Kahramanları bol bir ülkeyiz şükürler olsun. Tarih kitapları özellikle Osmanlı Tarihinin şanlı zaferlerini coşkuyla, yenilgileri ise büyük bir keder ile anlatır ki bu zaten olması gereken şeydir. Ve yine bu ülkenin yani koca bir imparatorluktan geriye kalışımızla idare ediyor oluşumuz da illa ki yaldızlı cümlelerle anlatılmalıdır ki buda olayın hakkıdır zaten. Ama hasta adamın yeniden ayağa kalkmak için çaba göstermesini ittihat ve terakkicilerin önderliğinde birçok grubun nasıl engellediğini, amacı hürriyet olanların daha sonra kimlerin hesabına çalıştıkları tarihin puslu yerlerinde kalmış ve her daim gözden kaçmış ya da kaçırılmak istenmiş. Neyse oturup size tarih dersi verecek değilim merak eden açıp okusun. Burada benim dikkati çekmeye çalıştığım şey geçtiğimiz günlerde Başbakan?ın yaptığı açıklama. Ne diyor Başbakan ?derin devleti hala temizleyemedik?. O kadar zaman yapılan mücadale hala galibiyetle tamamlanamamış ama belli ki, ne bitirmeye çalışan, ne de bitirilmeye çalşan hırsından vazgeçmemiş. Osmanlının çöküşünde ?derin devlet? zaten var ki merak edenler Abdülaziz?in hal edilişi itibariyle olan sürece bakabilirler,bu ülkeninde hala bir türlü kendine gelemeyişinde yine bu derincilerin izleri görülmekte. Gerçi son yıllarda ciddi anlamda başları ezildiği için her alanda atılım yaptık ama anlaşılan o ki yeniden güç toplayıp icraata başladılar ve devletin en tepeside bu durumdan duyduğu rahatsızlığı dile getirmek zorunda kaldı.
Uzun süredir toplumun her katmanına sızmış bu derincilerin ne zaman nereden çıkacağı belli olmadığı için tedbirli olmak lazım her zaman. Tabiî ki bu derinciler tek başlarına hareket etmiyorlar. Kendilerinin yaptığı çalışmaların dikkat çekmemesi için başka odaklar bulunması gerekiyor ki devlet tüm konsantrasyonunu o tarafa yöneltsin ve derinciler bundan istifade edip icraatlarına kaldıkları yerden devam etsin. Elinde hıyarı olana bir avuç tuzla koşmaya meraklıların çokluğu derincilerin her zaman işine geldiğinden kullanılacak insan bulmakta zorlanmadılar. Bazen siyasilerin içinde oldu bu kullanılmışlar bazen normal bireylerin içinde.
Ülkenin gelişimini emperyallerin hükmü olarak görenler kampüslerde ?emperyaller sizi istemiyoruz? diye slogan atıyorlar ki bu kısmı gayet normal. Çünkü protesto herkesin demokratik hakkı ama yasalar çerçevesinde. Ama bizim ülkemizde yapılan protestoların geneli nedense nümayişe dönüyor. Grup önce açıklamasını yapma konusunda ısrar eder kendilerine müsaade edilir sonrasında bununla yetinmezler kendilerine hedef olarak koydukları bir kızıl elma vardır, güvenlik güçleri önce uyarır sonra iş çığrından çıkmaya başlayınca grubun ağzına biber sürer. Molotoflar, taşlar, sopalar, gazlar, coplar, gözaltına alınmalar birbirini takip eder. Bu görüntülerin herkesi rahatsız etmesi de gayet normaldir ki en son Odtü?de olan nümayiş bunlardan bir tanesi. Ancak özellikle ülkenin geleceğinin emanet olduğu gençlerin ?demokrasi özürlü? tavırlarını daha doğrusu çatışma isteklerini ayyuka çıkarmalarını olumlu karşıladığımı söyleyemem. Ülkeyi yönetenler sizin düşünceniz içerisinde olmayabilir ama ?biz sizi istemiyoruz? cümlesini vatandaşın vergileriyle bina edilmiş okulları tahrip etme isteğiyle yapamazsınız. Polise saldırırsanız, karşılığını alırsınız. Polisin orantısız güç kullanmasını protesto edenleri zaten anlamıyorum çünkü grubun eline silah verip karşılıklı çatışmaları mı izlenmek isteniyor. Herkes yerini bilecek arkadaş, aynı düşüncede değilseniz örgütlenirsiniz, efendi gibi gidersiniz sandığa, istediğiniz siyasiyi başa getirirsiniz. Sizin istediğiniz şeyler olmuyorsa da olana saygı duyacaksınız, saygı duymayı bilmiyorsanız da oturup bunun eğitimini alacaksınız.
İktidara karşı olan bazı sanatçılar da çeşitli etkinlikler yaparak bütünleşme içine girmişler. Ne kadar hoş ve demokratik bir tavır. Sanatçılar her daim örnek olmalı bu duruma ama içlerinde ?sanatçı? sıfatını haketmediklerini haykıranlarda var. Levent Kırca?ya bugüne kadar parodilerinde hep güldük ama iktidara oy veren sanatçıları ?vatan haini? ilan etmesini ve onların yüzlerine tükürdüğü cümlelerini duyunca demokrasiyi savunan birinin ne kadar ?demokratik? olduğunu görmüş olduk. İktidara oy veren insanların tamamını cahillik ve vatan hainliğiyle suçlamak nasıl bir hadsizliktir, nasıl bir utanmazlıktır. Toplumun düşüncesini gösterilerle, güvenlik güçlerine saldırılarla, hakaretlerle değiştirmeye çalışmanın adı zaten zorbalıktır. Hele aydın olmayı hep sola yaslayanlar büyük bir haksızlık içindeler ve ötekileştirme çabasındalar. Ve bunların hepsi o ?derinciler?in işine geliyor ve cahilliği aşikar olan bu guruhun yaptığı herşey ekmeğe yağ sürmekten öteye gitmiyor. Bu ülke hepimizin, gençler, ağalar, abiler. Polise saldırdığınız zaman yerden söküp attığınız taşta bizim vergilerimizle yapılıyor, çıktığınız ve sizi sanatçı sıfatına ulaştıran sahnelerde. Oyunun nasıl oynandığına dikkat edin ve kurtarmayı istediğiniz ülkeyi ittihatçılar gibi batırmayın,uyanık olun, vesselam.
