BİZİM ÇARŞI HERŞEYE RAZI

BİZİM ÇARŞI HERŞEYE RAZI

BİZİM ÇARŞI HERŞEYE RAZI

Evet Bildiniz?

Başlık; başarılı sivil örgütlenme modeli olan, BJK taraftar grubundan esinlenerek alınmıştır. Sloganları, eylemleri ve yapılanma itibariyle konumuza da uyacaklardır.

Aslında aşağıdaki hikâyeyi yazı dizimizin sonunda anlatacaktım. Eskilerin hatırlayacağı; seyyar ilaç satanların aracın üzerindeki kavanozda bulunan yılan (aslında ölü) şovunu sona saklayan bu bezirgânlara benzememek için baştan anlatalım (kavanozun açıldığını gören olmadı)

Sene 60lı yılların başı?

O zamanki ifadeyle; örf-i idare (sıkıyönetim) dönemi?

Tarih kesin olmamakla beraber, olay ayniyle vakidir.

Hal esnaflarımızdan biri, tanıyamadığı için (?) ordu mensubunun eşine, iddiaya göre; ya hatalı ya da pahalı bir ürün satar ve bu eşinin aktarımıyla tepedeki Komutana intikal eder. Komutanın emri üzerine; haldeki aynı meslek mensupları, cemse kasasında (ask. Kamyon) derdest halde huzura getirilirler.

Komutanın buralara hitaben; hakaretamiz biz söylev! le İktidarına güvenip, hepsine birden (tabii ki mecazi olarak) eylemle cezayı keseceğini söyleyince;

Sıradaki muzip aynı zamanda Pragmatik hemşerimizden biri, ön plana çıkararak ve iş önlüğünü toplayarak şu cevabı verir:

?Paşam; tikan açık, kimse yok benim işimi hallet gideyim? (nezakete mugayir olmamak için mealen yazılmıştır.)

Bu hikâyenin devamı bilinmiyor ama tahmin edebiliyoruz; babacan komutan, gülüp hadi işinize bakiyim, bir daha olmasın ha! Demiştir.

Anlatılan vaka dönemsel olup ne komutanın ne de esnafın tavrı eleştirilemez. (ileride değineceğim)

Ne alaka? Derseniz; buyurun okumaya?

Gelişmiş batı demokrasilerinde bireyler; ait oldukları mekân, cinsiyet (tercihlisi de var), yaş, meslek, geliriyle ait olduğu skala, tuttuğu takım, varsa hayvan sevgisi, doğa severlik vb gibi başlıklar altında problemlerini çözmek için sivil örgütlenmelere gitmişlerdir.

Ülkemizde yaygın olan sivil örgütlenme, ideoloji, din, mezhep, etnisite vb ekseninde olup, bunun kurumsal yapısı da siyasi partiler ve cemaatler le ifade edilmiştir.

Bizdeki meslek örgütleri; maalesef, üyelerinin gönüllü olmayıp, resen (yani kanun zoruyla) kaydolmasıyla ve levhasında T.C. tacıyla (!), yarı resmi (nasıl oluyorsa?) kurum olarak adlandırılmaktadır.

Buralara yerleşenler; bürokrat ve siyasilerin ?uyanıklarınızı iktidarıma ortak ederim? göz kırpmasını iyi algılayıp, kendilerini yeri geldiğinde STK (sivil toplum kuruluşu) yeri geldiğinde de ??yarı resmi?? olarak tarif ede gelmişlerdir.

Açıkçası; yandan çarklı STK lar?

Zannımca yarı resmilik iddiaları; maaş ve özlük hakları gibi kazanımları (657 gibi) kanunlardan alamayıp, bazılarında; ücretsiz ama yiğidimin yoğurt yiyişine göre Endirekt, bazılarında da kendi iç tüzüklerinden aldıkları yetki ve yetenekle, ücretlendirme ve nemalandırma modeli oluşturmasıdır.

Bunların kendilerini şekil olarak da; bürokrasinin din mertebesinde gördüğü protokol ve listesine dâhil edince, Seçkinler sınıfına katılma yolculuğunun ilk durağına varmış sayarlar. (burayı unutmayın, ileride sigorta durağı var!)

Bu arada geçmiş dönemlerde; başarılı yöneticiler engelli koşuları aşarak gelseler de, parmak sayısı kadar az olup, siyasilere ve bürokratlara verdikleri rahatsızlıktan ötürü Sistem çabukça bunları elemiştir.

Gelelim Çarşı?nın sorunlarına?

Devamı Var?



Anahtar Kelimeler: 0