AŞIK DAVUT SULARİ VE AŞIK BÜRYANİ KARŞILAŞMASI (TECER KÖYÜNDE AŞIK BÜRYANİ)

AŞIK DAVUT SULARİ VE AŞIK BÜRYANİ KARŞILAŞMASI (TECER KÖYÜNDE AŞIK BÜRYANİ)

Sivas ın Ulaş nahiyesine bağlı (günümüzde ilçe ) Tecer dağının eteğinde kurulmuş çok eski bir köydür. Köyün ortasından geçen kara yoluve buna paralel olarak demir yolu köyü ikiye ayırır. Günde yolcu treni ve muhtelif yük trenleri karşılıklı olarak sefer yaparlar. İstanbul-Malatya -Erzurum kurtalan seferleri yapılır.

Tecer Köyü yolların kavşak noktasında olmasından dolayı çok işlek ve aktif bir köydür. Gürün -Sivas -Malatya -Ezurum - Kars istikametine giden kara yolu ve demir yolu güzergahında dır. 

Tecer Köyünün ortasından geçen tecer ırmağının ayrı bir özelliği ve güzelliği vardır. Yılanlı dağlarından topladığı kollardan oluşarak geniş bir havza çizerek Bir çok bağı bahçeyi ve uğradığı yerleri sulayarak yeşillendirerek tabiata canlılık kazandırarak Sivasta kızılırmağa dökülür. ve çeşitli Bu köyde iki tane su değirmeni çalıştırdıktan sonra yoluna devam edip gider. 

Tecer : Bağı ,Bahcesi, ve çeşitli meyve bahcelerinin bulunduğu şirin yeşilliği bol olan bir köydür.

Tecer dağının başından duman eksik olmaz. Bol yağış alan bölgelerden biridir.

Ayrıca   toprak mahsülleri ofisi buraya sosyal , ekonomik ve kültürel alanda bir yenilik getirmiştir. Köylünün mahsülü burada satılır ve kısmen köylü ihtiyaçlarını buradan temin eder. Kahvesi, Bakkalı bulunmaktadır.

Tecer dağı kışın beyaz gelinliğini giyer ilk baharı bekler. İlk baharda dağlar yeşillenir ovalar süslenir derelerden oluk oluk sular çağlar,. Alı , moru , yeşli birbirine karışır. Çiceklerin üzerine konan arıların viziltisi açan çiçeklerin kokusu Tecer köyüne bir renk katar.

Yoldan geçen arabaların sesi ,Trenin dertli düdüğü ayrı bir zevk tir. Hasret kavuşturan kara trenler dert dertli düdük çalarak süzülür gider. Geride el sallayan boynu bükük benzi soluk yakınları anaları veya babaları yavukluları için dua ederler. Hasret kavuşturan kara trenler.

Böyle güzel bir tabiatla içi içe yaşayan bu köyde bir aşık yetişir. "Aşık büryani" Mahlas adı büryani dir. Aşık büryani kendi halinde sessiz çalışkan geçimini bostancılık ve Bakkallıkla sağlar. Pala bıyıklı , uzun boylu yakışıklı bir kişiliğe sahiptir. Hatır gönül bilen bir kişiliği vardır. Derlerya aşık a bağdat sorulmaz dağları aşar gider."

Köylerde Radyonun olmadığı yıllardı  bir gramofon devri başlamıştı. Hali vakti yerinde olan aileler gramofon alırdı bir nevi zamanın modası idi. Taş plaklar üzerine çizilmiş sesleri canlandırırdı, çeşitli Şarkılar Türküler çalardı.

Aşık büryani bir gramofon alır sesine ses katan bu gramofonla beraber türküye başlayınca bir km uzaktaki kişi bu sesi tanırdı. Gür ve tiz içten duygulu bir sese sahipti bu da bir allah vergisidir. Her tür türkü ye sesi müsaitti. Çok net ve tiz bir sesti ara ara çarşiyi şenlendirir ve bir müzik ziyafeti çekerdi. Sazı yoktu ama sesi çok güzeldi şahane idi ona karşı herkes sayğılı davranırdı.

Aşık büryanını güzel sözleri ve deyişleri vardı. Bu deyişler türkü ile birleşince güzel bir ortam oluşurdu.

O yıllarda Eski karahisar köyünde Aşık seyyit vardı , Birde Yenikarahisar köyünde Aşık hasan vardı benim bildiklerim ,ruhsati baba daha çok eskidir . Bu Aşıklar ın sazlısıda vardı sözlüsü de vardı büryaninin sazi yoktu.

Yıllar sonrasında Ulaş nahyesine bir aşık gelir Aşık Davut sulari, benimle atışacak bir aşık arıyorum der .Davut suları bölgede tanınmış halk ozanlarımızdan biridir. Söz ile çarpışmayı davut suları teklif eder Aşık bünyani de bunu kabül eder günlerden bir gün Ulaşta bir kahvede düzenlenen aşıklar atışması başlar kahve dolar Koçaklamadan başlanır , leb değmezden çıkarlar aşıklar geleneginden bütün hünerler ortaya konur ,Davur sulari sesi ve sazı ile başlar alkışlar alır , Aşık büryani sözü ile başlar oda alkışlar alır çarpışma güzel bir ortam devam eder dinleyicilerde her iki tarafı alkışlayarak iltifatta bulunurlar. Kimi saz ile başlar kimi söz ile başlar ,Aşıklar karşılaşması böylece sona erer. Her iki aşıgı da rahmetle anıyorum Mekanları cennet olsun . Mehmet ağaogulları 28/11/2023 . Yaşanmış gençliğimizde gördük.