BEKA BİLLÂH

BEKA BİLLÂH

BEKA BİLLÂH

Tasavvuf ve tarikatlar yoluyla İslam dinine giren hurafe ve bidatleri harf sırasına göre yazmaya devam ediyoruz. Tasavvuf ehlinin altından kalkamayacakları kadar ağır sözlerinden biri de ?Beka Billâh? tır. Yani Allah ile baki olmak, sonsuza kadar (Hâşâ) Allah?ın bir parçası olarak beraber olmak.

Beka: Sözlükte ?kalıcı olma? manasına gelen beka, Tasavvufta ?kötü huyların yerine güzel huy ve iyi davranışların alması, Kulun Allah?ın sıfat ve vasıfları ile donanması? demektir. Allah?ta fani olma haline ?Fena Fillah? (İleride yazılacak), Allah?ta baki olma haline ?Beka Billâh? denir.

Beka: Yüce Allah?ın zati sıfatlarından biri olup, varlığının sonu olmamak veya ebedi olmak demektir. Zira Beka vasfı, kıdem sıfatının bir gereğidir. Öyleyse Yüce Allah kadim olduğu için bakidir. Beka?nın zıddı olan ?Fena? ve sonu olmak Allah için muhaldir.

   ?Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak, ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zatı baki kalacak.? (Rahman, 55?56?57) (1)

   Mutasavvıflar, Beka?yı Fena?nın bir neticesi olarak beraber ifade etmişlerdir. Bu durumu kısaca şöyle tarif ediyorlar: ?Allah? ta Fani olmak demek, Alla, ( Hâşâ) Bir okyanustur, Fena derecesine eren Şeyh de bir derede akan su misalindedir. Dere suyunun akarak okyanusa ulaşması ve o büyük derya içinde dere suyunun kaybolmasını şeyhlerin Allah? ta yok (Fani) olması olarak tasvir ederler. Diğer taraftan Okyanusa karışan dere suyu her ne kadar denizde yok oldu dense de, aslında yok olamamakta, deniz suyunun küçük bir payı olarak onunla baki kalmaktadır. O, halde Allah?ta fani olan kulda Allah ile baki kalır? demektedirler.

   ?Beka Billâh? hakkında tasavvuf ehlinin söyledikleri: Tasavvufun en nazik konularından biri olan ?Fena? ve ?Beka? nazariyelerini ilk defa ortaya atan Sofi, Ebu Said el Harraz (279) olmuştur. Ona göre fena, kişinin kulluğunu görmekten fani olması; beka ise, Allah?ın huzurunda baki olmasıdır. (2)

   Ünlü mutasavvıf ve tasavvufun araştırmacılarından ?Ta?arruf? isimli eserin sahibi Kelabazi (Gülebadi, 380), konuyla ilgili geniş bilgi verenlerdendir. Kelabazi Beka için, Allah ile var olmak dedikten sonra şöyle devam ediyor.

  Beka: Fenadan sonra gelir. Beka, kulun nefsine ait şeylerden fani, Hakka ait olan şeylerle baki (Nefsinden fani, Hakk ile baki) olmasıdır. ?Büyük sofilerden biri; Beka nebilerin makamıdır. Hakk Teala onlara vakar ve sekinet elbisesi giydirmiştir. Bundan dolayı içinde bulundukları hal farzları ifa etmelerine ve faziletli olmalarına engel olmaz.?

   Baki olan kul için bütün eşya bir ve aynı şey haline gelir. O sebeple Beka makamına ulaşan bütün hal ve hareketleri Hakk?a uygun olma dairesi içinde kalır. Bu makamda ki kul, muhalefet etme halinden fani, muvafakat etme hali ile bakidir.

  Bu haldeki kulun üzerinde sadece emredilen şeyler cereyan eder. Ondan Allah?ın razı olmadığı değil, razı olacağı şeyler zuhur eder. Bu makamdaki kul yaptığı şeyin karşılığı almak için değil, sadece Allah için yapar. Zira Allah yaptığı her şeyi kendine çıkar sağlamak veya bir zararı def etmek için yapmaz. O, yaptığı her şeyi başkalarının menfaati ve zararı için yapar. Hakk ile baki olan kişide yaptığı bir işi kendine menfaat sağlamak veya bir zararı def etmek için yapmaz. Fayda temin etmeyi, zarar def etmeyi amelinin gayesi olarak düşünmez.

   Allah?ın yüklediği vazifeler Allah için yerine getirilirken saike, sevap ummak ve azaptan korkmak olmaz. Bu haller kulda mevcut hallerdir. (Burada anlaşılan şey Maalesef, Kul Allah ile baki, yani beraber olduğu için ondan bu haller düşer deniyor ki, Bu insanın (hâşâ) Allah derecesine yükselmesi anlamına gelir.

  Tasavvufla ilgili ?Keşfül Mahcup? isimli eser yazan Hucviri (465), ?Beka? konusunu şöyle anlatır: İlim dilinde Beka?nın üç manası vardır:

1-     Baş tarafı da, son taraf da fani olan şeydir. Dünya gibi, başı ve sonu olmasına rağmen şu anki haliyle Baki denir.

2-     İlk önce mevcut olmayan fakat sonradan var olan ve hiçbir zaman yok olmayacak varlıklardır. Ahiret, cennet, cehennem ve orada bulunanlar gibi.

3-     Mevcudiyeti hiç yok olmamış ve asla yok olmayacak olan, geçmiş ve gelecek itibariyle daima mevcut olan, hakkında mevcut olmamak gibi fikir dahi yürütülemeyen Şanı Yüce Allah?ın ve sıfatlarının Bekası böyledir. Allah ezeli ve ebedi sıfatları ile kadimdir. Hiçbir kimsenin, onun sıfatlarında onunla iştiraki (ortaklığı) yoktur.

   Son cümleye göre yukarıda ki Gülabadi?nin söylediği ?Kul fena ile öyle makama ulaşır ki, Allah?ın sıfatları ile baki olur? sözü, apaçık bir küfür olur. Önemine binaen konu ile ilgili yazılarımız devam edecek İnşallah.

 (1) Dini kavramlar sözlüğü, İsmail Karagöz

(2) Tasavvuf kültüründe hadis, sahife 262 Muhiddin Uysal



Anahtar Kelimeler: 0