?AZRAİL?DE 657?Lİ Mİ?

?AZRAİL?DE 657?Lİ Mİ?

?AZRAİL?DE 657?Lİ Mİ?

Geçtiğimiz Cumartesi şehirde; normal, yani sıralı ve yaşlı bir ölüm vakası?

Belediye cenaze işlerinden sorumlu birimden cenaze sahiplerine cevap;

?Bugün Cumartesi, cenaze aracını gönderebiliriz ama, cenazeyi yıkayacak din görevlimiz hafta sonu çalışmıyor.?

Haydi buradan yakalım! Ya da yıkayalım?

Oysa ki ölüm meleğinin mesai kavramı! 7/24 yani her an, her saat ve her yerde?

Bundan sonraki gelişmeler hem komik, hem üzücü, tam da TRAJİKOMİK?

Çözüm arayan heyetin içerisindeki akl-ı evvellerden biri ?Bunu paket halinde mahallenin imamına verelim? fikriyle hocaya teklif edilir.

?Paket?ten kasıt: yıkama ? cenaze namazı ? defin ve son duayı içermektedir.

Yani; hizmet alımına yıkama eklenmiştir.

Sağolsun, hocamız ikilemeden pek tabii yapabileceğini söyleyerek haliyle yanına yardımcı istemiştir.

Allah?tan ki, cenaze sahiplerinden ailenin damadı her işe eli yatan zanaatkâr ve aynı zamanda vefakâr biri olarak ?Elinden her iş gelir? repertuarına bunu da ekleyerek (Bir bu eksikti) vazife suhûletle yerine getirilmiştir.

Aslında: Dinimizin emri, her müminin imamlık yapacak kadar amel-i (ibadetleri) bilmesi gerekirken o zaman da zihinlerde imama ne gerek var? Veya imamlar ne yapacak? Gibi arızi sorular uyandırabilir.

Zaten yazının başlığından içime korku düşmüşken bir de Diyanet?in muhterem mensuplarını kızdırmayalım.

Mezarlıklarda son yıllarda uygulamaya konulan ses cihazı sayesinde herkesin duaları duyması ve dedikoduya bulaşmasının nispeten önüne geçilerek, yağmurlu bir havada hocamızın oto-konferans! Çözümüyle bizlerde vazifemizi yerine getirdik.

Oto-konferans dediğim: cihaz arabanın üstünde hocalar arabanın içinde?

Eee canım, çözüm varken yağmur altında okunmaz ki!

***

Şimdi gelelim bu olaydan çıkardığımız derslere:

1980?lerin başında geleneksel mahalleden sosyal-konut apartmanlara geçişle başlayan cenaze yıkamanın sıkıntıları ve bunu gören dönemin Belediye Başkanı Bekir Timurboğa?nın yıkama aracı uygulamasının ülkede ilk defa bu şehirde,  diğerlerine de örnek olarak başladığını hatırlayalım.

(O zaman ki diyanet mensupları defans yaptı mı acaba? Şimdi aklıma geldi.)

Konumuza dönecek olursak yani dersimize:

  1. Yazının başlığındaki 657 (Devlet Memurları Kanunu) ile sembolleştirilen haftasonu tatil kavramı Cumhuriyetten 80?lere kadar süren kamu kaynaklı bir şehir olmamızın getirdiği bize özel durumdur.
  2. Gün, saat seçmeyen ölüm gibi vakalarda dahi bu hizmete ait kişi ve kuruluşların böyle bir yavanlık göstermesi ?Devletten geçinmenin? bu şehrin iliklerine kadar işlediğinin ispatıdır.
  3. Bu ilin yönetilemediğinin göstergesidir.
  4. Yönetilenlerinde bariz olarak edilgen ve pasifleştirilmiş durumudur.

***

Mealen ?Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış? hadis-i şerifindeki bizde ki algılama-uygulamaya göre;

Yönetenlerin dünyaya, yönetilenlerin de ahrete teşvik edildiği bu şehirde yıllarca köy mezarlığına dönmüş mezarlıklarımızı mamur hale getiren gayret eden belediyemize de teşekkürü esirgemeyelim.

Dünyayla ilgili onca eksiklikleri unutmadan?



Anahtar Kelimeler: 0