80 YILDA YAPILAMAYANLARI 12 YILDA YAPTIK!

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 30 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında Sivas’ın Koyulhisar ilçesini ziyaret ederek vatandaşlara hitap etti.

Merkezi hükümetin 80 yılda yapılamayanları yaptığını söyleyen Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “İnsanlar bunların birçoğunu unuttu. Tekrar tekrar söylemek lazım. Çünkü 80 yılda yapılamayan hizmetleri yaptık. Hiç hastaneye hastanızı götürdüğünüz de üstü boş yazılmamış senede imza attınız mı? Eskiden bir hastanız hastanede vefat etse masraflarını ödemeden cenazeniz rehin tutulduğunu bilir misiniz? Şimdi bütün aciller bedava, bütün yoğun bakımlar bedava, 9 milyon vatandaşımızın sağlık sigortası primini devlet ödedi. 18 yaşındaki her gencimiz sağlık sigortası kapsamında. Eğer bu evlatlarımız üniversiteye gidiyorsa 25 yaşına kadar sağlık güvencesi altında. Eskiden böyle bir şey var mıydı? 2002’de sağlıkta memnuniyet yüzde 30’larda iken şimdi yüzde 75’in üzerinde. Herkes elini vicdanına koysun terazisi ile tarsın hangi dönemde sağlık hizmetleri çok daha iyi oldu?” dedi.

Bakan Yılmaz, doktor sayısını artırdıklarını, tıp fakülteleri açtıklarını, hemşerilerin sayısını 3 kat artırdıklarını, aile hekimliğine geçtiklerini ve Türkiye’de ki insanların yaşam standartlarını arttırdıklarını söyledi.

Ulaşımda yapılan hizmetlere de değinen Yılmaz, “ 80 yılda bu yollar neden yapılmadı? Eğer 80 yılda bu yolları yapsaydınız şimdi biz köy yollarını bitirmiş olacaktık. 80 yılda 6 bin 100 kilometre yol yaptılar. Bizim dönemimizde 17 bin kilometre yol yaptık. 2002’de iktidara gelirken 26 tane havaalanı vardı ve insanların 8 milyonu havayolunu kullanıyordu. Şimdi 52 havaalanı var. 2013 yılı sonu itibari ile yolcu sayısı 76 milyon. Havayolu halkın yolu oldu. Türkiye’yi hızlı trenle kavuşturduk. Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya-Eskişehir çalışıyor. İstanbul ve Sivas’ta çalışacak. Bizim projelerimize onların hayalleri ermez” dedi.

Cehalet ve yoksulluğun Türkiye’nin 2 düşmanı olduğunu söyleyen Yılmaz, “Yoksulluk ile de cehaletle de mücadele etmemiz gerekiyor. Bizden önce milli savunma bütçeden en büyük payı alırken, biz geldikten sonra milli eğitim bütçeden en büyük payı aldı. 15 milyon öğrencimize yılda 210 milyonun üzerinde kitabı bedava dağıtıyoruz. Anaokulunda ve ilkokuldaki çocuklarımıza bedava süt dağıtıyoruz.  Tablet bilgisayarlarımızı evlatlarımıza veriyoruz. Geçmişte tablet, süt bedava dağıtılır mıydı? 80 yılda üniversite sayısını 76’ya çıkardılar. Biz 10 yılda 99 üniversite daha kurduk. Üniversite sayısı 175’e çıktı. Kuran-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hayatını seçmeli hale getirdik. Bizden önce 500 bin öğretmen varken bizim zamanımızda 4 yüz 600 bin öğretmen atandı” diye konuştu.

Sosyal yardımda daha önce yapılamayanları yaptıklarını söyleyen Yılmaz şunları söyledi:

“Eşi vefat eden hanımlara her ay 250 TL yardım ödüyoruz. 53 bin Mehmetçiğin ailesine her ay 250 lira ödüyoruz. 3 milyon 100 vatandaşımıza sosyal yardım ödüyoruz. 2 milyonun üzerindeki vatandaşımıza kömür yardımında bulunuyoruz. 5 yüz 80 binin üzerindeki vatandaşımıza da engelli maaşı bağladık. Eskiden böyle bir şey var mıydı? Eskiden sosyal yardıma ayrılan para 1 milyar civarındaydı iken şimdi 20 milyar civarında.”

Ekonomide çok büyük reform yaptıklarını kaydeden Bakan Yılmaz, artık kimsenin enflasyondan, faizden bahsetmediğini söyledi.

Bakan Yılmaz, milli gelirin 80 yılda 230 milyar dolara çıkartıldığını, AK Parti ile bu rakamın 800 milyar doların üzerine çıkardıklarını ifade etti.

Bakan Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:

“Bizden öncekiler IMF’den 23.5 milyar dolar aldılar har vurup harman savurdular. Ne havaalanlarını, ne hızlı trenlerini, ne Marmaray’ı, ne bölünmüş yolları, ne hastaneleri yaptılar. Bunlar har vurup harman savurdular. Bunların borcunu da biz ödedik. Borçlu adamın boyu eğik olur. Borçlu ülkeye bağımsız ülke denir mi? Türkiye’yi borç alan ülkeden, borç veren ülkeye getirdik. Herkes hangi iktidar döneminde bu ülkenin daha iyi yönetildiğine karar versin.

Bakan Yılmaz AK Parti öncesi ulusal literatüre göre günlük kişisel geliri 4.3 doların altında olan kişilerin yoksul olarak kabul edildiğini ve Türkiye’de 2002’de bu oranın yüzde 30.3 olduğunu şimdi ise bunun 2.8’e düştüğünü söyledi.