KADER: RANT ve DENETLEMEMEK DEĞİLDİR

KADER: RANT ve DENETLEMEMEK DEĞİLDİR

Kader olan coğrafyanın seçimidir, kader coğrafyanın ta kendisidir.Bir coğrafya bir millete ancak bu kadar bedel ödetebilir. 1071'de, 1453'te, 1923'te kuyruk acısı dinmeyenlerle uğraşıp bedeller ödedik, hala da ödüyoruz.

Kader olan coğrafyanın seçimidir, kader coğrafyanın ta kendisidir.Bir coğrafya bir millete ancak bu kadar bedel ödetebilir.

1071'de, 1453'te, 1923'te kuyruk acısı dinmeyenlerle uğraşıp bedeller ödedik, hala da ödüyoruz.

Biz bu coğrafyayı sevdikçe; o bize doğal afetleri ile bedel ödetti.

Bu bedellerden dolayı VATAN dedik bu coğrafyaya, bedellere rağmen daha bir aşkla sevdik.

Büyük bedeller ödedikçe kenetlenenler MİLLET'tir ancak.

Kederlerimizi hep kadere bağladı birileri ve uyuduk, uyutulduk yıllarca. Allah'ın farz kıldığı; düşünmeyi, akletmeyi ve bilimi bir kenara bırakıp öğrenilmiş çaresizlik içine ittiler toplumu. Yani; ne yaparsan, nasıl yaparsan yap deprem var, binalar yıkılır ve ölürsünüz. Bu kabullenmişlik ile hayatta kalma mücadelesi vermeye mahkûm ediliyoruz. Böylece kimse suçlanmasın, sorumlulardan hesap sorulmasın isteniyor. Oysa biz insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamak istiyoruz.

Dikkat edin, sizler! Ey sorumluluk sahipleri! Siz kader dedikçe müteahhitlerin, denetleme mekanizması paydaşlarının davalarına da müdahil oluyorsunuz. Binalardan sorumlu olanlar;  "Biz sağlam bina yaptık, gerekenleri bil hakkın yaptık sayın hakim, lakin, gelin görün ki; depremler çok şiddetliydi, KADER işte, bizim kusurumuz yok, bakın Yöneticilerimiz de bizim gibi düşünüyor" derse, Ne olacak?

Hz Ömer'in ölümcül salgın bir hastalığın yayıldığı bir dönemde şehrin birine gitmekten vazgeçmesi üzerine; akılsız cahil insanların kendisine "ya Ömer kaderinden mi kaçıyorsun?" demelerine karşılık; Hz.Ömer bugünkü salgın hastalıklarda uyguladığımız seyahat kısıtlamalarının önünü açan bilimsel yaklaşımın cevabını şöyle veriyordu; "evet, kaderimden, kaderime kaçıyorum". Yani bir gerçeği bile bile insan ölümüne gidemez. Buna kader değil; intihar ve/veya cinayet denir ancak. Umut ediyoruz ki; adaleti ile bilinen halife Ömer'in bu dersi adalet dağıtıcılar tarafından iyi tahlil edilir. Sorumluların yukarıdaki minvalde olacak savunmalarına Japonya'da 8-9 şiddetinde depremlerle cevap vermek yerinde olacaktır. KADER'in ne olduğu da mahkemelerce yanıt bulmuş olur umarız. Bunu bir fırsat bilerek tüm milletimize ve bu deprem sonucu ortaya çıkan sorumlulara densin ki;

Kader; bu coğrafyada deprem gerçeği ile yaşamaktır. Kader deprem var nasıl olsa deyip insanlara çok katlı dayanıksız toplu TABUT'lar yapmak-satmak değildir.

Kader; yaptığı toplu TABUT'ları yıkılan müteahhitin, 7,5 yıl hapis yatıp çıktıktan sonra müteahhitliğe devam etmesi hiç değildir. Kader; gerçek manada yatay mimarinin (insani ölçek) ne kadar faydalı olduğunu bilmektir. Kader; cok katlı rezidanslar yapıp dini kelime, sembol ve ikonlarla bu yapılarına isimler koyup satan müteahhitlerin; güvenli, bahçeli villalarda oturması da değildir.

Kader; rant değildir. Kader; denetlememek, göz yummak değildir. 
Kader; denetleyen paydaşların müteahhit olması hiç değildir. Kader; Belediye Başkanı ve Başkan Yardımcılarının el altından müteahhitliğe devam etmeleri hiç değildir. Üstelik bu durum ahlaki de değildir. Kader; yüksek irtifalı bina yapmaya elverişli olmayan,  alüvyonlu tarım alanlarının imara açılması hiç değildir. Kader;  Belediye Meclislerinde sayısal çoğunluğa sahip siyasilerin rant için imar planlarını değiştirmesi de değildir. Kader; müteahhitlerin siyasal parti finansörü olması hiç değildir.

Kader; devletin her felaket sonrası, milletine el avuç açması değildir.

Kader; bilimsellikten uzaklaşmak değildir.
Camilerimize yıldırımdan korumak için paratoner takılıyorsa; kimse bu milletin dini duygularını daha fazla sömürerek Kader Planı var demesin! Allah aşkına! BIKTIK...

Sivas'ta çatlayan boşaltılan veya ilçelerde yıkımlarına başlanan binalarla ilgili müteahhitler izin verenler imza atanların ortaya çıkarılması, nelerin neler karşılığında yapıldığının anlaşılması gerekmiyormu.



Anahtar Kelimeler: KADER: DENETLEMEMEK DEĞİLDİR