınız.

Yiyeceğiniz ekmekte, giyeceğiniz elbisede hatta aldığınız nefeste tam anlamıyla hâkim olan devlettir.

Ondan kaçış olmaz.

Mutlak hâkimdir.

Peki, göremediğimiz, işaret edemediğimiz bu soyut olgu nasıl her şeyimize hâkimdir?

Bunun cevabını biliyorsunuz: adamları ile?

Devlet adamı?

Tamlamanın büyüklüğüne bakın.

Ne kadar korkutucu ve ürpertici bir tabir: Devlet adamı

Evet. Hayatımızı karartan/koruyan adamlar hep devlet adamları.

Daha açıkçası bürokratlar.

Devletin masasında oturup, devletin hazinesinden maaş alan, görevi halka hizmet olan bürokratlar.

Biz onları hep devlet adamı olarak biliyoruz.

Bizi koruyan/kollayan bizim için gece gündüz çalışan kişiler.

Bürokratlar?

Kim bunlar?

Biliyorsunuz işte.

Vatandaş isen bütün memurlar hatta işçiler,

Vergi mükellefi isen maliyedekiler,

Veli isen öğretmenler, Okul müdürleri,

Baba ise nüfus memurları,

Anne isen sağlık ocağındakiler,

Hasta isen doktorlar, hemşireler, kayıt memurları,

Komşun ile atışmış isen karakoldakiler,

Hak arayacaksan adliyedekiler,

Yazmakla bitmez.

Yani kendinde olmayan bir gücü kullanan herkes.

Zorlada olsa mesaiden sonra dahi kendinden olmayan o gücü kullananlar.

İşte devlet adamları bunlardır. Yani bürokratlar.

Bunlarla beraber yaşarsınız. Onların dediklerini yaparsınız. Onların hemen hepsi emredicidir.

Aralarında birkaç tanesini saymaz isen hepsi önüne geldiğin zaman ceketinin önünü iliklemeni ve saygılı bir eda takınmanı ister. Yiğitsen yapma.

Arkasında devlet var!

Yahu siz, ?benin verdiğim vergilerle burada oturuyorsunuz? diyerek sitem etme sakın. Çünkü bu cümle anlamını yitirdi. Artık, halka rağmen halkın hakkını savunanlar bu cümlenin de içini boşalttılar.

 Aslında ?devlet adamı? tamlamasının korkunç ve ürpertici olmasını, bürokrat kavramının da bir çıkmazı ve çaresizliği ifade etmesini gerçek nedeni bugün sokaklarda ?benin verdiğim vergilerle burada oturuyorsunuz? diyerek gezen anlayışın bizzat kendisidir. Devlet adamı kavramı bu anlayıştan bugünlere miras kalmıştır.

Bizde vatandaş olarak hep bunun sıkıntısını yaşamaktayız. Yani bize hizmet etmesi gereken devlet/adamı bizim için her zaman dediği yapılmak zorunda olan baba olmuştur.

İki binli yıllarda değiştirilmesi için çok çaba sarf edilen bu yapının değiştiğini söylemek nerde ise imkânsızdır. Seçimle gelenler, bu tabaka ile mücadele etmesine rağmen ciddi mesafe alındığını söyleyemeyiz.

Bir örnekle bunu somutlaştıralım.

Devlet tüm kamu kuruluşlarına yönelik KAMU HİZMETLERİNİN SUNUMUNDA UYULACAK USUL VE ESASLARA İLİŞKİN YÖNETMELİK adında bir yasa vaaz etti. Bu yönetmeliğin amacı kamudan hizmet alan bizlerin devlet dairelerinde rahat, sürprizsiz, en kolay bir iş görmesini sağlamaktı.

Ne oldu?

??

Yapısal bir değişiklik oldu mu?

Vatandaş bunu ne oranda hisseti?

Kurumlar bunu sadece internet sayfalarından yayınladılar. Devlet adamları işlemlerine bu yönetmeliğin ruhunu yansıtamadılar/yansıtmadılar. Bugün de gittiğiniz bir devlet dairesinde tonlarca işlem ve beklenmedik onlarca sürpriz ile karşılaşıyoruz.

Neden böyle oluyor?

Neden devlet adına iş yapanlar işleri kolaylaştırmak yerine vatandaşı canından bezdirecek işlemler yapıyorlar? Bunun cevabı elbette uzun bir sosyolojik araştırmayı gerektirir.

Ama görünen bir köy var?

Devlet adamları/bürokrasiyi egemen kılanların temel özellikleri şunlardır;

-torpille işe girmişler veya o makama gelmişler.

-işin gerektirdiği vasıflara sahip değiller.

-işi kolay kılmayı düşüklük olarak görürler.

Ve bunların hemen hepsi bu durumlarını örtmek için üste doğru yalaka asta doğru ise ceberutturlar.

Evet. Devleti gören olmamıştır.

Doğru. Lakin devletin sıkıntısı ve varlığı bir suçlu ile dürüst bir vatandaş için aynı değerde ise demek ki devleti görmeyen kalmamıştır.

Oysa Yunus ne demiş?

Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim sevilelim / Dünya kimseye kalmaz

insraha@gmail.com            Reha İNS



Anahtar Kelimeler: 0