?ALACAHAN KERVANSARAYI ANADOLU MEDENİYETLER MÜZESİ?

?ALACAHAN KERVANSARAYI ANADOLU MEDENİYETLER MÜZESİ?

?ALACAHAN KERVANSARAYI ANADOLU MEDENİYETLER MÜZESİ?

Kangal Sivas?ın en önemli ilçelerinden birisidir. Kangal?ın jeostratejik konumu ve sahip olduğu tarihi ve kültürel değerler çok güçlüdür. İlçe merkezinde bulunan ve XVIII. Yüzyılda yapılmış olan Kangal Merkez Camii, XVII. Yüzyılda yapılan Alacahan Kervansarayı en önemli tarihi mekânlarıdır.

 Kangal, 1901 yılında ilçe olmuştur. Sivas valilerinden Halil Rıfat Paşa Sivas ? Malatya yolunu Kangal?dan geçirmiştir. Günümüzde de bu yol adeta doğunun köprüsü konumundadır. Yeni İl kazası Kangal merkezli olarak 1548 tarihinde kurulmuştur. Kaza ağırlıklı olarak Halep Türkmenlerinin teşkil ettiği Kangal ile Ağcakale, Aşudi, Mancınık ve daha sonraki yıllarda Kara Tonus, Gürün ve Zamantı,  Nahiyelerinin katılımıyla oluşmuştu.

Kangal?ın Alacahan, Çetinkaya, Deliktaş, Kavak ve Kuşkayası adında beş beldesi vardır. Biz burada Alacahan beldesini ele alacağız. Alacahan Kervansarayı; Alacahan Belde merkezinde bulunan Han siyah ve beyaz taşlardan yapılmış olduğundan Belde`ye ALACAHAN adı verilmiştir. Eser tamamen taştan yapılmış hiç bir yerinde ahşap veya başka malzeme kullanılmamıştır.Mimarisi incelendiğinde Selçuklu ve Osmanlı Han ve Kervansaraylarının karışık özelliklerini taşımaktadır. Kervansarayın Güney-kuzeybatı köşelerinden başlayarak batıya doğru bir birine parelel uzanan dikdörtgen bir sur ile çevrilmiştir. Surun Doğusunda bir kale kapısı görünümünde muhteşem kervansaray ve Camii de içine alan kale duvarlarının korunma amacı ile yapıldığı bilinmektedir.Duvarların 1.90cm kalınlığında moloz taş örgüsünün dışındaki kesme taşlar tamamen sökülmüştür. Yıkılmaya yüz tutan kale duvarları bir bölümü 1998 yılında yeniden örülmek sureti ile imar edilmiş kalan bölümler ise 2007 yılında bakım ve onarımı yapılmıştır. Tarihte surların tamir ve yapımına 1637 yılında başlanmış çok uzun bir süre devam ederek yıkılan yerler tamir edilmiştir. Kale duvarı giriş kemerinin üstünde sağ üst köşesi kırılmış olan arapça onarım kitabesinin okunabilen kısmından surların Hicri 1150 tarihinde Sultan I.Mahmut döneminde tamirini Hekim oğlu Ali Paşanın emrettiği Vezir Silahtar Mehmet Paşanın tamamlanmasını buyurduğu ve Mütevelli oğlu Seyit Hasanında tamirinde bizzat bulunduğu anlaşılmaktadır. IV.Murat Revan seferinden  Alacahan Osmanlı zamanındaki en önemli Derbent teşkilatlarından birisidir. Alacahan derbent teşkilatı mevcut olan bir hanın etrafına kurulmuştur. Alacahan o zaman bugün ki Kangal topraklarını kaplayan Yeni-il`e bağlı idi. Yellüce, Mancılık ve Alacahan Yeni-il`in en meşhur yerleri idi. Alacahan kısmen düz olan İç Anadolu bölgesi toprakları ile engebeli bir yapıda olan Doğu Anadolu bölgesinin geçiş noktasında bulunması sebebi ile çok önem arz ediyordu. En önemli ticaret ve yolcu kafilelerinin geçtiği yol üzerinde olduğu kadar hem gümüş ve ipek kervanlarının geçtiği güzergah da hem de Keban ve Ergani madenlerine gidip gelen hazinenin de yol güzergahında bulunmakta idi.

Alacahan uzun bir süre Divriği kazasına bağlı bir nahiye olarak kayıtlara geçmiştir. Kangal`ın ilçe olmasından sonra ise Kangal`a bağlı bir nahiye statüsü kazanmıştır. 1972 yılında belediye olan Alacahan`ın ilk belediye başkanı Alacahan derbentçilerinin soyundan gelen Haşim Derbentoğlu`dur.

Alacahan orta kolun geçtiği ana yol güzergahı üzerinde idi. Bu kol Üsküdar- Gebze- İznik- Bolu-Tosya- Merezifon- Tokat- Alacahan- Hasançelebi- Malatya-Harput- Diyarbakır-Nusaybin-Musul- Kerkük güzergahını takiben Bağdat , Basra yolunu meydana getirirdi.

Yaklaşık iki ay önce Alacahan beldesine bir ziyarette bulundum. Gerçekten şirin ve güzel bir orta Anadolu kasabası görüntüsüne sahip ve aynı zamanda Osmanlı yapımı Alacahan Kervansarayı gibi bir eşsiz şahesere sahiptir. Osmanlı arşivindeki bir belgeye göre bu kervansarayın yapımında 3.000 kağnı taş ve malzeme kullanılmış o dönemde. Alacahan Kervansarayı beni büyüledi diyebilirim. Alacahan Kervansarayı bence ?Anadolu Medeniyetler Müzesi? olarak yeniden tasarlanıp kullanılabilir diye düşünüyorum.  Alacahan Kervansarayı 2007 yılında Başbakanlık tarafından trilyonlarca para harcanarak restore edilmiş bu konuda devlet yetkililerimize müteşekkir olmak gerekir.  Alacahan Kervansarayı gibi böyle dev bir tarihi eserin bu büyük restorasyona rağmen boş bir şekilde bekletilmesinin hiç hoş olmadığını düşünüyorum. Tüm Türkiye?deki arkeolojik kazılardan çıkan tarihi eserler burada nefis bir tasarımla teşhir edilebilir diye düşünüyorum. Neden Alacahan Kervansarayı ?Anadolu Medeniyetler Müzesi? olarak yeniden tasarlanıp kullanılmasın. Bu mükemmel eseri insan bu şekilde görünce içi acıyor. Güzel de tanıtımı yapılırsa çok turist çekeceğini düşünüyorum.  Bu konuda Sivas Valiliği ve İl Kültür ve Turizm müdürlüğüne çok iş düşüyor. Fakat bize  Alacahan Kervansarayını gezdiren arkadaş buraya gereken ilgi gösterilmiyor diyerek çok sitem de bulundu. Bunun yanında Kervansarayın batısında, kale duvarı güney girişinin solunda ki Osmanlı Camiinin durumu da hiç iç açıcı değil. Bizzat gözlerimizle gördük camiinin içerisi su almış ve durmu içler acısı diyebilirim bu konuda da Vakıflar Bölge Müdürlüğünü acilen göreve çağırıyorum. Bu güzelliklerin yanında Alacahan Kervansarayının arkasında küçük bir hayvanat bahçesinin olduğunu duyunca şaşırdım doğrusu. Gezdiğimde özellikle kartal, sülün, keklik, tavus kuşu gibi bir çok kuş türünü barındıran hayvanat bahçesi bayağı dikkatimizi çekti.

Alacahan da önemli tarihi eserler bulunmasına rağmen çok güçlü kültürel birikime ve yapıya sahiptir. Büyük alim, mutasavvıf, şair Hacı Hasan Efendi Arabistanın kölü medreselerinde tahsil gördükten sonra hocasının icazetiyle Alacahan`a yerleşmiş ve din hizmetlerini yürütmüştür. Bir çok talebe yetiştiren ve bu bölgeye gönderen alim, mutasavvıf, şair Hacı Hasan Efendinin kabri Alacahan`da bulunmaktadır.   Hacı Hasan hoca bir dönem Kangal ilçesinin Alacahan beldesinden Altınyayla?ya İmam olarak gelmiştir. İlk olarak Hacı Hasan  efendi Altınyaylalı Hacı Üsükler?in  Hacı Mustafa davet ederek burada bir medrese açtırmış.  Hacı Hasan Efendi hem medresede ders vermiş hem de imamlık yapmış ve tekrar Alacahan?a dönmüştür.  Oğlu Hacı Said Efendi, Altınyayla?nın Tahyurt köyünden evlenerek buraya yerleşmiştir. Müderris Hacı Said Efendi,  Altınyayla ilçesinin Tahyurt köyünde medfun bulunmaktadır.

Çok sayıda şair mevcuttur Alacahan da.  Asıl ismi Abdurrahim Fahimî olan şair, 1853 yılında Alacahan`da (Sivas) doğmuş, 1933 yılında aynı yerde ölmüştür. Aslen Malatyalı bir aileye mensup olan Fahimi, Nakşibendiyye tarikatine mensuptur. Fahimî çok güçlü bir halk şairidir. Bu mensubiyetten dolayı soyunu Zeynel Abidin`e bağlar. Alacahan`da  aynı zamanda çok önemli ziyaret mekanları vardır. Bunlar en önemlisi şüphesiz Çoban Baba olsa gerekir. Çoban Baba`nın mezarı Alacahan beldesinde belediye binasının arkasındadır. Mezarın yüksekliği bir metre civarındadır. Mezarın yanında bir kuşburnu ağacı vardır. Mezarın üzeri açıktır.

Bölge halkından alınan bilgiye göre Çoban Baba; Horasan`dan gelerek önce Darende`ye daha sonra da Alacahan`a yerleşmiştir. Asıl mesleği çobanlıktır. Aynı zamanda iyi bir de köpek eğiticisidir. Bir rivayete göre daha önceleri Kangal köpeği ve Kangal koyunu, Çoban Baba`nın köpeği ve koyunu şeklinde isimlendiriliyormuş.  Bir diğer ziyaret yeri Bakır Baba ve Çiçekli baba dır.  Bakır Baba Alacahan?ın 12 km. uzağında ve 1200 m. yükseğinde bir tepede yattığı söylenir. Mezarın nerede olduğu tam belli değildir.  Çiçekli Baba, Ali Baba ve Bakır Baba?nın kardeşidir. Alacahan?a 7 km. kadar uzaklıkta bir kayanın bulunduğu yerde yattığına inanılır. Keramet ehli ve Allah dostu olduğu söylenir. Alacahan`da aynı zamanda Alevi- Bektaşi geleneği tarafından çok önemsenen Hacı Bektaş Veli ziyareti vardır.  Hacı Bektaş Veli Alacahan beldesine bağlı Bektaş köyündedir. Osmanlı arşivinde çalışan bir arkadaşım Alacahan halkının bir kısmının soyunun ehl-i beyte kadar uzandığını söylemişti.  Alacahan beldesine gittiğiniz zaman gerçekten bir çok Orta Anadolu kasabasında farklı ve tarihi ve kültürel dokusu çok zengin bir yerle karşı karşıya olduğunuzu hemen hissedersiniz. Alacahan beldesinin yeni yasal düzenlemeler ile belediyesinin iptal olacağı ve artık bir köy statüsünde kalacağı söyleniyor.  Alacahan Kervansarayı başta olmak üzere bu kadar önemli tarihi eserlere sahip olan bir beldenin köy olmasının çok uygun olmayacağını düşünüyorum. Alacahan Kervansarayı?nın çok önemli bir eser olması nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığının konuya el atarak bu kervansarayın ?Anadolu Medeniyetler Müzesi? olarak yeni bir anlayışla kurumsallaştırılmasının hem Sivas hem de tüm ülkemiz için hayırlı olacağını düşünüyorum. Alacahan?ın yetiştirdiği çok sayıda akademisyen, siyasetçi ve bürokrat vardır. Umarım bu konuya gereken ilgiyi gösteririler diye düşünüyorum. Makalemizi yine Alacahan?ın günümüzde Hayati Bilgin, Ümit Bilgin gibi yaşayan şairlerinden Metin Dalkürek beye ait güzel bir şiir ile son verelim.  Buradan ziyaretimizde bize yardımcı olan tüm arkadaşlara teşekkür ederek bitirmek istiyorum.

Şirin Beldem

Alacahan şirin beldem Tarihinde izi vardır Dört mahalle hep bir elden Tarifinde bizi vardır

Hemeşlerden tek mezara Fazla değil kısa ara Yürür name güzel yâra Yiğidinin sözü vardır

Kervansaray miras bize Ecdat yapmış dize dize Kurban olam canlar size Atamızın közü vardır

Sümbül dağın gelin olur Kış gelende yârin bulur Bu aşkları bilen bilir Güzelliğin tozu vardır

Kepeze gel bir gidelim Taşlarını seyredelim Çütlüğe de gel edelim Toprağının yozu vardır

Alacahan dedin yurdum Yollarına baktın durdun Çok hayaller düşler kurdun Her güzün bir yazı vardır

Garip metin satırları Daima say hatırları Çoban baba yatırları Evliyanın özü vardır

YAZAN:METİN DALKÜREK



Anahtar Kelimeler: 0