BİR MUSİBET BİN NASİHAT....

BİR MUSİBET BİN NASİHAT....

Tüm dünyaya örnek olacak bu demokrasi şöleni için, siyasilerimizin önce özür sonra büyük bir teşekkür borcu var milletimize.

İyisi ve kötüsüyle bir seçimi daha geride bıraktık. Öncelikle demokratik olgunluk seviyesi için, tüm siyasilerin kışkırtmasına rağmen milletimizin ufak tefek olaylar dışında rekor katılım oranı ile olaysız bir seçim gerçekleştirdiği için, tüm dünyaya örnek olacak bu demokrasi şöleni için, siyasilerimizin önce özür sonra büyük bir teşekkür borcu var milletimize.

Seçim sonuçları iyi okunmalı diye düşünüyoruz. Bu seçim siyasiler için bir yığın mesaj ve ders içeriyor. Hem iktidar temsilcileri hem muhalifler için empati fırsatları doğurdu son seçim.Her iki taraf için aklımızın yettiği, kalemimizin yazdığınca bazı nasihatlerimiz olacak. Umulur ki dikkate alınır.

İktidar açısından bakılınca; halk tarafından onaylanmamış bir 5 yıl geçirmiş hükümet var karşımızda. Kararların tek adam tarafından verildiği geri planda böyle değilse dahi tamamen böyle bir algının oluştuğu, iş adamlarının bakan yapıldığı, sınırsız yetki ancak sorumluluğun olmadığı, denetlenemeyen bir sisteme onay vermedi Türk milleti. Yükselen milliyetçi oyların; göçmen politikasındaki yanlışı, halk tarafında bıkkınlık ve endişeyi beraberinde taşıdığı anlamına geldiğini gördük.

Meydanlarda, ekranlarda; halka ulaşmak isterken iletişim dilinin nasıl hoyratça ve nobran kullanıldığını gösterdi bu seçim. Bir takım temel taleplerin SÜFLİ denerek değersizleştirilmesine; sürtük gibi ifadelere; dinsiz, imansız, ezansız, vatansız gibi sıfatlara; tepki verildiğini gösteriyor sandık sonuçları.

Onca olumsuzluğa rağmen, deprem bölgesinden alınan yüksek oy iktidara hatalarını telafi etmesi için bir şans daha tanıyor. Bozulmuş, yerinden oynatılmış devlet aklı ve devlet mekanizmalarının büyük bir revizyona ihtiyacı olduğunu söylüyoruz. Valiler gibi devlet bürokratlarına tamamen siyasi bir kimlik giydirmenin kesinlikle önüne geçilmesi gerektiğini öğütledi sandık. Bu milletin bağrından çıkan Kızılay gibi kurumların depremde sınıfta kalması, yöneticilerin sorumsuzluğunu cezalandırdı belki de.

3-5 maaş alan danışman ve bürokratlar, müsteşarlıkları lavedip eşe dosta bakan yardımcılığı sistemi ile kadro açmanın, liyakatsizligin tavan yapması kabul görmedi bu seçimde. Ülkenin çalışan kesminin büyük kısmının açlık sınırı altında, kalan kısmın yoksulluk sınırı altında gelir sahibi olması kabul görmedi. Ülkede orta sınıfın dahi ortadan kalktığı artık zengin ve fakir gibi iki sınıfın ortaya çıkmasını halk kabul etmedi.

Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar ile mücadele edeceği söylemi ile yola çıkanların 21 yılda bu 3Y ile mücadelesinde sınıfta kaldığını gördük öyle ki; liderleri  ülkeyi 21 yıl yönettiklerini unutmuş olsa gerek bu seçimde yolsuzlukla mücadele edeceği vaadinde bulundu. Bu söylem halkın güven oylamasına yetmedi.

Yükselen milliyetçi oylar yaklaşık%25-26 gibi bir oran oluşturuyor ki; iyi örgütlenmiş, iyi liderlik edilmiş bir siyasal çatı altında birleşmesi halinde ülkeye alternatif yollar açması kaçınılmaz. Kendi adayları ile çıkmaları halinde ikinci tura kalacak bir siyasal hareket olduğunu gösterdi sandık. Şimdi oturup bu sonuçtan ders çıkaracak en önemli siyasal grubun milliyetçiler olduğu kaçınılmazdır.

Muhalifler için ise kısır çekişmelerin, siyasi hırsların, inatlaşmanın, halkı hor ve hakir görmenin, bölücü örgütlere mesafe koyamadıklarını, sağ seçmenin hassasiyetlerini gözetemediklerini anlamaları açısından önemli bir sonuç çıktı.

Rakibinin 21 yıllık  söylem ve siyasetini analiz edemediklerini gördük. Nitelik ve nicelik sorunu olan küçük ortaklarıňın iki büyük ortağa getirilerinden çok götürdükleri olduğunu gördük. Hesapsız ve kitapsız ittifak kurmanın acı faturasını yaşadıklarını gördük. Rejim, anayasa ve devlet ile sorunlu gruplara kucak açmanın acı tokadını yediler.

Terörle arasına mesafe koyamayanların oyunun düşmesi artık Türkiye için siyaset yapmaları gerektiği gerçeğini gözler önüne sermektedir.Seçim sürecinde devlet ve organları terör gruplarının seçimi manüple etmesinin önüne geçemedi. Cumhurbaşkanı adaylarından birinin maruz bırakıldığı, 2011 seçimlerinin bayat kaset komploları, banka dekontları, taraftarlarına saldırılar tekrar devreye sokuldu. Seçimin namusu devletimize aittir.  Bundan iyi dersler çıkarmalı

Çok bilinmeyenli ancak tek denkleminin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olması gereken bir sandık sonucu yaşadık.Umarız tüm siyasiler üzerine düşeni yapar, bu sonuçlardan ders çıkarır ve ülkemizi aydınlık geleceğe taşıyacak politikalar üretir. Bağımsız yargı ve talimatsız hukuk süreçleri yeniden tesis edilir, ordu siyasi çekişmelerin dışında tutulur, meslek liselerinin ara eleman yetiştirir hale getirilir,  sınav sistemleri ve sonuçları üzerinden şaibeler giderilir, okul derslik ve öğretmen eksikliği giderilir, kesintisiz 12 yıl eğitimin fazla olması, liselerin tekrar 3 yıla indirilmesi, taşımalı eğitim ile istenen  verimin alınamaması köy okullarinin bir an önce tekrar açılması,tarım ve hayvancılıkta teşvikler verilerek ithalatın önüne geçilir, tarım kentleri ve özel endüstriyel bitki bölgeleri tahsis edilip hayata geçirilir,Telekom, elektrik, şeker sanayii gibi  yanlış özelleştirmeler, araç geçiş garantili alt yapı hizmetleri gibi hasta garantili şehir hastanesi gibi yatırımların hazine üzerindeki yüklerinin kaldırılması adına bir an önce düzenlemeler yapılır.

Hükümet enerjisini ve ilgisini; geçmiş 21 yıl içinde özellikle son 5 yıldaki muazzam imkan ve yetkilerini maalesef bu gibi temel konularda kullanamadı.

İkinci tura kaldığı muhtemel olan seçimin yenilenmesi ile hükümet kuracakların ders alacağı bir sandık sonucu ile karşılaştık. Sandık sonuçlarının nasıl okunması gerektiği ile ilgili acizane tespit ve önerilerimizi sunduk. Umarız yönetmeye talip olanlara bir nebze de olsa ışık tutarız



Anahtar Kelimeler: MUSİBET NASİHAT....