AH ŞU KISKANÇLIKLARIMIZ!

AH  ŞU  KISKANÇLIKLARIMIZ!

AH ŞU KISKANÇLIKLARIMIZ!

      İnsanı anlatan, tanımlayan o kadar çok niteliğe sahibiz ki. Bunların en başını kıskançlıklarımız, ön yargılarımız çekiyor. Bir kimsenin dış görünüşüne bakarak, ön yargıda bulunmak hataların en büyüğü olabilir. Haliyle öyle bir an yaşadığımız zamanda sıkıntısını yine bizler yaşıyoruz.

      Olumlu ve olumsuz yönlerimizi bir teraziye koysak. Bir kefesinde olumlu, bir kefesinde de olumsuz yönlerimizi bir tartsak. Hiç kuşkusuz, olumsuz yönlerimiz daha ağır basardı sanırım.

      Birtakım söz ve davranışlarımız kişiliğimizi nasılda ele veriyor. Bilhassa dönem dönem duygu değişimi yaşadığımız zaman. Aksi takdir de düşünce ve duygularını açığa vurmayan sessiz insan, yavaş yavaş akan suya benzer: Derin ve tehlikelidir? Kimi insanlar duyguları ve düşünceleri kapsamında kendilerini gizlemeye çalışırlar...

      Bu sözlerim bazı kişilerin içinde bulunduğu duruma işaret ediyor. Bin bir düşüncelerle çeşit çeşit insan, hayatın gidişatı içinde. Hayattır bu her yönüyle, değişik insan manzaraları ve konularıyla.

      Karşılaştığımız her bir durumu ve her bir fikri benimsiye biliyoruz. Hayatla bağdaştırdığımız zaman öyle hayat hikâyeleri çıkıyor ki karşımıza. Gündeme dâhil olmasa da yaşantımız içinde rol alıyor.

      İnsanların ses tonundan, yüzlerindeki ifadelere bakarak. Duyduklarımızı, çevremizdeki yaşanları ve onların üzerimizde bıraktığı etkileri de analiz ederek. İnsanlardan alıntı  yaptığımız her şeyi not  edip, bir yerlere dahil ederiz böylelikle.

      Hayatın ses sayfalarından yola çıkarak, yine bir konuyu paylaşalım sizinle.

      Geçenlerde Atatürk Caddesinden eve doğru gidiyordum. Yanımdan 25-30 yaşlarında bir genç telefonla konuşarak geçti.

      Diyeceksiniz ki bunda ne var?

      Normal bir telefon konuşması gibi görüyordu. Lâkin o hararetli konuşma epey ilgimi çekmişti. Ne yalan söyleyeyim, bu davranışımla belki birazcık özele giriyordum. Ama huyum kurusun, ilgimi çeken bazı konuşmalara ve konulara duyarsız kalamıyorum.

      Konuşmalarından ve ses tonundan edindiğim izlenimlerime göre. Samimi bir arkadaşına epey bir dert yandı. Evlendiği bayanın kıskançlığından ve bu durum karşısında açıkçası çaresizliğini dile getirdi telefonda.

      Bir ara söylediği bir söz:

  ??  Arkadaş bu nasıl kıskançlık böyle ya, elinden gelse beni yalnız başıma dışarıya göndermeyecek. ??

      Evliliğinin başında çıkmaza sokmuştu, bu durum o kişiyi. Sevgiyle, kıskançlık arasında ikilemde kalan binlerce insan gibi?

      Tutarsız bir şekilde düşünülmeden söylenen her bir söz sakıncalı olabilir, artı zararda doğurabilir.

      Mutlu bir yaşayış, kişiyi dinç, şen, iyimser kılar. Üzüntülü yaşayış ise yıpratır, zayıflatır, karamsar yapar. Bazen neyin doğru neyin yanlış olduğunu hesaplamadan hareket edilirse.

      Yani kişi kendi tutumuyla, olumsuz düşüncelerin oluşması için ?? Hodri Meydan ?? der, bir nevi.

      Kendinize saygı duyun ki, çevrenizdekiler de saygı uyandırsın. Herkese mutlu, sağlıklı ve sağduyulu bir yaşam dileğiyle?

                          GÖNÜLDEN  GÖNÜLE

                          Bir tebessüm gönüllerde

                          Demet demet sevgileri açar

                          Her bir sevgi, gönülde gönüle

                          Akar gider coşkun bir nehir gibi

                          Coşkun bir nehirdir, aşk ile coşar

                          Âşık olan bilir, aşka susayan

                          Gönlün derinden derine derdini

                          Mecnunun, Leyla?sına olan aşkını

                          Ferhat?ın şirine olan sevdasını

                          Âşık olan bilir, kara sevdanın derdini

                          Eskinin aşkları bir başka demmiş

                          Günümüzde aşklar, sevdalar

                          Bir bahar yağmuru gibi, gelip geçici

                          Her bir gönülde, yaşanan aşkı sevdaymış?



Anahtar Kelimeler: 0