CAN ACITMA SANATI

CAN ACITMA SANATI

CAN ACITMA SANATI

Her aklımıza geleni uluorta söyleyebiliyor muyuz? Mesela Bülent Ersoy`u karşınızda gördüğünüzde kendisine erkek olduğu günleri anımsatan bir şaka yapabilir misiniz?

Ertuğrul Özkök`e ya da Fatih Altaylı`ya yüzlerine baka baka içinizden geçen "gerçek" fikirlerinizi sunabilir misiniz?

Altında çalıştığınız müdüre onun yetersiz bir "cahil" olduğunu söyleyebilir misiniz?

Albümü yeni çıkmış bir şarkıcıyla karşılaşsanız "sen lez-biyen misin?" sorusunu şak diye sorabilir misiniz?

Başbakan`la "Ardından atıp tutuyorum ama seni görünce süt dökmüş kediye dönüyorum" ahenginde uçuşan kelimelerle senli benli bir dille yakınlaşabilir misiniz?

Bir toplantıda burun buruna geldiğiniz ve Emin Çölaşan`a ya da Hıncal Uluc`a her kelimelerini takip etmenize rağmen arkalarından yaptığınız gibi "yazılarınızı hiç okumuyorum" diyebilir misiniz?

Herhangi bir meslektaşınıza "kıskançlıktan geberiyorum ve ilk fırsatta canına okuyacağım" diye açık seçik meydan okuyabilir misiniz?

Karınıza veya kocanıza "sıkıldım senden" diye tıslayabilir misiniz?

---

Yapanlar vardır mutlaka. Ama ben, kendisi bir başınayken, apaçık ortadayken saklanıp da dolaylı yollardan laf sokuşturanlardan bahsediyorum.

Laf sokuşturmak...

(Buyur şimdi bu her şeyi mükemmel özetleyen tanıma edebi bir başka sözcük bul!)

Mesela köşelerde bu işi yapmak hem kolaydır hem köşeler daha bir korunaklıdır.

Orada kişisel şekillendirmeler söz konusudur, bilirsiniz.

Yazarken laf sokuşturmayı mükemmel becerenlere "ay kalemi çok kıvrak";

Yaşarken söyleyip kaçanlara "aman onunla laf yarıştırılmaz, hiç bulaşma" denir.

Dobralık ile arsızlığın karıştırıldığı günümüzde rastgele kılıç sallayanlara neden "dövüşçü" denmektedir onu bilemiyorum...

---

Birkaç gün önce bir yazar (ismini tam hatırlamıyorum ) okurların köşe yazarlarından "aslında" neler beklediğine yönelik bir makale kaleme almıştı.

Özel meseleler, atışmalar, sataşmalar, dedikodular olmasın deniyordu.

Yazar  "içeriden" ölçülü bir eleştiri dile getiriyordu.

---

Her aklımıza geleni söyleyebiliyor muyuz?

Her aklımıza geleni de yazmamalıyız...

Can acıttıkça çok okunmuyor o satırlar, hayır!

Sadece bir zaman canı acımış olanlar, "oh, sonunda onun da başına geldi," diyerek serinliyor, hepsi bu...

Gelinken eziyet görmüş kadınların kayınvalide olduklarında çektiklerini gelinlerinden çıkarmaları gibi...

Acı çekmiş, yaralı, eksik ve çaresiz olanlar can acıtır...



Anahtar Kelimeler: 0