ALEVİ AÇILIMI

ALEVİ AÇILIMI

ALEVİ AÇILIMI

600 yıllık imparatorluk geçmişin deneyimlerini bir kenara iterek Ulus-Devlet zihniyetine bürünen yeni yapı sorunları yok saymaya devam etmektedir.

 Zaman zaman ortaya çıkan sistematik problemleri ya maniple etmekte ya da şiddet kullanarak yok etmeye çalışmaktadır.

Ancak kendi koyduğu kurallara da aykırı hareket edebilen bu yapı herkesi tehdit ve düşman olarak algılamaktadır.

Fikir babalığını Ziya GÖKALP?İN yaptığı rejim hiçbir kimseyi memnun edememiştir.

?Türk milleti? ali unsur olduğu yapıda ?Türk milliyetçiliği? davası güdenlerde bir çok sıkıntılar yaşamışlardır.

12 Eylülden önceki terör olaylarında birçok milliyetçi can vermiştir. Darbe sonrası kurulan mahkemede 9 ülkücü idam edilmiş 4 ülkücüde işkencelerde can vermiştir.

 Devlet kimi zaman solcuları, kimi zaman dindarları, kimi zaman ülkücüleri kimi zaman Alevileri kimi zaman ise Kürtleri düşman olarak görmüştür.

Milletin bekası için çalışması gereke kurumlar bazı ideolojilerin bekası için çalışmışlardır ne yazık ki. ?İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.? Anlayışının yerini Devletin yapı ve işleyişine yapılan en ufak eleştiri ?büyük tehdit? olarak algılanmıştır.

Ak parti iktidarına kadar istihbarat örgütleri kendi halkını fişlemenin telaşında olmuşlardır.

Halk potansiyel tehlike olarak görülmüş ve? Türkün ayağını çarık sıkacak?.anlayışı düstur edilmiştir.  Türk?ten kasıt ise bütün ahalidir

Velhasıl kimse kendini asli unsur olarak görememiştir bu düzende.Bu yapı  zaman zaman Kürt-Türk zaman zaman da Alevi-Sünni gerginliği üretmiştir.

Mağripten, Bosna?ya;Eflak?tan,Yemene 24 milyon kilometre kare toprakta dili dini milleti birbirine benzemeyen yüzlerce değişik unsuru yüzyıllarca barış içerisinde idare etmiş olan bu millet.780 bin kilometrekare toprakta asli yapısı birbirinden faklı olmayan insanlar arasında yapay sorunları çözememiştir.

Halkı ?tekleştirme, farklılıklara tahammül edememe ve tek sınıf üretme? esasına dayanan bu yapı sürekli sorun üretmeye devam etmektedir.

***

Alevi sorunu da zaman zaman nükseden ve her seferinde halının altına süpürülen bir sorundur.

Kendimizi kandırmayalım yaşadığımız ilde de önemli bir nüfusa sahip olan aleviler kendilerini rahat bir şekilde  ifade edememektedirler. Bunun saklanacak bir tarafı yoktur.

Anadolu?da Hacı Bektaşi Veliden sonra en büyük önder konumunda olan Pir Sultan Abdal?ın memleketinde Aleviliğin kurumsal bir yapısı yoktur.

İlimizde Alevilere ait bir dergi bir gazete, bir televizyon bulunmaktadır.Ben arzu ederim ki Cumhuriyet Üniversitesi bünyesinde ?Alevi Kültürünü Araştırma Merkezi.? bulunsun.

Burada oluşan bilgi ve birikim Dünya?nın her yanına ulaştırılsın. İlimizin bunu yapacak potansiyeli vardır.

Bunun önündeki  engellerden biri Alevilerin sol-Kemalist anlayışla sarmaş dolaş yapısı diğeri 2 Temmuzda yaşanan elim olay bir diğeri de Sivas?ın bu anlayışı kucaklayacak genişlikte olmamasıdır.

***

Konuya tekrar dönecek olursak Alevilerin sorunları AK PARTİ iktidarına kadar hep halının altına süpürülmüş ve sorun olarak ta görülmemiştir.

Kaynaklarda alevilik şu şekilde açıklanmıştır:

?Alevîlik, Hakk Muhammed Ali üçlemesiyle Ehl-i Beyt ve On İki İmamı önemseyen Caferiye Şiiliği ile ortak noktalara sahip olan bir yoldur.?

Şunu kabul etmek gerekir ki Alevilik kitabi olmaktan çok şifahidir ve kitabi kaynak oldukça azdır.Bu yüzden yörelere göre büyük farklılıklar arzetmektedir.

Alevi kaynakları aşağıdaki şekilde özetlenmiştir.

?Alevilerde inanç esaslarının referans alındığı? kitaplar bulunmaktadır. Bunlar arasında en bilinenler şunlardır: Hacı Bektaşi Veli Vilayetnamesi ve Makalatı, İmam Cafer Sadık Buyruğu, Şeyh Safi Buyruğu, Hüsniye, Kumru, Faziletname, Saadete Ermişlerin Bahçesi, Cönkler (Deyiş kitapları).

Ayrıca 4 büyük dinin kitapları Kuran, İncil, Zebur Tevrat?ta referans olarak kullanılır. Fakat Alevilerin bunları kendine özgü bir yorumu vardır.Kuran?da geçen şekilsel emirlere vs. uyulmaz. (1)

Hem inanç hem şekil hem de yaşam tarzı olarak hayli karışık bir yapıda bulunan Alevilik inkârı mümkün olmayan bir vakıadır.

Ama ne yazık ki ülkemizde sol-Kemalist bir yapıya bürünerek aslı hüviyetini daha da karmaşık hale gtirmiştir.

Devrim kanunlarında tekke ve zaviyelerin kapanmasıyla gizlenen aleviler özellikle 90?lardan sonra açılmaya başlayan cem evleriyle görünür hale gelmişlerdir.

Çözülmeyen birçok soruna kararlılıkla el atan iktidar birçok toplumsal sorunun yakınında yakınında bulunan Alevi sorununu da nihai çözüme kavuşturmak istemektedir.

Alevi Çalştay ve toplantıları

İlki 3-4 Haziran 20009?da Ankara?da sonuncusu da 24 şubat 2010 Sivas?ta olmak üzere 7 çalıştay 3 toplantı yapılmıştır.

Bu çalıştaylar sonunda 2010 yılında Nihai Rapor düzenlenmiş ve aşağıdaki öneriler öne çıkıştır.

1. Alevi Sorunu, evrensel hukuk, insan hakları ve din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan belge ve sözleşmelerde yer alan ilkeler çerçevesinde ele alınmalıdır.

2. Alevilerin, içinde yaşadıkları toplumla, Sünni çoğunlukla ve devletle güven ilişkisini yeniden kuracak ve pekiştirecek bir perspektif ve yaklaşım geliştirilmelidir.

3. Varlığı tarafsız devlet ilkesine aykırı olan Diyanet İşleri Başkanlığı lağvedilmelidir/kapatılmalıdır. Bu kurumun toplumda bir karşılığı varsa, bu durumda devlet teşkilatının dışında da var olabilir.

4. Bazı Alevi örgütlerinden gelen "dedelere maaş bağlanması" önerisi, devletin dinler ve inançlar karşısında tarafsız olması ilkesiyle çelişmesi ve Aleviliği de devlet güdümüne sokacak olması bakımından kabul edilemez. Çözüm, dedelerin memurlaştırılması değil, imamların da bu statüden çıkarılmasıdır.

5. Cemevlerine yasal statü tanınmalıdır. Nihai ve kalıcı çözüm, "Devrim Kanunları" arasındaki Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Birtakım Unvanların Men Ve İlgasına Dair Kanun kaldırılmasıdır. Bu kanun, aynı zamanda "Dedelik" ve "Babalık" gibi Alevi inancının kurum ve unvanlarını yasa dışı hale getirmesi bakımından da insan haklarına ve bu kapsamda din ve vicdan özgürlüğüne aykırı bir nitelik taşımaktadır. Kısa vadede ise, İmar Kanunu`nda yapılacak basit bir düzenleme ile cami ve kilise gibi tanımlamalar yerine "ibadethaneler" kavramının koyulması önemli bir rahatlama sağlayacaktır.

6. Zorunlu din dersi kitaplarında Aleviliğin, Alevilerin katkısıyla yeniden yazılması olumlu bir gelişme olmakla birlikte, bu durum söz konusu dersten kaynaklanan insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmamaktadır. Yapılması gereken, içeriği ne olursa olsun, zorunlu din dersinin kaldırılmasıdır.

7. Sivas Katliamının sembollerinden olan Madımak`ın kamulaştırılmış olması önemli olmakla birlikte yeterli değildir. Madımak, gelecek kuşakların yaşanan trajediden barış adına olumlu bir mesaj almalarını sağlayacak biçimde düzenlenmelidir.

Genel hatları bu şekilde olan önerilerin ilk iki maddesi ?tanınma, varlığı kabul etme esasını dayanmakta ve bu konuda hükümetle taraflar arasına bir sorun bulunmamaktadır.

3. madde deki Diyanet İşlerinin Kapatılması ise şu anda mümkün görünmüyor. Özellikle Avrupa?daki Müslüman cemaatin kendi ibadethanelerini kurarak oluşturdukları yapı kötü bir örnek olarak önümüzde durmaktadır.

4. maddedeki dedelere maaş bağlanması ise aleviler tarafından reddedilmektedir zaten.

5. madde cem evelerine yasal statü kazandırılması konusunda ise taraflar arasında mutabakata söz konusudur ancak cem evlerinin bir ibadet hane olmadığı ?tekke? şeklinde hizmet vermesi amaçlanmaktadır. Bu durum ise Tekke ve Zaviyeler kanununa takılmaktadır.

Eğer diğer partiler arasında mutabakata sağlanırsa AK PARTİ?NİN bu karara olumsuz bakmayacağı açıktır.

Tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla tarikatlar ortadan kalkmamış ve yerel altına inmiştir. Eğitimin sağlıklı bir zeminde yapılamadığı bu yapıda ise liyakat sorunu öne çıkmaktadır.

Kanaatimce hükümetin önerisiyle ?külliye? şekline dönüşecek olan bu kurum bir çok dini yapı için örnek ve emsal olacaktır.

6.madde de zorunlu din derslerinin kaldırılması önerilmekte ancak bu konu çok büyük bir sorun teşkil etmemektedir çünkü din kültürü derslerinde Alevilikle ilgili konularda yer almaktadır.

7. madde ise ilimizi çok yakından ilgilendirmektedir. Aleviliğin tarihsel sürecine acı bir şekilde eklenen 2 Temmuz 1993 yılında yaşanan acı olayları Alevi-Sünni hiçbir kesim tasvip etmemektedir.

Bu konu derin bir yara olarak orta yerde durmasına rağmen olayın 1993 yılında yaşan Uğur Mumcu suikastı,Turgut ÖZAL?IN şüpheli ölümü,Eşref BİTLİS?İN kaza ile şüpheli ölümü,Adnan KAHVECİ?NİN kaza ile şüpheli ölümü ve Erzincan Başbağlar katliamı silsilesi içerisinde  bir provokasyon olduğu genel kabul görmektedir ki benim de kanaatim bu noktadadır.

Ancak Sivas halkının neden bu oyuna geldiği hala sorgulanmaktadır. Bu sebeple Alevi nüfusun yoğun olduğu illerin başında gelen Sivas çözümün değil sorunun bir parçası olarak orta yerde durmaktadır.

Alevilerin yakın tarihindeki Çorum ve Maraş olaylarından sonra en acı olay olarak Madımak katliamı orta yerde durmaktadır.

Ancak sevindirici olan şudur ki ilimizde bu olaydan önce ve sonra alevi-sünni halk arasına bir ayrışma ve kutuplaşma söz konusu olmamıştır.

Aynı mahallede, aynı apartmanda, aynı işyerine barış içerisinde yaşamaktadırlar insanlalar.

Hükümetin Yeni Önerileri

 Bunlardan başka hükümet çözümün katkıda bulunmak amacıyla:

1-Cem evlerinin küliye şeklini alması.

2-Nevşehir Üniversitesinin adının Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi, Tunceli Üniversitesinin adının ise Pir Sultan Abdal Üniversitesi olarak değiştirilmesi

3-Çorum Hitit üniversitesinde Alevilik kürsüsü kurulacak.( Bu kürsüde Alevi dedeleri de yer alacak ve ders kitaplarına yer alacak Alevilikle ilgili konuları hazırlayacak.

Sivas?a ikinci bir üniversite kurularak adının Pir Sultan Abdal Üniversitesi olması daha uygun olurdu diye düşünüyorum. Bu girişim Madımak konusunda yumuşamaya da vesile olabilirdi.

Ayrıca Çorum-Hitit Üniversitesinde kurulacak Aleviliği Araştırma Kürsüsüsün de Sivas-Cumhuriyet Üniversitesinde kurulmasını öneriyorum.

Ülkemizi olduğu kadar ilimizi de yakından ilgilendiren bu sorunun toplumsal barışa katkıda bulunacak şekilde çözülmelidir.

 Sorunun çözülmesi, Gezi Parkı kalkışması gibi zaman zaman ortaya çıkan sıkıntılı ve problemli durumların zeminlerinden birini daha kaybetmesine sebep olacaktır.

Siz yoksaysanız da sorun orta yerde durmaktadır.

AK PARTİ?NİN sorunların üzerine cesaretle gitmesini takdirle karşılıyorum,

Kaynak 1:Danimarka Alevi İnanç Toplumu (DABF bağlı kurul)



Anahtar Kelimeler: 0