KÖY ENSTİTÜLÜ ÖĞRETMENLERLE YOLUMUZUN KESİŞMESİ.

KÖY ENSTİTÜLÜ ÖĞRETMENLERLE YOLUMUZUN KESİŞMESİ.

Mamak 19 Mayıs İlkokulu öğretmenim Mürsel Güçlü,Mamak Ortaokulu Resim öğretmenim Halise Apaydın.
İlkokul-Ortaokul çağlarındaki çocuklar,öğretmenlerinin hangi okullardan mezun olduklarını,o okulların ne olup ne olmadıklarını,nasıl bir eğitim sisteminden geçtiklerini düşünemezler,bilemezler.Ancak ileriki yaşlarda merak edip geriye baktıklarında,kendilerinde nasıl bir izlenim bırakmışlarsa ona göre değerlendirir,ona göre ya sevgiyle-övgüyle ya da olumsuz duygularla anarlar.
Ben de her yetişkin gibi yıllar sonra geriye dönüp baktığımda,bir çok öğretmenimi sevgiyle-saygıyla anıyorum.Çocuk gözüyle sevdiğim öğretmenlerimi gözümün önüne getirip değerlendirdiğimde,bugünkü birikimimle de onların kıymetli öğretmen ve eğitimci olduklarını görüyorum.
Çocuk psikolojisinin o saf,temiz ve duru bakışıyla bende olumlu ya da olumsuz izler bırakan öğretmenleri doğru değerlendirdiğimi,mezunu olduğum Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi,Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü’ndeki birikimimle de pekiştiriyorum.
Köy Enstitüleri bizim kapanmayan yaramızdır.Keşke onlar yok edilmeseydi.Bugün hala o konuda hangi kaynağı bulsam alır okurum...Temel felsefeleri iş içinde üretime dönük uygulamalı bir eğitim sistemiydi.Kendi yeteneklerini geliştirmeye dönük,evrensel değerlerden uzak kalmadan,yaratıcı-mücadeleci bir kişilik verilmeye çalışılan eğitim-öğretim yuvalarıydı.Köy Enstitülerine alınan yoksul köylü çocukları;bir eğitim cevheri halinde,Ülkemizin kalkınmasına-aydınlatılmasına  Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanındaki kahramanı gibi katkıda bulunuyorlardı.Yurtseverlik,çalışkanlık,üretim içinde olmak,paylaşmak,yardımlaşmak baş düsturlarıydı...
Benim de yolum Köy Enstitülü Öğretmenlerle kesişti...İlkokul öğretmenim Mürsel Güçlü onlardan biriydi.Ciddiyetiyle,derslere kendini verişiyle,bizlerle ayrı ayrı ilgilenişiyle hep aklımdadır.Resim derslerinde yaptığım resimleri,beni kucağına alarak sınıfta dolaştırırdı.(O defter hala bendedir)Veli toplantısında babama da resimlerimle ilgili güzel şeyler söylerdi.Bu durum,o çocuk ruhumu çok okşar ve çok sevinirdim.
Ortaokuldayken de Resim öğretmenim Halise Apaydın’dı.(Köy Enstitülü yazar Talip Apaydın da eşiydi)Halise öğretmenim de yaptığım resimleri takdir eder beni öne çıkarırdı.Hatta Mamak Ortaokulu’ndaki sütunlara bana resim yaptırırdı.Bu durum, o çocuk yüreğimde kim bilir nasıl bir özgüven sağlamıştır.Halise Apaydın öğretmenim de,Mürsel Güçlü öğretmenim de,hep gülümseyen yüzleriyle hafızamda yer etmiştir.Bugün ressam oluşumun temel taşlarını belki de onlar atmıştır.Her iki öğretmenimi de sevgi ve saygıyla anıyorum...ve bilemediğim bütün Köy Enstitülü öğretmenlerime saygıyla...